Asilzade Yuvası, genç ve masum bir kıza aşık olan orta yaşlı evli bir adamın basit bir hikayesi gibi görünse de, Rus toplumu tasviri açısından çok daha karmaşık bir yapıdadır. Romanın kahramanı Fiyodor İvaniç Lavretski, bildiğim kadarıyla romanın yazarı Turgenyev’le pek çok özelliği paylaşan asil bir kişi olarak ortaya çıkmıştır. Lavretski’nin geçmişi son derece ayrıntılı açıklanmıştır: Onun soyu, yurtdışında yaşadığı hayatı, sorumluluklarından kaçarak ve İngiliz yüksek sosyetesindeki geçirdiği zaman dile getirilmiştir. Turgenyev, nihayetinde gerçeğin en başta belirsiz kalmasına karar verir. Romanın yazarı, Lavretski ve Liza’nın neler hissettiğini açıklayamayacağını belirten ve bu kişisel trajedilere işaretin ve bunları aktarmanın daha iyi bir şey olduğu sonucuna varır. Turgenyev, romanın kahramanının geçmişinin hatalarıyla yüzleşmek zorunda kaldığı ve küçülen geleceği için ne gibi seçeneklerin kaldığını belirlediği orta yaş hakkında duygularını ifade ediyor.
Bu eser şu şekilde özetlenebilir:
Çok gençken ölen, uzak, Anglofil bir baba ve serf bir annenin çocuğu olan Lavretski,
Moskova’da eğitim görür ve orada eğitim görürken operada adı Varvara Pavlovna olan güzel bir genç kadını gözetler ve sonrasında ona aşık olur ve onunla evlenmek ister. Düğünlerinin ardından, ikisi Paris’e taşınır ve burada Varvara Pavlovna çok popüler bir salon kadını olur ve sık ziyaretçileri arasında bir ilişki başlar. Lavretski olayı ancak sevgilisi tarafından ona yazılmış bir not bulduğunda öğrenir. Onun ihaneti şok etkisi yaparken, onunla olan temaslarını tamamıyla keser ve ailenin mülküne geri döner.
Rusya’ya döndükten sonra Lavretski, iki kızı Liza ve Lenoçka ile yaşayan kuzeni Marya Dmitrievna Kalitina’yı ziyaret eder. Lavretski, edalı Varvara Pavlovna’nın sosyal bilincinin aksine ciddi doğası ve dinine bağlı Liza’ya çekiciliğine kapılır. Lavretski, Liza’ya aşık olduğunu fark eder ve yabancı bir yayında Varvara Pavlovna’nın öldüğünü okurken ona aşkını itiraf eder ve karşılığında onun da kendisini sevdiğini öğrenir.
Aşklarını birbirlerine itiraf ettikten sonra, Lavretski evine döndüğünde, sözde ölmüş eşini salonda beklerken bulur. Ölüm raporlarının sahte olduğu ve arkadaşlarının gözünden düştüğünü ve Lavretski’den daha fazla para almaya ihtiyacı olduğu ortaya çıkar.
Varvara Pavlovna’nın ani ortaya çıkışını öğrenmesinin ardından, Liza uzak bir rahibe manastırına katılmaya ve kalan günlerini bir rahibe olarak yaşamaya karar verir. Lavretski, bir keresinde kilisede onu görmek için beklerken onu görmeyi başarır ve biraz konuşurlar.
Roman, sekiz yıl sonra Liza’nın evine dönen ve birçok şeyi değişmiş olsa da aynı piyano ve bahçe gibi unsurların bulunduğu bir son söz ile bitmektedir. Lavretski’nin anıları hayat bulur ve kişisel acısında bir anlam ve hatta güzellikler görebilir.