Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk Dönemi Maliye Politikaları

Kolektif

Atatürk Dönemi Maliye Politikaları Gönderileri

Atatürk Dönemi Maliye Politikaları kitaplarını, Atatürk Dönemi Maliye Politikaları sözleri ve alıntılarını, Atatürk Dönemi Maliye Politikaları yazarlarını, Atatürk Dönemi Maliye Politikaları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk ve arkadaşları mali disiplini, adam başına gelirin cari fiyatlarla 75,7 TL olduğu geri ve savaşın tahrip ettiği bir ekonomide; Osmanlı'nın dış borcunu da yüklenerek sağlamak ve ülkeyi aynı zamanda kalkındırmak gibi, devasa bir sorunu veya tarihçi Toynbee'ye göre ancak Herkül'ün altından kalkabileceği bir yükü üstlenerek ve kendi amaçları ve dönemleri açısından da başarılı olmuşlar ve geride izlenecek bir yol haritası bırakmışlardır. Kalkınma veya muasırlaşmak ülküsü devam etmektedir. Onlara olan şükranımızı ve/veya görevimizi, ancak kalkınmayı tamamlayarak yerine getirebiliriz.
Sayfa 204 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
1923-1938 Döneminde yaşananlar hiç kuşkusuz büyük bir mali devrimdir ve bir demokraside tekrarı da mümkün değildir: Mali Devrimler ile kastolunan Kapitülasyonlar'ın kaldırılması, Düyun-u Umumiye'nin tasfiyesi, millileştirmeler, gümrükler, Aşar'ın iptali, modern vergi sisteminin kabulü…vb. Milli devletin temelinde çekirdek devleti
Sayfa 201 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Reklam
SCF'nin Programı'nın, CHP'den ayrıldığı iktisadi hususlar:
Vergilerin girişimciliği caydırmasından sakınılacağı, bayındırlık yatırımlarının vergilerle değil borçlanma ile finansmanı, vatandaşların refahına ve mali ve iktisadi her türlü teşebbüslerine engel olan hükümet müdahalelerinden vazgeçileceği, yabancı sermayenin davet edileceği, özel teşebbüsün esas olduğu, devletin ancak ferdin yapamadığı işleri yapacağı, inhisarların kaldırılacağı, zırai kredi ihtiyacının karşılanacağı, sanayi teşviklerinin uygulanacağı ile nihayet tek dereceli seçim ve kadınlara oy hakkının tanınacağıdır. Netice olarak SCF Program'ı, eksik veya yetersiz de olsa günümüz iktisadi zihniyetine daha yakın bir program olduğu anlaşılmaktadır.
Sayfa 198 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Atay'a göre Cavit Bey'i "Lozan'dan beri muhalefete sürükleyen sebepler şunlardır: Büyük Avrupa Devletlerinin yardımı olmaksızın ve bu yardımları temin edecek tavizler yapılmaksızın Anadolu'nun ortasında tek başımıza bir devlet kurup yaşatamazdık. İstanbul'dan ayrılmamalı idi… Cavit iktisadi ve mali alemden kafasını ayıramayan, milliyetçiliği her bakımdan "darlaşma" sayan devrim diktalarına aklı yatmayan bir Osmanlı idi. Vatanperver namuslu adamdı… Komiteci değildi." Nitekim yıllar sonra İnönü, demokratik hayata geçerken C. Başkanlığı ve parti başkanlığının aynı kişide toplanamayacağı iddia edildiğinde; CHP başkanlığı için H. Cahit (Yalçın) uygun görecek ancak daha sonra söz konusu itiraz ortadan kalktığından olay gerçekleşmeyecektir.
Sayfa 195 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Toynbee Türkiye'deki asker yöneticiler için ifade ettiği "İktisat ve Siyaset öğrenimlerini deneme yanılma yöntemiyle tamamlayacaklar" öngörüsünde kısmen de olsa yanılmıştır. Zira iyi niyet yani değer yargıları da, bilgi kadar önemlidir. Örneğin Lozan'da Düyun-u Umumiye anaparasının taksiminde İnönü ve Cavit Bey arasında çıkan ihtilafta olduğu üzere yöneticilere, yurtseverlikleri doğru yolu gösterebilir.
Sayfa 191 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
1949 yılında Marshall yardımları için II. Dünya Savaşı sonrasında ekonomimiz ile ilgili raporlar hazırlayanların Thornburgh'un ve Baker'in bu dönemin performansı ile ilgili değerlendirmelerinin de olumlu olmadığına işaret edelim: Örneğin M. Thornburgh 1949'da şöyle demektedir: "Cumhuriyetin ilk yirmi altı yılı süresince insanların büyük çoğunluğunun hayat standartları hiç değilse bile çok az artmıştır." Thornburgh bu kalkınma hamlesindeki yavaşlığın nedenini şöyle tespit etmektedir. Türkler'in sanayileşmek gibi insanlığın en çileli sürecini memurlar yani plancılar ve KİT yöneticileri eliyle yürütmeye çalışması sermaye israfından başka bir şey doğurmamaktadır. İtiraf etmek lazımdır ki, yerli veya çağırılan yabancı uzmanlardan çok daha değerli olanı ve ileride Alman Mucizesi'nin mimarı olacak Prof. W. Röpke ve arkadaşları ülkemizde idi: Hitler kaçırdı, biz ise farkına varamadık veya itimat edemedik ve Amerikalılar ülkelerine götürdüler. II. Dünya Savaş'ından sonra K. Adenauer ile sosyal piyasa ekonomisi modelini Almanya'da başarı ile uyguladılar. Oysa Batı'da aydınlanma çağını başlatanlar Descartes gibi gezginci bilginler olmuştur.
Sayfa 191 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Reklam
Türkiye de aydınlar, o dönemde muhtemelen Z. Gökalp'in tutumu dolayısıyla İktisat'ın, bir bilim olmaktan ziyade; İngiliz çıkarlarına hizmet eden bir araç olduğunu düşünüyorlardı.
Sayfa 187 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
İngilizler, Türk devrimini ilgi ile izliyorlardı. Nitekim Toynbee'nin işaret ettiği gibi 1920'lerde Batı'nın (Emperyalizm'in) rakibi üç alternatif vardı. (i) Cihat veya ihtilal ile Batı'nın yıkılması gerektiğini ileri süren Araplar veya Sovyetler, (ii)Hindistan'dan yükselen barışçı ama pasif direnişçi çözüm veya (iii) Japonya ve Türkiye'nin pragmatik yaklaşımıdır. Türkiye'deki hızlı bir kalkınma, dünyadaki/sömürgelerdeki taşları oynatabilirdi. Netice olarak sadece denk bütçe ve sağlam para uygulamalarının, mali disiplini sağlamaya yeterli olmadığı II. Dünya Harbi ve sonrasında Tek Parti Yönetiminde yaşanan ve Varlık Vergisi'ne yol açan yüksek enflasyon ve bütçe açıkları ile gözlenmiştir. Özelleştirme tamamlanıp piyasa ekonomisine geçilmeden, kalkınma sorunu çözülmeden, demokratikleşmeden ve hatta hukukun üstünlüğü (hukuk devleti/mükellef hakları) sağlanmadan; mali disiplin konusunda kesin sonuç alınması zordur. Demokratik bir ülkede; kalkınmanın finansmanı dolayısıyla tasarruf açığının (iç açık) mevcudiyeti, doğal olarak bütçe açığını da davet eder. Mali disiplin, piyasa ekonomisi içinde kalkınmanın tamamlanması, demokratik denetim/muhalefet, mükellef haklarının tanınması ve hür basın ile mümkündür.
Sayfa 185 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Alınan dış krediler, genellikle sanayi projelerinin finansmanı için kullanılmıştır.
Sayfa 183 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Merkez Bankası'nın kurulması sırasında vergi dışı bir alternatif olan Osmanlı saray mücevherlerinden bir kısmının rehni suretiyle kredi arayışına gidilmiş ise de; aranan kredi imtiyaz karşılığı bulunmuştur.
Sayfa 183 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Reklam
Milli Bankacılık amacıyla kurulan İş Bankası ile özel teşebbüsün himayesi sağlanmış ve Türkler bankacılık yapamaz görüşü yalanlanmıştır.
Sayfa 183 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Vergi yükünün artışına paralel olarak, yabancı sermayenin ülkeyi terki, dünya buhranı ve kalkınmanın finansmanı gereği arasına sıkışma; ekonomideki bürokratik denetimin artmasını getirdi, özel teşebbüs geriledi ve yeri devletçilik ile doldurulmak istendi. Özellikle kalkınma ile ilgili ihtiyaçlar, devletçiliği davet etti.
Sayfa 181 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Siz bu denklemi yıkan %52'yi tanımamışsınız...
Özel tüketimin düştüğü bir ekonomide hükümetlerin halkın desteğini kazanabilmeleri güçtür. Nitekim özel tüketim veya harcanabilir gelir düştüğünde demokrasilerde iktidar, Tek Parti Rejimleri ise hükümet değişikliği beklenilmelidir.
Sayfa 176 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Kemalist Devrim'in, Dünya İktisadi Buhranı'na rastlamış olması Toynbee'nin işaret ettiği gibi bir şanssızlıktır.
Sayfa 174 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Dünya Buhran'ı döneminde bütün ekonomilerde fiyatlar düşüp, işsizlik artarken, milli gelirin azalmasına karşılık bizde ise; fiyatlar düşüp ve işsizlik çoğalırken milli gelirin de artması, ihtiyatla karşılanması gereken bir durumdur. Ayrıca cari fiyatlarla Milli Gelirin düştüğü bir dönemde sabit fiyatlarla (1948 fiyatları ile) Milli Gelirin arttığı hesaplanmaktadır ki, çelişik bir durumdur. Dünya buhranı dolayısıyla dış talep de düştüğünden ihracatımız da azalmaktadır. İktisat tarihi açısından, bir dünya buhranı döneminde; fiyatlar düşer ve işsizlik artarken, büyüyen bir ekonomiye, literatürde rastlanması çok zayıf bir olasılıktır.
Sayfa 171 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
156 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.