Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aptalı Tanımak

Celal Şengör

Aptalı Tanımak Gönderileri

Aptalı Tanımak kitaplarını, Aptalı Tanımak sözleri ve alıntılarını, Aptalı Tanımak yazarlarını, Aptalı Tanımak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tüm yolsuzluk suçlamalarının iftira olduğunu bir an farz edelim: O zaman Erdoğan ve arkadaşlarının yargı poliste aniden başlattıkları operasyonların amacı nedir? Sayın Başbakan, dost kazığı yediğini ifade etmiştir. Yani, kendisine göre, kendisine kazık atanlar devlete zarar vermektedirler. Peki, onları zarar verebilecekleri mevkiler, hem de yüzlercesini, atayan kimdir? Yine kendisi ve iktidarı. Demek ki bu iktidar bazı amaçlar uğruna devlete zarar verebilecek kişileri devletin en kilit mevkilerine getirmek basiretsizliğini göstermiştir.
Üniversite tahsilinin aslında tek amacı, öğrenciye bir meslek öğretmek değil (onu çırak mektepleri de yapar), düşünmeyi ve tartışmayı, eleştirmeyi bilen ve yeni gerçekleri bulmayı beceren bir birey haline getirmektir. Üniversiteye meslek öğrenmek için gelinmez. Üniversiteye yeni bilgi üretmeyi öğrenmek ve yeni bilgiyi araştırmalarla üretmek için gelinir.
Reklam
Eğitim
Bugün artık Türkiye'de üniversiteye gitmek tamamen bir vakit kaybı haline gelmiş,
Sayfa 38
Akıllı insan problemin çözümüyle ilgilidir,aptal ise kendi kafasındaki herhangi bir fikri çözüm diye dayatmak ister. ~Celal Şengör
Bir ülkenin bağımsızlığını kaybetmesi, o ülkenin sahiplerinin toplum bilincini kaybetmemeleri halinde çok büyük bir felaket olmayabilir, çünkü bilinçli bir toplum, kaybettiği bağımsızlığını geri kazanabilir. Ancak, toplum olma, yani bir yerde insan olma bilinci gitmişse, o toplumdan geriye ancak bir insanlık harabesi kalır.
Doğa, cahili ve aptalı affetmez. Doğayla oy vererek başa çıkamazsınız. Doğayla ancak bilim başa çıkar.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Bir lokma ekmek ve bir hırka ile kanaat eden insan yaratıcı olamaz. Bu felsefeyi öven hiçbir düşünce yaratıcı bir toplum ortaya çıkaramaz. Okullarında itaat ve kanaat öğreten toplumlar başkalarına itaate ve kendilerine verilenle kanaate mecbur olurlar.
Cehalet en büyük düşmandır. Ama bu düşman dışarıdan gelmez. Bunu biz kendimiz büyütür, bizi daha çok cahil edecekleri başımıza getirmek için sandıklara koşarız, zira cehalet rehaveti, rehavet yalancı bir rahatlığı, o da sonunda felaketi getirir.
Zira cahil, çevresiyle temasa geçemediği gibi bizzat kendisi hakkındaki bilgileri de değerlendiremez. Aptal ise bu veriler kendisine sunulsa bile bunlarla ne yapacağını düşünemez.
Zeki insan problemin çözümü ile ilgilenir ama aptal insan aklındakinin çözüm olduğunu indandırmaya çalışır
Reklam
Bilimin sonuçlarından toplum için fayda (veya zarar) üretmek bilimin uygulayıcılarının işidir.
Sayfa 37
Bir lokma ekmek ve bir hırka ile kanaat eden insan yaratıcı olamaz.Bu felsefeyi öven hiçbir düşünce yaratıcı bir toplum ortaya çıkaramaz.Okullarında itaat ve kanaat öğreten toplumlar başkalarına itaate ve kendilerine verilen kanaate mecbur olurlar.
Sayfa 33
Problemi Görmek
Her şeyden önce "inanmaya programlı bir toplumuz.Annemize babamıza inanırız,öğretmenimize inanırız,devlet büyüklerimize inanırız,din kitaplarına inanırız...inanırız da inanırz.Bu inançlarımızın bazıları çok derin ve köklüdür. Mesela anneye inanmak, doğal seçmenin ortaya çıkardığı kalıtımsal bir özelliktir:Yavrunun hayatta kalmasını sağlar.Babaya inanç,ta avcı olduğumuz kaba taş devrinden bize miras kalan bir özelliğimizdir.Onun da hayatta kalmamıza katkısı vardır. Dine inanç,ilkel toplumların sosyal çimentolarından biridir.Çevresinde toplanılan bir düzen yaratır. İnanmak rahatlık verir. Ama aynı zamanda da rehavet verir. Problemi olmadığına veya problemlerini kendi çözemeyeceğine inanan bir adamın rahatlığını bir düşününüz. Halbuki her şeyin kuşkulu olduğunu düşünen bir insan rahat yüzü görmez. Gelgelelim araştırıcılar da işte bu " rahatsız" insanlar arasından çıkar. Fazla rahata eren kişi,bilgiye de ihtiyaç duymadığı hasebine kapılır.Halbuki kuşkulu kişi,her fırsatta bilgisini kontrol etmek ister.Onun için herşey bir sorundur.Kimseye inanmaz,söylenilenleri problem addedip doğruluklarını kontrol etmeye gayret eder. Tabiata bile kuşkuyla bakar:
Sayfa 32
Bilim insanı gerçekten bilmek ister ve bilimin tek kaynağının kendi aklı ve gözlemleri olduğunun farkındadır. Yobaz ise inanmak ister. Onun aklı ve gözleri gerçeğe kapalıdır. Onun derdi inanmaktır. Ama inanmak istediği şey ne kadar zırva olursa olsun fark etmez. Yobaz inanmaya programlıdır.Onun şüphesi, onun "acabası yoktur. Hasan Âli Yücel'in bir yazısında belirttiği gibi, O "acaba" olmadan demokrat olmak,hatta insan olmak mümkün değildir.
Sayfa 23
Zira cahil, çevresiyle temasa geçemediği gibi bizzat kendisi hakkındaki bilgileri de değerlendiremez. Aptal ise bu veriler kendisine sunulsa bile bunlarla ne yapacağını düşünemez. Cahil ve aptal her türlü eleştiriden korkar, zira bellediği yolun dışında bir yolun varlığını bilmez, olabileceğini düşünemez ve kendisine gösterilse bile değerlendiremez.
Sayfa 17
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.