İvan Sergeyeviç Turgenyev 1818-1883 yılları arasında yaşamış, 64 yaşında vefat etmiştir. Asilzade Yuvası yazarın 1859 tarihinde yazdığı ikinci romanıdır. Rusya'da yayımlandığında çok ses getirdi ve 19. yüzyılın sonuna kadar Turgenev'in tartışmalı ve en çok okunan romanı olarak kaldı. Varvara Pavlovna ile bir asilzade olan Fyodor Ivanych Lavretsky'in hikayesi anlatılır. Çevirmen Ergin Altay'ın güzel çevirisiyle okunmasını tavsiye ederim.
Tipik bir Rus romanı. Zengin bir ailenin,içine kapanık oğlunun aşk konusunda ihanete uğraması ve ardından başına gelen olaylar. Bir çok Rus romanında olduğu gibi kitabın başında karakterleri tanırken zorlanacaksınız. Şöyle örnek vereyim;diyelim ki benim ismim Mehmet Abdullah İLKUTLU olsun. Romanda karaktere yeri geliyor Mehmet,yeri geliyor Abdullah,yeri geliyor soyisimle ve birde yeri geliyor Mehmet ismini samimileştirmek için Memoş ismiyle konuşturuyor. Kitaptaki karakter sayısı arttıkça da kim kimdi,hangisiydi karışıyor. Yine de çok güzel bir roman.
Turgenyev yenilikçi bir yazardır. Yeni şeyler söylemeyi sever ve bunları söyleme konusunda da pırıl pırıl bir zekaya ve hayranlık duyulacak bir anlatım tarzına ve gücüne sahiptir. Gerçi Dostoyevski ile pek geçinemez.
Lavretski aşkın şehri olan Pariste yaşarken eşi tarafından aldatıldığını öğrenince Rusya'ya döner. Kuzeninin yanına gelir ve burda Liza'ya aşık olur. Ve Liza onu aldatan eşinden tamamen farklı bir genç kızdır.
Tüm bu aşk ve eve dönüş sarmalları içinde bir yandan da soylu sınıfın ve köylü yaşamının derinlerine dalıyoruz.
Mutluyuz okuduğumuz için.
“Bir genç kızı anlamak çok zordur.”
Özellikle bizim toplumumuz da Rus edebiyatı denilince Dostoyevski ve Tolstoy konuşulur. İkili arasında münakaşalar yapılır. Tartışmalara girilir. Oysa ki….Turgenyev diye bir gerçeği de göz ardı etmememiz gerekir diye düşünüyorum…
Turgenyev’in eserlerinin çevirisi bile Türkiye’de çok az. (Babalar ve Oğulları dışında) Bu durum kesinlikle diğer eserlerinin iyi olmadığı anlamına gelmiyor. Diğer eserlerini de okuyan biri olarak Turgenyev okumaktan çok zevk alıyorum! O kadar akıcı ve sade, yormayan üslubu var ki, eserlerin de ilerlediğiniz sayfaların sayısını sonradan farkedince ne ara bu kadar okudum dersiniz!
Turgenyev okuyun…okuyun….okuyun!