“..Teoman, Atilla, Gökçe, Mete, Ayça, Yıldırım, Özge, Oğuz gibi Türk adları alıyordu. 1934 yılında öyle bir süreçten geçiliyordu ki, insanlar yalnızca bir soyadına değil, sanki yitirmiş olduğu geçmişine ve özbenliğine kavuşuyor, olağanüstü bir dönem yaşıyordu.”
Sayfa 288