Atatürk

Andrew Mango

Atatürk Sözleri ve Alıntıları

Atatürk sözleri ve alıntılarını, Atatürk kitap alıntılarını, Atatürk en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Son derece mutsuz, hasta bir kadın olan Fikriye, Mustafa Kemal'in karakterini tanıyamamasının bedelini kendi canıyla ödedi. Latife de benzer bir hata yapacaktı ama bedeli bu kadar ağır olmayacaktı. Şubatın sonunda Ankara'ya dönerken Mustafa Kemal onu İzmir'de bırakmak istemişti. Latife bunu kesinlikle reddettiği gibi Çankaya'da kendisine destek olmaları için annesiyle babasını da yanına çağırdı. Muammer Uşşakizade bu fırsattan yararlanıp, Türkiye'nin gereksinimleri için Hint Müslümanları tarafından toplanmış olan parayı elinde tutan Mustafa Kemal ile bir iş ortaklığı yapmaya niyetlendi. Mustafa Kemal daha akılcı bir davranışla bu paranın 250 bin lirasını Türkiye İş Bankası'nın kurulması için sermaye olarak kullandı ve böylece, Türk girişimcilere yabancıların elindeki bankacılık alanını tanıttı. 26 Ağustos 1 924'te kurulan bankanın başına, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne İzmir'de katılıp direniş hareketinin liderlerinden biri konumuna gelmeden önce bir banka memuru olan Celal Bayar getirildi.
İstanbul'da İngiliz ordusunun varlığına hayranlıklarını sürdüren padişah ile Damat Ferit Paşa tablonun tümünü göremiyordu. Ali Fuat'a (Cebesoy) göre, Damat Ferit Amiral Calthorpe'un Doğu Anadolu'daki düzensizlikten şikayetini Dahiliye Nazırı Mehmet Ali ile görüştü. 1 26 Dahiliye Nazırı, Mustafa Kemal'in bölgeye gönderilmesini önerdi. Mehmet Ali, evlilik yoluyla akraba olduğu Ali Fuat aracılığıyla Mustafa Kemal ile tanışmıştı. Bu görüşme Ali Fuat'ın babası ve Mustafa Kemal'in ilk hamisi olan İsmail Fazıl Paşa'nın evinde gerçekleşmişti. Anlaşılan Mehmet Ali ondan etkilenmişti ki kısa süre sonra Mustafa Kemal'i Şişli'deki evinde ziyaret ederken yanında, evlilik yoluyla Harbiye Nazırı Şakir Paşa ile akraba olan Bahriye Nazırı Avni Paşa vardı. Sadrazam, bu tarihte Harbiye Nazırlığının orduyu yeniden yapılandırmak için üç müfettişlik kurmakta olduğunu İngiliz Yüksek Komiserliğinin tercümanı Andrew Ryan'a açıklamıştı. Fevzi ( Çakmak) başkentteki 1 . Ordunun, Cemal (Mersinli) Konya'daki 2. Ordunun müfettişliğine getirilmişti. Bu bağlamda Osmanlı Hükümeti Mustafa Kemal'i de Erzurum'daki 9. Ordu müfettişliğine atamayı önerdi.
Reklam
Atatürk - Enver Paşa 1.Dünya Savaşı
1923 yılında İstiklal Savaşı'nı kazandıktan sonra Türk gazetecilerine yaptığı açıklamalarda daha ihtiyatlı dayranacaktı. Dünya savaşı konusundaki sorumluluğu sorulunca, şöyle bir yanıt vermişti:İtiraf ederim ki, eski Osmanlı Devletinin Dünya Savaşı'nı nasıl bir amaçla ve ne elde etmek için girdiğini, yani savaşa katılmaktan amaçlanan ne olduğunu anlamış değilim. Dolayısıyla siyasi yönünü belirsiz bırakmak isterim. Savaştan büsbütün kaçınmak mümkün muydu? Yahut savaşa katılmayı ertelemek mümkün müydü? Bunlar dadüşünmeye değerdir . Savaşa girdikten sonra yönetim açısından yapılan hatalar çoktur. Bir milletin asıl güçleri, kendi hayatını ve varlığını savunmak içindir. Fakat kendi varlığını unutup da, kuvvetini herhangi yabancı bir amaç için kullanmak kesinlikle doğru değildir. Savaşı sevk ve idare edenler, Dünya savaşında kendi varlığımızı unutarak tamamen Almanların esiri olmuşlardır... Bu nedenle savaşı yönetmede sayılamayacak kadar hatalar vardır. Bu hataların tek sorumlusu Enver Paşa'dır. Enver Paşa'dan başka sorumlu aramak gerekirse, milletin kendisidir. Enver Paşa ölmüştür. Onun emri ile hareket eden kumandanları sorumlu tutmak doğru değildir. Sonra siyasi sorumlular da bir şekilde ölmüşlerdir... Bu noktayı bu kadar açıklamakla yetineceğim.
Sayfa 171
27 Eylül de Anadolu' daki son otoritesini de yitirmek üzere olan İstanbul Hükümetinin arabulucu olarak atadığı Abdülkerim Paşa ile Mustafa Kemal gece boyunca telgraflaştılar. Abdülkerim Paşa Mustafa Kemal'in Selanik'ten eski bir arkadaşıydı ve bir derviş gibi konuşan, dürüst bir askerdi. Mustafa Kemal ile görüşmelerinde yarı-şaka, yarı-ciddi özel bir tasavvuf dili kullanıyordu. Mustafa Kemal ona 'Büyük Hazret' diye hitap ederken, Abdülkerim Paşa da 'Kutbü'l-aktap' (kutupların kutbu; dönemin en büyük din adamı) deyimini kullanıyordu. Ne var ki arabuluculuğu sonuç vermedi: Mustafa Kemal, Damat Ferit'in derhal istifası için ısrar etti.
Slavlara karşı bir denge unsuru olarak Abdülhamit tarafından başlangıçta desteklenen Arnavut milliyetçiliği, Müslümanlar kadar Katolik ve Doğu Ortodoks Arnavutları da kapsayarak genişleyince, Osmanlı Hükümeti Müslümanların sadakatlerini seferber etmek için Padişah V. Mehmet'in bölgeyi ziyaret etmesine karar verdi. Sultan, 1911 Haziranında, 1389' daki Kosova Meydan Savaşı'nda Sırpların yenilgiye uğratılmasının yıldönümünde, tarihi savaş meydanında uçsuz bucaksız bir Müslüman kalabalığını namaza davet etti.
1904 Aralığında Mustafa Kemal Erkan-ı Harbiye'deki üç yıllık öğrenimini bitirdi. Kırk üç kişilik sınıftan başarılı olan on üç aday arasında, üç yıllık çalışmalarının toplamına dayanılarak beşinci olarak mezun oldu. İki yıl önce, gelecekteki rakibi Enver, üçüncü sınıfın birincisi ve okul ikincisi olarak mezun olmuştu.
Reklam
Ertesi yıl bunu tamamlayıcı bir yaklaşım rastlantı sonucu ortaya çıktı. Viyana’dan Dr. Hermann Kvergić adlı bir uzmanın gönderdiği mektup Mustafa Kemal’e gösterildi. Bütün dillerin ilkel insanları doğayı izlerken çıkardıkları hecelerden türetildiği ve orijinal seslerin Türkçe’de bulunduğunu yazıyordu. Mustafa Kemal’in hevesli desteğiyle,
Sayfa 567Kitabı okudu
Önce yerel seçmen kurullarının ve ardından milletvekillerinin seçilmesiyle gerçekleşen iki aşamalı seçim aslında bir formaliteydi. Bir istisna, kuralı herkese gösterdi. Karadeniz bölgesinin iç kesimindeki Gümüşhane seçim bölgesinde, aynı zamanda kaymakam vekili olan jandarma komutanı seçmenler kuruluna, “Biz emir aldık. İkinci seçmenler hükümetin gösterdiği kişilere oylarını verecek. Vermedikleri taktirde biz verdirteceğiz. Başka münakaşa istemez,” diye kestirip attı. Halk bunu reddedip, yörenin çok sevilen gençlerinden biri olan Zeki’nin seçilmesi için ısrar edince, Mustafa Kemal belediye başkanını arayarak hükümetin adayları seçildiği taktirde Zeki için iyi bir iş bulunacağına söz verdi. Ama ilk kez önerisi reddedildi. Bu defa Mustafa Kemal jandarma komutanını arayıp, “Çekiliniz! Ve seçimi serbest bırakınız. Bu oranda azimkâr olan bir halka daha fazla baskı yapılmaz,” diyerek seçmenleri rahat bırakmasını istedi. Sonunda seçmenler Zeki’nin dışında kalan bölge milletvekillikleri için hükümetin adaylarını seçtiler.
Sayfa 448Kitabı okudu
Mustafa Kemal’in liderliğine muhalefet, milliyetçi söylemlerle örtülüyordu. Muhalif politikacılar doğrudan doğruya Mustafa Kemal’e saldırmak yerine, Lozan’daki Türk heyetinin başkanı olarak İsmet Paşa’yı hedef alıyor ve onu yetkilerini aşmakla suçluyorlardı. 6 Mart’ta yapılan gizli oturumda gerginlik iyice arttı. İsmet Paşa’yı savunan Mustafa Kemal, muhalefet kanadının ateşli sözcüsü Ali Şükrü Bey’i ulusal çıkarlara zarar vermekle suçladı. Ali Şükrü Bey’in itirazlarını yine bir Karadeniz milletvekili olan Ziya Hurşit destekliyordu. Mustafa Kemal kürsüden inerken, milletvekilleri, elleri ceplerindeki tabancalarının kabzasında çevresini sardılar. Öfkeli rakipler küçük, kalabalık, alçak tavanlı toplantı salonunda birbirlerine karşı durdular. Mustafa Kemal’i destekleyenlerle İkinci Grup diye bilinen muhalif milletvekilleri arasında az kalsın yumruklar konuşacak, hatta silahlar çekilecekti. Durumu ancak oturuma başkanlık eden Ali Fuat kurtarabildi. Sesini duyuramadığını fark ederek, elindeki çanı iki rakip grubun arasında fırlattı ve oturumu kapattığını bildirdi. Oturum tekrar açıldığında hükümeti destekleyenler, Lozan’daki pazarlıkları sürdürmek için Türk heyetine talimat verme yetkisinin kabineye verilmesi konusunda bir önerge gündeme getirdiler. Bu önerge 20’ye karşı 170 oyla kabul edilirken, protesto eden muhalefet milletvekillerinin çoğu oy vermedi.
Sayfa 441Kitabı okudu
Tartışmaya açık bir seçimdi bu. Bolşeviklerle Gümrü Anlaşması’nın pazarlığını yapmış olan Kâzım Karabekir bu görevi kendisi için istiyordu. Ayrıca diğer ülkeleri kendi dışişleri bakanları temsil edeceği için, Ankara Hükümeti’nin Hariciye Vekili Yusuf Kemal’in de (Tengirşenk) Türk heyetinin başında olması uygundu. Mustafa Kemal kolay bir çözüm yolu buldu. Yusuf Kemal’e 24 Ekim’de çektiği telgrafta “istifa etmek konusundaki ısrarını” anlayışla karşıladığını bildirdi ve yerine İsmet Paşa’yı önermesini istedi. Yusuf Kemal kendisinden istendiği gibi davrandı ve meclis İsmet Paşa’yı, önce Hariciye Vekili sonra da Türk heyetinin başkanı olarak seçti. İki yardımcısından biri, çalkantılı siyasal yaşamını Mustafa Kemal’in muhalifi olarak tamamlayacak olan İttihat ve Terakki karşıtı bir politikacı ve Sıhhiye Vekili Dr. Rıza Nur idi. Heyetin danışmanları arasında Osmanlı Hükümeti’nin eski maliye nazırı ve İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimlerinden Cavit ile Hahambaşı Nahum da vardı.
Sayfa 417Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.