Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aşk Bütün Yalnızlıkların Anasıdır

Ali Murat İrat

Aşk Bütün Yalnızlıkların Anasıdır Hakkında

Aşk Bütün Yalnızlıkların Anasıdır konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Ali Murat İrat, Birgün’ün çok “paylaşılan” köşe yazarlarından… Aşk Bütün Yalnızlıkların Anasıdır kitabıyla devrime, aşka ve ölüme sesleniyor, birçoğumuzun iç hesaplaşmalarını felsefi aforizmalarla paylaşıyor. “Sussam mı, konuşsam mı; haykırsam mı, vakur mu kalsam” diye yutkunduğumuz yerde, sözünü duvara saklıyor, hesaplaşmasını duvarla başlatıp bugün kâğıda döküyor. “Aşk, ölüm ve devrim”in unutulmaya yüz tutmuş yakın akrabalığından bi’ dal alarak sesleniyor bize Ali Murat. Hiç hissettiniz mi; aşktan kaçışınız, yüzleşme bahanesiyle geceleri duvara yaslanışınız, boğazınızdaki o yumru, burnunuzdaki sızlama, sizi biraz da ölümle burun buruna getirmiyor mu? Ali Murat İrat, işte tam da burada, tutkudan beslenen ama önce rutine, sonra kaçışa dönüşüp ölüme sürüklenen aşk ile devrimin kader ortaklığını deşiyor. Birgün’deki köşesinden gözümüzün ısırdığı yazar, kullandığı cümlelerden çok, seçtiği sinsi kelimelerle dilden dile dolaşmaya devam eden bir sözlük müptelası… Şimdi o kelimeleri, kâğıttan önce duvara yazdı İrat. Aşkın, ölümün ve devrim düşüncesinin yaşadığı tüm hayalkırıklıklarını, içten içe birbirine benzeyen kaderlerini, hatta ortak çıkış yollarını, ilk defa geceyarıları duvarlara konuştu, duvarla yüzleşti. Yüzleşmenin birden değil, yavaşça soyan çıplaklığına teslim oldu, duvarın soğuk yüzüne ağzına geldiği gibi haykırdı, yüzü kızarıncaya, duvarı ziftleyinceye kadar konuştu. Şu dünyada gündüz gözüyle ne kadar pislik yaşıyorsak, ne kadar iğrençliği tadıyorsak, Ali Murat bunlara saydırmak için akşamın çökmesine razı oldu, sabahki kaçışlarını geceye doldurdu. Kölenizken efendiniz, askeriniz sanırken birden komutanınız olan, sinir nöbetlerinizde silahınıza sürekli doldur boşalt yaptırıp da içine bir türlü o son kurşunu koydurmayan bir sert duvara dert yandınız mı? İnsana söylenemeyen ağır sözü, suratlara haykırılamayan öfkeyi önce duvara konuştu İrat. Okudukça duvara mı, size mi, yoksa her birimiz gibi kendine mi konuşuyor, kararsızlığınız artacak. Belki de ilk defa kararsızlık, sizi kendi duvarınıza çarpacak, ilk defa arafta olmak işinize yarayacak. Bu kitapla “karamsarlığın” ilacını hiç beklemediğimiz yerden, “kararsızlık”tan alacağız. Aşk Bütün Yalnızlıkların Anasıdır, ne aşk, ne duvar, ne de ölümden; kısacası yaşamın hiçbir zerresinden vazgeçmeden yazılmış bir felsefi dertleşme metni.
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 38 dk.Sayfa Sayısı: 128Basım Tarihi: Nisan 2015Yayınevi: Nota Bene Yayınları
ISBN: 9786059020534Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 86.7
Erkek% 13.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ali Murat İrat
Ali Murat İratYazar · 9 kitap
Türkiyeli gazeteci yazar. Farmakoloji alanında yüksek lisans ve doktora eğitimi görmüş; ODTÜ'de siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünde ikinci yüksek lisansını yapmıştır. Mülkiye'de ikinci doktorasını yaparken aynı zamanda bir zamanlar Sartre, Althusser, Foucault ve Gilles Deleuze gibi ünlü filozof ve kuramcıların ders verdiği Paris’teki Ecole Normale Superieure’da Felsefe eğitimi almıştır. Makale, deneme ve şiirleri BirGün, Radikal, Birikim, Evrensel Kültür, Bilim ve Ütopya gibi çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmıştır. Kadın sorununa ilişkin yazdığı yazılar oldukça etkileyicidir. Yine aynı konuda yurt içi ve yurt dışında çeşitli konuşmalar yapmaktadır. Köşe yazılarında genel olarak Aşk, ölüm, iktidar ve beden üzerine yazan İrat farklı üslubuyla dikkat çekmektedir (Örnek: şimdi, yürüyorum ankara’da protokol yolunda. en gri yeri burası bu şehrin. bu grilikler ve sıkıcı beton duvarların arasında gözüm takılıyor orhan veli’nin içine düşüp öldüğü çukura. şu sokağın arkasında denizler yatıyor ve evimin az ötesinde cemal süreya’nın adımladığı park. hayalimdeki kentte, anıtkabir’de, dizeleriyle bir din yaratan arkadaş zekai özger yatıyor, meclis büyük bir paintball arenası, şehrin en büyük caddesinin adı ankaralı turgut caddesi, bütün bakanlıklar boşalmış hepsi birer çocuk yuvası. ve yaşlılar için olgunlaşma enstitüleri, çocuklar için dedelere masal anlatma dersleri. ben her sabah bu düşleri kurarak uyanıyorum. oysa bütün akşam haberleri “rahman ve rahim olan devletin adıyla” başlıyor söze. ben hayal kuruyorum o söze başlıyor, ben hayal kuruyorum o söze başlıyor. birimizden biri mutlaka kaybedecek biliyorum…).