"... ziraatçilerin hoşuna giden bir bitki gibi önce yeşerir, sonra kurur da sapsarı olur ve sonra da çer çöp olduģunu görürsün...
Dünya hayatı aldatıcı bir geçinmeden başka bir şey deģildir."
Şimdi o bir efendi'nin esiriydi.
Zaten insanlar birçok şeyin esiri değil miydi? Kimi dünyanın, kimi nefsinin, kimi gelip geçici mutlulukların...
İki durum da aynı zilleti karşılamıyor muydu? Demek özgürlüğü başka bir âlemde aramalıydı.
Kul, Allah'ın sevgisine vasıl olunca, Allah ona kusurlarını gösterir. Böylece o, ne başkasının kusurlarını görür, ne de kusurundan dönmeden rahat edebilir. Bu Allah'ın ihsanıdır. O affetmeyi dilerse tevbeyi nasip eder