Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu

Andrew Mango

Sayfa Sayısına Göre Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Komşu ülkelerin milliyetçilerinin ise, onunla daha farklı sorunları vardı. Yunanlıları yenmiş, generalleri Ermenileri yenilgiye uğratmış, Arapları defterden silmiş ve Suriyeli Arapların kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri bir bölgeyi ülkesinin sınırları içine katmıştı. Kürt milliyetçileri, onu kendilerini asimile etmeye çalışmakla suçlarlar. Türk-karşıtı milliyetçiler Atatürk'ün itibarını zedelemek için çabalamaktadırlar. Ayrıca Türk ya da Türk olmayan Marksistlerin de kendilerine özgü eleştirileri vardı ama bunların artık önemi kalmadı.
Sayfa 2 - Sabah YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal Atatürk, Avrupa uygarlığının belle epoque-güzel çağında dünyaya geldi.
Sayfa 5 - Sabah KitaplarıKitabı okudu
Reklam
Sosyal Darwinciler, hayvanlar için türler ne anlama geliyorsa, insanlar için de ırkların aynı anlama geldiğine inanıyorlardı. Irksal farklılıkların yalnızca siyahlar ve beyazlar, Avrupalılar ve Asyalılar arasında değil, Germenler, Latinler ve Slavlar arasında da varolduğu düşünülüyordu.
Sayfa 6 - Sabah KitaplarıKitabı okudu
Geleneksel Hıristiyanlık kavramına bağlı olanlar dinsizlerle savaşmıştı, onların soyundan gelen aydın rasyonalistler ise cahil fanatiklerle uğraşmak zorunda kaldıklarına inanıyorlardı.
Sayfa 6 - Sabah KitaplarıKitabı okudu
Bir za­manlar Hıristiyanlığa karşı çıkan Müslümanlar dinsiz sayılırdı. Şim­di ise rasyonel aydınlanmayı reddettikleri için fanatik olarak görü­lüyorlardı.
1881 yılında Vikont de la Jonquiére. "Osmanlı halkı uygarlığa başka herhangi bir ulustan daha fazla karşı çıkmıyor. Onlarda bulunan dürüstlük ve namusu imparatorluğun diğer ırklarında aramak beyhude. Saplanıp kaldığı cehalet, kanlı kanıtlan öylesine çok olan fanatiklik, bunların hepsi onun kaderini elinde tutanlara yüklenmelidir." demişti
Sayfa 7 - Sabah YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Osmanlı devletinin kuruluş ilkelerinde Müslümanlık, hanedanlık ve ortaçağ yapısı vardı. Devlet, şeriat denilen İslam hukuku, kanun adı verilen hükümdar buyrukları ve örf denilen geleneklerle yönetiliyor ve bazen günlük gereksinimleri karşılamak için bunlar mantık dışına kadar genişletiliyordu.
Sayfa 8 - Sabah YayınlarıKitabı okudu
''Günümüzde genellikle radikal bir çağdaşlaştıncı ve Batılılaştıncı olarak bilinir. Bu tanım doğrudur ama yeterli değildir. Ülkesini, dünyanın en zengin ülkeleriyle aynı düzeye getirmek için Batı yöntemlerini ithal etmiştir çünkü, zengin ülkelerin büyük çoğunluğu Batı' da bulunmaktaydı. Ama onun hedefi taklitçilik değil, evrensel bir uygarlığa katılmaktı; Avrupa'nın Aydınlanma Çağı düşünürleri gibi, dine ve dinin neden olduğu ayrımcılığa karşın insanlığın ileriye doğru gitmekte olduğunu görmüştü. Gerçek bir bağımsızlık mücadelesinin, herkesi kapsayan laik bir ilerleme ilkesi adına, her ulus tarafından kendisi için yapılması ve böylece gelişmiş ülkelere karşı düşmanlığa yer bırakılmaması gerektiğine inanıyordu. Uygar insanların oluşturacağı evrensel bir toplumu ülkü edindiği için anti-emperyalistti. Her şeyden önce o bir kurucuydu, çağımızın en büyük ulus-yaratıcısıydı.''
Sayfa 9 - Remzi Kitabevi
...onun hedefi taklitçilik değil, evrensel bir uygarlığa katılmakti; Avrupa'nın aydınlanma çağı düşünürleri gibi, dine ve dinin neden olduğu ayrımcılığa karşin insanlığın ileriye doğru gitmekte olduğunu görmüştü.
Uygar insanların oluşturacağı evrensel bir toplumu ülkü edindiği için antiemperyalistti. Herşeyden önce o bir kurucuydu, çağımızın en büyük ulus yaraticisiydi.
Reklam
Geleneklerine bağlı Müslümanlar, onun laik gelişme ilkelerinde putperestligin gölgesini görüyor ve gâvurları taklit ettiğine inanıyorlardı. Bazıları ise onu, ilkeleri olmayan otoriter bir yönetici olarak görüyordu. Komşu ülkelerin milliyetçilerinin ise, onunla daha farklı sorunları vardı. Yunanlıları yenmiş, generalleri Ermenileri yenilgiye uğratmış, Arapları defterden silmiş ve Suriyeli Arapların kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri bir bölgeyi ülkesinin sınırları içine katmıştı. Kürt milliyetçileri, onu kendilerini asimile etmeye çalışlamakla suçlarlar.
Sayfa 9 - ÖnsözKitabı okudu
... Uygar insanların oluşturacağı evrensel bir toplumu ülkü edindiği için anti-emperyalistti. Her şeyden önce o bir kurucuydu, çağımızın en büyük ulus-yaratıcısıydı.
Bağlı bulunduğu Üniteryanizm mezhebinden İslama dönen Transilvanyalı bir Macar olan İbrahim Müteferrika Arap harflerini kullanan ilk matbaayı İstanbul'da ancak 1727 yılında açtı. Birkaç yıl sonra kapatıldı ve matbaanın çok daha sonra yeniden getirilmesi gerekecekti.
Sayfa 9 - Sabah YayınlarıKitabı okudu
Günümüzde genellikle radikal bir çağdaşlaştırıcı ve Batılılaştırıcı olarak bilinir. Bu tanım doğrudur ama yeterli değildir. Ülkesini, dünyanın en zengin ülkeleriyle aynı düzeye getirmek için Batı yöntemlerini ithal etmiştir çünkü, zengin ülkelerin büyük çoğunluğu Batı'da bulunmaktaydı. Ama onun hedefi taklitçilik değil, evrensel bir uygarlığa katılmaktı; Avrupa'nın Aydınlanma Çağı düşünürleri gibi, dine ve dinin neden olduğu ayrımcılığa karşın insanlığın ileriye doğru gitmekte olduğunu görmüştü. Gerçek bir bağımsızlık mücadelesinin, herkesi kapsayan laik bir ilerleme ilkesi adına, her ulus tarafından kendisi için yapılması ve böylece gelişmiş ülkelere karşı düşmanlığa yer bırakılmaması gerektiğine inanıyordu. Uygar insanıların oluşturacağı evrensel bir toplumu ülkü edindiği için anti-emperyalistti. Her şeyden önce o bir kurucuydu, çağımızın en büyük ulus-yaratıcısıydı.
1.293 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.