Besim Tibuk ile Söyleşi

Asabı Bozuk Bir Adamın Portresi

Işıl Alatlı

En Yeni Asabı Bozuk Bir Adamın Portresi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Asabı Bozuk Bir Adamın Portresi sözleri ve alıntılarını, en yeni Asabı Bozuk Bir Adamın Portresi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İstanbul Barosu'nun ''Bu düşükleri (DP'liler) İstanbul Barosu'ndan kimse müdafaa edemez. Edecek olurlarsa, Baro'dan atılırlar!" kararını alabilmiş olması, kanımı dondurmuştur. Oysa, hukuken 10 kişiyi öldüren caninin bile müdafaya hakkı vardır. Bir baronun böylesi bir karar alabilmiş olmasını, Türk hukuk camiasının yüz karası olarak değerlendiririm.
Yönetici ve çalışanların hem birbirleri ile dost olup, hem de birbirlerini denetlemeleri pek mümkün olmuyor. Örneğin, ben NET şirketlerindeki yöneticiler arasında çekişme, tartışma hatta kavga görmezsem, tedirgin olurum! Birbirlerini sürekli methediyor , birbirlerinin açığını ele vermiyorlarsa, ortada muhakkak bir yanlışlık vardır diye düşünürüm! İnsanlar arasında kıskançlık, yanlış değerlendirme gibi duygular olması doğaldır. Buna rağmen, her şey süt liman gidiyor yani, böylesi doğal duygular sürekli bastırılıyorsa, orada muhakkak bir sorun vardır.
Reklam
Türkiye'deki bankacılık sektörüne hiç ama hiç saygım yoktur. Kredi aldığımız hiçbir banka daha Nuruosmaniye'deki dükkanımızı bile görmeye gelmemiştir , bırakın diğer yatırımlarımızı. Şirket kazanıyor mu, kaybediyor mu bakmazlar. Bizde bankacılar sadece kokteyllerde kendi aralarında dedikodu yaparlar. O dedikodulara hakim olabilir de iyi imaj yaratırsanız, itibarınız yerindedir!
hep mi aynı olur :')
Doktora yaptığınızı bilmiyordum! Yapmadım, sadece başladım. Aslında, doktora çalışması bana entellektüel tatmin sağlıyordu ve memnundum. Ancak, birkaç kez girdiğim halde, asistanlık imtihanlarının hiçbirinde başarılı olamadım. Çok sonra öğrendim ya da anladım ki, hocalar önceden mimlerlermiş asistanlarını ve imtihan formaliteden başka bir şey değilmiş !
(...) kendimi methederek dedim ki, "Benim şimdiye kadar beceremediğim hiçbir iş olmamıştır! " Cevaben şöyle demişti: "O zaman hedefini küçük tutmuşsundur! " Bu sözü hayatım boyunca unutmamışımdır.
Maaşım yılda 16.000 lira idi ama, elime geçenin bu olmayacağını, daha sonra öğrendim. İlk maaşımı almaya gittiğimde elime 850, 900 lira civarında bir para verilince, çok saşırdım ve itiraz ederek, elime ayda 1200 küsur lira geçmesi gerektiğini söyledim. Hesabı gösterdiler ve bana vergi kesintisinin ne olduğunu anlattılar. Bunu aklım almamıştı çünkü, ben zaten devlete çalışıyordum yani, devlet memuruydum. Devletin benden, kendi memurun­dan vergi alması da ne demek oluyordu? O gün bugün bu vergi meselesine çok kafa yorarım!
Reklam
18 öğeden 11 ile 18 arasındakiler gösteriliyor.