Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aşk Hikayeleri

Julia Kristeva

Aşk Hikayeleri Gönderileri

Aşk Hikayeleri kitaplarını, Aşk Hikayeleri sözleri ve alıntılarını, Aşk Hikayeleri yazarlarını, Aşk Hikayeleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Stabat Mater
Gerçekten de arzuların erotik tatmini yatıştırıcı birincil özdeşleşme değildir ve bu anlamda "aşk narsisizme el koyar". Bu durumda uyku hem arzu içinde yok olmuş narsisizmin onarılması hem de aşkın tanımının biçimlenmesine olanak veren uyarılmaya karşı bir unsurdur. Birbirlerinin kollarında uyuyan âşıkların birlikteliğinin bu tanımlanması olmasa erotik tüketim ölüme karşı bir yarış olur. Öte yandan âşıkların uykusu uyanışta simgeler imparatorluğunda yeni harcamalara, yeni okşamalara hazır bir imgesel enerjinin yüklenmesinden başka bir işe yaramaz...Uyuyan-ölüler Romeo ve Juliette, âşık olduğumuzda, ikimizin uykusu gibi erotik çılgınlığı bir süre yatıştıran sonra yeniden hızlandıran birbirlerine eklemlenmiş imgeler birikimidir..
Sayfa 310Kitabı okudu
Dinimiz: Benzer
"Otantik" olsun "üretilmiş" olsun, sanat her halükarda narsisistik anının, benzerinin, deyim yerindeyse sahte benzerinin gerekli yanını içerir ve bununla kutsal değerler evrenine meydan okur, bu evrenle alay eder ve bizi bir kolaylık ve haz armağanıyla cezbeder. Kendini sevdirir...
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
Dinimiz: Benzer
Freud, Sade'in kıyısında durur. Ama bu çekingenlik görünüştedir sadece. Çünkü Sadevari aşkın Devrim ya da Papa’nın yanında gözükerek ya da bunların karşısına geçerek baskın çıktığı yerde Freudvari aşkaktarım-nefretin ve ölümün ötesine atılmış bir iddiayı destekler açıkça: tedavinin dinamik sonuçlarını üreten aşk aktarımıdır. Freudcu ikilem aşk uzamının bu imkânsız uyumlulaştırılmasında, tutulma uzamının bu çatlağında bulur en güçlü ifadesini. Aşk sonsuza kadar onarılacak, anımsan anacak, canlandırılacak gerekli bir benzerdir. Aşka karşıdan bakan ne inançlı, ne pagan, ne çömez, ne sadıktır, ne de düş kırıklığına uğramıştır. Baş başa, monos pros monon Narkissos_aşılmaz olduğunu bilir ama hiç endişelenmeden geçici, örümcek ağı gibi, duru aşklar oluşturur. Tutkulardan ya da şafaklardan geçer ama ne dramatik-romantik, ne ateşli bir pornograf, ne düş kırıklığına uğramış bir zavallıdır. Hayallerini yitiren ama depresyon içinde olmayan Narkissos Freud'dan beri kendisini ne bir hata ne de yüce bir değer olarak görür: ama dolaysız bir simgeselliğin kendini göstermeye çalıştığı bir şehvetin sonsuz sınırı için. Aşk bir videodaymış gibi, oluşan ve bozulan ve bir imge gibi hem geçici hem de yaşam boyu sürer. Din aşkın sonu? Estetik aşkın yeniden kazanılması, sıradanlaştırılması?
Sayfa 167Kitabı okudu
Narkissos: Yeni Demans
Nesne neye yarar? Kaygıya cinsel yaşam vermeye. Narkissos başaramaz bunu. Başka bir boyuttadır o. Bir nesneye istif edilmemiştir ve kaygısı geri döner ona, bu geri dönüşte kaynaktaki bu ötekinin kendisinden başka bir şey olmadığını anlayınca ruhsal bir uzam oluşturmuştur: özne olmuştur. Neyin öznesi? Yansımanın aynı zamanda da ölümün öznesi. Narkissos nesne boyutunda ya da cinsel boyutta değildir. Ne genç insanları, ne genç kızları, ne erkekleri, ne kadınları sever. Sever, Sevilir: etkin ve edilgen, özne ve nesne. Aslında Narkissos nesneden bütünüyle yoksun değildir. Narkissos'un nesnesi ruhsal uzamdır; kendi kendisinin betimlenme düşlem'dir. Ama bilmez bunu ve ölür. Bilseydi zaten entelektüel, spekülatif kurguların yaratıcısı, sanatçı, yazar, psikolog, psikanalist olurdu. Plotinus ya da Freud olurdu.
Sayfa 156Kitabı okudu
Narkissos: Yeni Demans
Freud'un söylediği gibi kadının erkekten daha narsisistik olması çok güçlü bir olasılık değildir. Ama bir kadının çok güzel, doyum olmaz, özel bir imge açlığını kendi içine kapatabilmesi ya da daha psikolojik olarak kendi iç yalnızlığına, derin düşüncenin, düşün o harikulade acısına kapatabilmesi ve hatta halüsinasyona kadar gidebilmesi: işte hiçbir erotik (Yunanca anlamında) yanı olmayan ama hafifçe ya da aşırı bir şekilde âşık olan narsisizmin gerçek çözümü. Bakışın kendi içinde yok olması, birinin ve ötekinin ne görerek ne görülerek, ne özne ne nesne olarak kaynaşması ve yer değiştirmesi: üstünde mistik deneyimlerin çarpıştıkları bu kadınsı aşkı "ayna evresi"nden önceki imgelerin belirsizliğinde anne-bebek bedenlerinde yumak haline gelir. İmgeselin gerçekle yok edilmesi, imgeselin simgeselin egemenliği altında ortaya çıkışı, idealin taslağı ve kesinliği: Bu kadınsı aşkın belki de histerinin gizli psikotik alanının en ince biçimde yüceltmesidir.
Sayfa 152Kitabı okudu
Narkissos: Yeni Demans
Tanrı Narkissos'tur ve narsisistik yanılsama Benlik için bir günahsa eğer, idealim de daha az narsisistik değildir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Kutsal Bir Delilik: Erkek ve Kadın
İlahiler İlahisi'nin diyalogu ne trajik ne felsefidir: cinsiyetleri radikal biçimde karşı karşıya getirerek gerçek ve simgesel birliklerini bağlar. Aşk diyalogu gerilim ve zevk, yineleme ve sonsuzluktur; iletişim değil büyülü sözler söyleme'dir. Şarkılı diyalog. Yakarış.
Sayfa 128Kitabı okudu
Kutsal Bir Delilik: Erkek ve Kadın
Gerçekten de aşk deneyimi dile getirilmeye başlar başlamaz alegoriler evreni olan dile getirilmez anlam evreninde buluruz kendimizi.
Sayfa 125Kitabı okudu
Freud ve Aşk: Tedavideki Huzursuzluk
Ayrılık, bizim narsisist veya narsisistik olma -her halükarda temsil özneleri olma- şansımızdır. Bununla birlikte, bu ayrılığın açtığı boşluk aynı zamanda kimliklerimizin, imgelerimizin ve sözcüklerimizin içine gömülme riski taşıdığı, üstü pek az örtülmüş bir uçurumdur.
Freud ve Aşk: Tedavideki Huzursuzluk
Böylece en azından iki özdeşleşme düşünülebilir: Annesel nesneye yönelik arkaik ve çiftedeğerli duygusal bağlanmadan doğan (Gefühlsbindung an ein Objekt) ve daha ziyade suçluluk uyandıran düşmanlığın ivmesi üzerinde yer alan ilkel özdeşleşme; ve diğeri, kendisi zaten libidinal olan bir nesnenin (libidinöse Objektbindung) benliğin içine dahil edilmesi temeline dayanan, ve katıksız aşk ilişkisinin dinamiğini sağlayan bir özdeşleşme. Birincisi depersonalizasyona, fobiye ve psikoza daha yakındır; ikincisiyse, histerik aşk-nefret ilişkisiyle daha kapsamdaştır, ve peşinden koştuğu fallik ideali benimser.
Reklam
Freud ve Aşk: Tedavideki Huzursuzluk
Düşüncenin odağının -bir süre için- analizdeki aşkın üzerine kaydırmak, aslında, tedavi sırasında annesel kapsayanla narsisistik bir kaynaşmayı değil de, metaforik bir nesnenin ortaya çıkışını dikkatle incelemeye yöneltir: ruhsallığın ve adını koyalım- "kökensel bastırmanın" temelini atan yarılmanın kendisi, dürtüyü bir ötekinin simgeseline doğru çevirir. Metaforik dinamikten (organik ihtiyaçların izotopisini kıran, heterojen yer-değiştirme anlamında) başka hiçbir şey, bu ötekinin bir Büyük Öteki olduğunu doğrulamaz. Dolayısıyla analist, idealleştirici özdeşimin metaforik nesnesi olan Büyük Ötekinin, yerini geçici olarak işgal eder. Aktarım alanını, bunu bilerek ve yaparak yaratır. Aksine eğer analist bunu bastırırsa, Freud'un Kitlelerin psikolojisi'nde çoktan tiksintisini ifade ettiği malum Führer'e dönüşür: Bu, analiz pratiğinin böylesi... histerik görüngülerden uzak/korunmuş olmadığını oldukça iyi gösteren dehşet uyandıran bir olgudur.
Freud ve Aşk: Tedavideki Huzursuzluk
Hipnozda nesne benliği yiyip yutar ya da özümser, bilincin sesi zayıflar, “aşk körlüğü içinde, insan pişmanlık duymayan bir suçluya dönüşür" -nesne, benlik idealinin yerini almıştır.
Aşka Övgü
Bununla birlikte, oyunla ciddiyet arasında bir seçim yapamayız. Çünkü eğer hastalarımı gerçekten sevmiyorsam, onlardan ne işitebilirim, onlara ne söyleyebilirim? Karşı aktarım aşkı benim, kendimi onların yerine koyabilme kapasitemdir: Sanki o kadınmışım gibi, sanki o erkekmişim gibi bakabilme, hayal kurabilme ve acı çekebilme becerimdir. Bunlar özdeşleşmenin geçici anlarıdır. Geçici fakat yine de etkin füzyonlar; birbirini anlamanın verimli parıltılarıdır. Sırası geldiğinde kendimi bunun dışına çıkarabilmem koşuluyla. Bunlar bende, özgecilik, bağışlama, acıma, şefkat veya hayırseverlik duyguları değil; fakat sevdiğimiz ve nefret ettiğimiz, ve -gündüzleyin- kopuk olduğumuz birinin rüyamızda ortaya çıkışının sebep olduğu yoğun bir bağlılık duygusu uyandırıyor; kopuk olduğumuz halde yine de sevebildiğimiz fakat artık asla nefret edemediğimiz bir duygu. Cömert bir aşk: Biraz aşılmış ama asla geçilmemiş. Hala gerileme ve biraz mesafe dolu.
Sayfa 22-3Kitabı okudu
Aşka Övgü
Aşk deneyimi simgeseli (yani yasak, ayırt edilebilir ve düşünülebilir olanı), imgeseli (yani Benliğin kendini desteklemek ve büyümek için temsil ettiği şeyi) ve gerçeği (yani duyguların her şeyi arzuladığı, fakat benim bunun yanlızca küçük bir parçası olduğum gerçeğini dikkate alacak hiç kimsenin olmadığı bu olanaksızlığı) ayrılmaz bir biçimde birbirine düğümler.
Aşka Övgü
Analistin divanı toplumsal sözleşmenin bir aşk arayışına -ki bu arayış da aşktan yoksundur- açıkça izin verdiği tek yerdir.
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.