Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

2 Kitap Bir Arada

Aşk Bulutu-Mucizenin Renkleri

Nevra Karataş

Aşk Bulutu-Mucizenin Renkleri Sözleri ve Alıntıları

Aşk Bulutu-Mucizenin Renkleri sözleri ve alıntılarını, Aşk Bulutu-Mucizenin Renkleri kitap alıntılarını, Aşk Bulutu-Mucizenin Renkleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aşk Bulutu
Ekin artık mutluluktan ağlıyordu. Hızla kocasının boynuna sarıldı. "Seni çok seviyorum, Bulut. Seni ölesiye seviyorum. Çok seviyorum, çok çok!" derken geri çekilip yüzünü öpücüklere boğmaya başladı. Bulut gülümseyerek, karısını durdurup yüzünü avuçları içine aldı. Gözlerine bakıp, "Hep gül, gül yüzlüm. Seni çok sevdiğimi de unutma!"...
Sayfa 75 - Parola YayınlarıKitabı okudu
Bora, çok gülmeyen ağabeyini son zamanlarda ilk defa tebessüm ederken gördü. Ağabeyine bu kadar düşkün olan Bora, onun böyle acı çekmesini kaldıramıyordu. Bu acının bugün son bulmasını umuyordu.
Reklam
Mucizenin Renkleri Okuduklarının elbet bir açıklaması vardır Ecrincim. 🥲 “Ecrin, canım, iyi misin?” Ecrin bakışlarını yavaşça Bolat’a çevirdi. Birkaç saniye öylece baktı. “Okuduklarım rüya değildi?” Bolat böyle olmasını çok isterdi ancak maalesef elinden gelen bir şey yoktu. Başını iki yana salladı. “Değildi,” demekle yetindi. Ecrin robot misali dururken gözlerinden bir damla yaş aktı. “Yani bu defteri bulmasaydım, ben ölene kadar bu gerçeği bilmeyecektim!”
Mucizenin Renkleri Bolat, senin derdin ne acaba? Bolat, Ecrin’e bakıp, “Sorun nedir, Ecrin Hanım?” diye sordu. Ecrin, “Şey...” diyerek birden sustu. Ne diyeceğini unutmuştu. Sonra ilk aklına gelen şeyi söyledi. “Ben teslimat tarihini soracaktım.” Bolat biraz alaylı bir tonda, “Bu tür şeyler sizin işiniz sanıyordum yoksa yanılıyor muyum?” diye sordu. Ecrin, “Bolat, ben...” derken Bolat’ın katı sesiyle susmak zorunda kaldı. “Bolat Bey!” Ecrin anlamamış gibi, “Anlamadım?” diye mırıldanır bir tonda sorma gereği duydu. Şu anda her şey çok karışık geliyor ve bir anlam veremiyordu. Bolat, oturduğu yerde iyice arkasına yaslanıp ifadesiz bir şekilde Ecrin’e baktı. “Bunda anlaşılmayacak bir şey yok, Ecrin Hanım! İş yerinde profesyonel olmak gerektiğini bilecek kadar acemi değilsiniz!”
“Künyen nerede?” diye sordu. Ekin üzgün bir şekilde başını önüne doğru eğdi. “Çok paraya ihtiyacım olacağı için sattım.” Bulut başını iki yana salladı ve arabanın kapısını tutarak bir tıslama sesi çıkardı. “Sus!” dedi ve ciddiyetle devam etti. “Beni bu kadar zaman sensiz bırakmanın üstüne bir de bu ceza eklendi. Hazır ol karıcığım, bensiz uyuduğun ve gözüme uyku girmemesini sağladığın günler için seni çok acılı günler bekliyor.”
Parola YayınlarıKitabı okudu
Bulut bir an ne düşüneceğini bilemedi. Hayal kırıklığına uğramıştı. “Nereden tanıyorsun?” Ekin’in susmasıyla birlikte bedenini terk etmeyen öfke daha çok alevlendi. “Söyle! Nereden tanıyorsun, bana söyledikleri doğru mu? Bu fotoğraflar... Bu... Bu fotoğraflar gerçek mi?” Bir an sustuktan sonra, “Ya fotoğraftaki olanlar?” derken sesi fısıltıyla çıktı ve sözlerinin ardından fotoğrafları karısının önüne attı. Ekin’in transa girmiş gibi gözlerini açıp fotoğraflara bakmasıyla öfkeden delirdi. “Söyle bana, Allah’ın cezası! Yalan de! O adamı tanımıyorum de!”
parola yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Okuduklarının elbet bir açıklaması vardır Ecrin. “Ecrin, canım, iyi misin?” Ecrin bakışlarını yavaşça Bolat’a çevirdi. Birkaç saniye öylece baktı. “Okuduklarım rüya değildi?” Bolat böyle olmasını çok isterdi ancak maalesef elinden gelen bir şey yoktu. Başını iki yana salladı. “Değildi,” demekle yetindi. Ecrin robot misali dururken gözlerinden bir damla yaş aktı. “Yani bu defteri bulmasaydım, ben ölene kadar bu gerçeği bilmeyecektim!”
“İki saat on bir dakikadır senden uzağım.” Ecrin mesaja cevap vermeden önce bir tane daha geldi. “Saatler hep böyle yavaş mı ilerliyordu yoksa senden sonra mı yavaşladı?”
Ecrin, Bolat’a baktı. Kendisine yakın olan adama bir adım daha yaklaşıp elini yanağına koydu. Bolat, sevdiğinin elinin sıcaklığını hisseder hissetmez gözlerini kapattı. Ona yakın olmak ve öylece kalmak istese de şimdi zamanı olmadığını biliyordu. Ecrin fısıldayarak, “Yanımdasın, ne söylesem az geliyor,” dedi.
Bolat’a bakıp, “Sen git, Ecrin’i nasıl yemeğe ikna ederim, diye düşün,” dedi ve ağabeyine döndü. “Sen de ona tutmayan taktiklerinden ver!”
Reklam
Her gün Bolat’ın gözlerinin vadettikleriyle hayat bulan Ecrin, ondan yayılan hislerde yanılıyor olamazdı.
Dışarıda kara bulutlar tüm gökyüzünü kaplarken, sanki kötü bir haberci gibi hastanenin üzerinde yoğunlaşıyordu. Oysa yağmur bereketti ve belki de olacak olan en hayırlısıydı. Yine de çakan şimşek, göğü delen gök gürültüsü, iki adamın yüzünün asılmasına, içlerinin kararmasına yetmişti.
Bulut başını iki yana sallayıp, “Yanmışım ben,” dedi. Ekin’in aşkla bakan gözlerini gördüğündeyse, “Ama değersin, hem de her şeye. Ayrıca ortada affedilecek bir şey yok,” dedi.
Fısıltı gibi bir sesle, “Dokunma!” dedi. Sesi acı çekiyor gibi çıkmıştı.
Kalbi paramparça olmuştu ama cevap veremeyecek kadar eskiye dönmüş ve yaşadığı o derin acıyı yüreğinde hissetmişti. Ercan ortaya çıkmıştı! Yine aynı şeyler olacak, yine sevdiklerini kayıp mı edecekti? Aynı şeylerin olmasına katlanamazdı. Bu sefer olmazdı!
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.