Ateş Etmek Gönderileri
Ateş Etmek kitaplarını, Ateş Etmek sözleri ve alıntılarını, Ateş Etmek yazarlarını, Ateş Etmek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Benim kendime özgü yapacak işlerim var.
Sayfa 177 - Kitap Yayınevi, Yeni Bir Şeyler Oluyor: 1
Dünyadaki koşulların uygunluğu Lovelock'ın çok ilgisini çekti. Öyle ki eğer atmosferdeki oksijen oranı yüzde on ikinin altına düşerse, gezegen yüzeyinde ateş yakmak imkansızlaşacaktır. Eğer yüzde yirmi beşin üzerine çıkarsa, yakılan her ateş, önüne gelen her şeyi yakıp kül edene kadar yanmaya devam edecektir. Artık kamp ateşleri değil, dev yangınlar olacak, ama onlar da bir süre sonra sönecektir, çünkü yanıcı hiçbir madde kalmayacaktır.
Lovelock şöyle bir sonuca varmıştır: "Yeryüzünün atmosferi öylesine gizemli ve zıtlıklar içeren bir karışımdır ki, şans eseri ortaya çıkmış olması akla uygun değildir." Böylece Lovelock, Antik Yunan'daki yer tanrıçasının adını verdiği Gaia hipotezini ortaya atmıştır. Kendi sözcükleriyle anlatırsak, bu hipotezin temel savına göre, "Atmosfer, okyanuslar, iklim ve yerkabuğu, canlı organizmaların davranış biçimi nedeniyle, yaşam için biyolojik olarak en uygun ortamı sağlayacak şekilde ayarlanmıştır."
Sayfa 175 - Kitap Yayınevi
Yerçekiminin bulunmadığı ortamlarda hayatın nasıl olacağını biliyoruz. Yörüngeye oturmuş olan uzay istasyonlarında haftalarını, hatta aylarını, ağırlıksız yahut ağırlıksızlık sınırına yakın ortamlarda geçiren insanlara neler olduğunu da biliyoruz. Artık beden ağırlığını taşımak zorunda olmayan kemikler ve kaslar yoğunluklarını ve kütlelerini kaybederler. Kan başa ve göğse doğru yükselir, çünkü artık onu ayaklara doğru çeken bir kuvvet yoktur. Bacaklar büzülür, omurgadaki diskler genişler, kalp kasları gevşer ve alyuvarların üretimi düşer. Beden bunun üstesinden gelmek için daha fazla sıvı salgılar ve kan plazması, kalsiyum, elektrotlar gibi hayati önemi olan maddeleri gereğinden çok daha fazla miktarlarda kullanır. David A. Wolf, Rus Mir Uzay istasyonunda geçirdiği dört buçuk aylık sürede, kas kütlesinin yüzde kırkını, kemik kütlesinin yüzde on ikisini kaybetmiş ve on bir kilo vermiştir.
Sayfa 171 - Kitap Yayınevi
Bildiğimiz kadarıyla tüm dünya dışı ortamlar, gerektiği gibi korunmayan insanlar için ölümcüldür.
Sayfa 170 - Kitap Yayınevi
Orada çalışmanın en zor zamanları, geride bıraktığımız yeryüzüne bakarak vakit harcamamaya çalıştığımız anlardı.
Sayfa 169 - Kitap Yayınevi, Jeffrey A. Hoffman (1985)
Yeryüzü aklın beşiğidir, ama sonsuza dek bir beşikte yaşayamayız.
Sayfa 169 - Kitap Yayınevi, Konstantin E. Tsiolkovski (1911)
İnsanlar en sonunda öylesine dehşet verici silahlar imal ettiler ki, bu silahların sahipleri bile korkuya kapılarak, geçici de olsa kendilerine hakim olmayı ve sağduyuyla düşünmeyi becerdiler.
Sayfa 154 - Kitap Yayınevi
Şimdi bırakın da, ilahi gökyüzüne ulaşacak gemiler ve yelkenler yapalım...
Sayfa 154 - Kitap Yayınevi, Johannes Kepler'in Galileo Galilei'ye Hitabı (MS 1600 Civarı)
Darwin, dil bir kenara bırakılacak olursa, insanoğlunun en büyük buluşunun ateş olduğunu söylüyordu.
Sayfa 149 - Kitap Yayınevi
Niels Bohr bir zamanlar şöyle söylemişti: "Eğer bir insan kuantum problemlerini biraz uçan düşünceler üretmeden çözebileceğini düşünüyorsa, bu durum söz konusu insanın kuantumlarla ilgili birinci maddeyi kavramamış olduğunu gösterir."
Sayfa 148 - Kitap Yayınevi
Amerika'nın ünlü deneyselcilik yanlısı bilim adamı Albert Michel son 1894'te şöyle söylemişti: "Öyle görünüyor ki, büyük ve temel bilimsel prensiplerin çoğu bulunmuştur. Artık yeni bazı gelişmeler için, söz konusu prensiplerin titizlikle etrafımızdaki tüm olgulara uygulanması yolunu izlemek yeterli olacaktır."
Sayfa 148 - Kitap Yayınevi
Führer'di, yani ancak duymak istediği şeyleri dinleyen mutlak bir despot
Sayfa 133 - Kitap Yayınevi
Davarlar gibi ölenler için hangi matem çanı çalar?
Sadece topların canavarca öfkeleri,
Sadece kekeleyen tüfeklerin hızlı takırtısı
Cevap verir onların aceleyle edilen dualarına.
Sayfa 118 - Kitap Yayınevi, Wilfrid Owen, "Anthem for Doomed Youth" Şiirinden (1918)
Bir Felemenk işgüderi durumu şöyle anlatıyor: "Onlara, kendi boğazlarını kesmeye mecbur kalacakları bir bıçak veriyoruz.
Sayfa 115 - Kitap Yayınevi
15. yüzyılın sonlarına doğru yaklaşırken, Atlas Okyanusu kıyısındaki Batı Avrupalıların ellerinde artık, Çin standartlarına göre küçük olsa da okyanusu geçmek için yeterli olan üç direkli ve kare seren yelkenli gemiler vardı. Bu gemiler yelken gücüne dayalı olduğu için kürekçilere ihtiyaç yoktu ve böylelikle gemide farklı görevleri ve amaçlan olan mürettebata ve yolculara yer açılmış oluyordu. İlk başlarda sadece pruva ve kıç taraflarında ağır toplar taşırlarken, zamanla artık kürekçilere ihtiyaç duyulmadığından, onların eskiden oturdukları alt güverte kısmındaki borda tirizlerine de toplar dizildi
Sayfa 114 - Kitap Yayınevi