Aramakla Bulunmaz
İsmail KaraAramakla Bulunmaz Sözleri ve Alıntıları
Aramakla Bulunmaz sözleri ve alıntılarını, Aramakla Bulunmaz kitap alıntılarını, Aramakla Bulunmaz en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
XX. yüzyıl Türk mütefekkirleri arasında Türkiye'yi bir varlık, bir merkez, bir vasat, yol arkadaşı bulunabilecek, yürünebilecek bir zemin olarak yeniden inşa ve ihsas etme konusunda İsmet Özel'in yanına konabilecek kaç insan var? sorusu sorulması gereken bir sorudır. Benim aklıma merhum Nurettin Topçu'dan başka ikinci bir isim gelmiyor.
Sayfa 222Kitabı okudu
"Bir kitabı almayıp da pişman olacağına alırım da pişman olurum daha iyi."
- Ömer Faruk Akün
Sayfa 167 - DergahKitabı okudu
Bir mektepli diploma alırken tayin olunacağı memuriyeti düşünüyor; bir talebe ise icazetname alırken dine ne suretle hizmet edebileceğini tasavvur ediyor. Arada ne kadar fark var!... Bunların takdir olunacağı zaman din için ne mesud gündür!...
Sayfa 95Kitabı okudu
İlk subyan mektebinin Fatih tarafından Dâru't-talim adıyla Fatih külliyesi içinde kurulduğu kaynakların birleştiği bir husustur. Fatih vakfiyesindeki kayda göre mektebe yetim ve fakir çocuklar alınacak ve talebelere gündelik harçlıklar verilecektir. Fatih'in mufassal Ayasofya Vakfiyesi'nde de sıbyan mektebi kısmı için hususi bir bent bulunmaktadır
“bugünün İslâmcıları İslâmın daha düne kadar hayatın içinde ne kadar ciddi ve derin olarak yer aldığının farkında değiller, İslâmı yaşanmamış bir şey zannediyorlar. bunu bir anlasalar?!”
Olalı müntesib-i âşkın ey mâh
Tekyeden tekyeye gezmekten usandım
Sayfa 39
Arayanlar da bulanlar da bizim aradıklarımızdır.
"Bunlar müslüman adamlar kardeşim! Bir defa gerçek 'rüya'lar görüyorlar, görebiliyorlar. Bugünün İslâmcıları İslâmın daha düne kadar hayatın içinde ne kadar ciddi ve derin olarak yer aldığının farkında değiller, İslâmı yaşanmamış bir şey zannediyorlar. Bunu bir anlasalar?!"
Sayfa 15Kitabı okudu
O güne erişebilmek duası ile...
İcazetname ahzı talebelik hayatında müstesna bir ân-ı mesuddur. İcazetname cemiyeti bir talebenin hayatında görebileceği bütün cemiyetlerin, bütün mesud günlerin fevkınde bir tesir-i füsunkâre maliktir. Çünkü o gün âlâm ve mihnetle geçen bir ömr-i medidin rûz-ı mükafatı, yevm-i âzadıdır. Bu zamana erişebilmek için o zavallı talib-i ilim ne kadar metâib-i hayata katlanmıştır!
Çocuksuluk; gürültü, kalabalık, neşe ve yaramazlık ile dolu anlar; din ve ahlâk kültürünün küçük yaşlardan itibaren kişiliklere sirayeti; zengin ve renkli tipler, eşyalar, teamüller; geleneksel hayatımızda okumaya, okuyana atfedilen değer; dinî inançların ve kültürün hayatın her alanına derinliğine nüfuz etmesi...gibi birbirini besleyen öğelerden hangileri beni daha çok cezbediyordu, bunu tam olarak bilemiyorum.
Aramak -ki hiç nihayete ermez- rızaya mâni değil ya! Nitekim rıza da her şeyde ve her seviyede tekrar aranabilecek bir şeydir.
Bir şey ararken çok başka birşey ile nasiplenmek
Bir arayan vardı ve fakat buldukları o anda aradıkları değildi.
Çocuksuluk; gürültü, kalabalık, neşe ve yaramazlık ile dolu anlar; din ve ahlâk kültürünün küçük yaşlardan itibaren kişiliklere sirayeti; zengin ve renkli tipler, eşyalar, teamüller; geleneksel hayatımızda okumaya, okuyana atfedilen değer; dinî inançların ve kültürün hayatın her alanına derinliğine nüfuz etmesi... gibi birbirini besleyen ögelerden hangileri beni daha çok cezbediyordu, bunu tam olarak bilemiyorum.
Hepsi olamaz mı? Belki çocukluğunda, yazılı metinlerde anlatılanlar gibi çevresi ve içi itibariyle donanımlı bir mahalle mektebinin Engin ve zengin tecrübelerinden mahrum olmanın boşluğu? Kim bilir?
Rahmetli üstadımız sağ olsaydı "hepsini dahil etme evladım, bugün yine insafı yolda bırakmış gelmiş gibisin, azıcık itidal ve nasfet lazım, hep söyledim, yine söylüyorum: İlmin kimde olduğu belli olmaz, sırr-ı kaderdir bu. Anlayan yoktur diyeceğine vardır de ki var olsun. İsbat dururken niçin selb tarîkını ihtiyar edelim efendim, fesübhanellah" der, başını öne eğerek sigarasından kuvvetli ve derin bir nefes daha çekerdi. Nerede o hikmeti tabiat edinmiş zevat-ı muhtereme! Nurlar içinde yatsınlar. İntehâ.
Sayfa 168Kitabı okudu