Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İkinci Keman

Ateşi Çalmak 5

Galina Serebryakova

Öne Çıkan Ateşi Çalmak 5 Gönderileri

Öne Çıkan Ateşi Çalmak 5 kitaplarını, öne çıkan Ateşi Çalmak 5 sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Ateşi Çalmak 5 yazarlarını, öne çıkan Ateşi Çalmak 5 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne kadar becerikli ve gayretli olursa olsun, hamile bir kadın ne bir mağazada tezgahtar olabilir, ne de ünlü bir kuaför salonunda iş bulabilirdi. Mağazadaki tezgahtarlar ve kuaför salonundaki kadın kuaförler, daima zarif ve sevimli olmalıydılar ki müşterilerin hoşuna gidebilsinler. Patronlar, evli kadınları işe almıyor, çocuklu kadınların ise lafı bile edilmiyordu. Kıran kırana bir rekabetti yaşanan.
Sayfa 243 - Evrensel Basım Yayın
Antik devlette iktidar köle sahiplerinin elindeydi, ortaçağda ise feodallerin. Ayrıcalıklı zümrelerin çıkarlarını savunan devlet, 14. yüzyılda, emekçilere karşı kullanılan bir baskı aracı olma görevini üstlenmişti. Ve demokratik burjuva cumhuriyeti de bir istisna değildi.
Sayfa 93 - Evrensel Basım Yayın
Reklam
(…) ama Engels yarı uyur halde bile düşünmeyi sürdürüyordu. Goethe’nin sözlerini hatırlıyordu: Zenginliğinizi yitirmekle fazla bir şey yitirmezsiniz, Şerefinizi yitirmekle çok şeyi yitirirsiniz, Cesaretinizi yitirmekle ise her şeyi yitirirsiniz, Engels tüm yaşamı boyunca cesur olmuştu ve ölümü de öyle karşıladı.
Sayfa 391 - Evrensel Basım Yayın
“Biz sekiz saatlik işgününü, emekçilerin hak ettiği ücreti talep ediyoruz; eşitlik, gerçek özgürlük, emekçilerin mutluluğu için mücadele ediyoruz. Biz olanaksızın olanaklı olmasından yanayız. Ve bu, daima böyle olacaktır!”
Sayfa 112 - Evrensel Basım Yayın
Bir yıl içinde sendika, İngiltere ve Kuzey İrlanda’da yüz bin civarında emekçiyi bir araya getirdi. Bu birleşmeden önce gaz şirketleri ödünler vermek zorunda kaldı. Günlük çalışma süresini sekiz saate düşürdüler ve her vardiya için ücretleri altı pens artırdılar. Emekçilerin tarihte örneği olmayan bu başarısı, Marx’ın küçük kızının gerçek bir zaferiydi.
Sayfa 243 - Evrensel Basım Yayın
Yeryüzündeki insanları ak ya da kara diye damgalasaydım eğer, kötü bir diyalektikçi olurdum. İnsanlar ne melektir ne de şeytan. Hepimiz birer çelişki yumağıyız ve hiçbirimiz de mükemmel değiliz.
Sayfa 16 - Evrensel Basım Yayın
Reklam
Engels kalemini bıraktı, koltuğuna gömüldü ve düşüncelere daldı. Annesi, kız ve erkek kardeşlerinin bir türlü benimsemediği ölmüş karısını anımsadı. “Küçük burjuvalar, sahte sofudur,” diye düşünüyordu Engels ailesini anımsayarak. “Hiçbiri öylesine seven ve dürüst bir kalple karşılaşmamıştır.”
Sayfa 237 - Evrensel Basım Yayın
Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni
Bu yapıt, devletin ortaya çıkışının, gelişmesinin ve gelecekte yok olacağının öyküsüydü. İnsanın kendisini ve dünyayı kavrama girişimini adım adım izleyen Engels, toplumların nasıl sınıflara bölündüğüne, devletin farklı zamanlarda aşama aşama nasıl değişip güçlendiğine açıklık kazandırır. O, ezenler ve ezilenlerden oluşan bir dünyada, iktidarın daima zenginlerin ve güçlülerin elinde bulunduğunu tarihsel gerçeklerle kanıtlayarak, burjuva bilim adamlarının devletin sınıflar üstü özelliklerine ilişkin teorisini çürütür.
Sayfa 93 - Evrensel Basım Yayın
Clara gitgide daha da coşarak ve bu coşkuyu salondakilere de aktararak, proleter bir kadının yaşamda, çalışma alanında ve aile içinde karşı karşıya kaldığı ikili baskıyı anlatıyordu. Kadının kurtuluşunu sosyalizm mücadelesinden ayrı tutmanın mümkün olmadığını, örneklerle gözler önüne seriyordu. “Kendimizi feda etmede ve sorumluluk almada olduğu gibi, devrimci mücadelenin saflarına erkek yoldaşlarla eşit koşullarda katılarak silah arkadaşı olmaktan öte bir şey istemiyoruz. İnsanlığın kurtuluşu için mücadele eden proleterler, kadının ekonomik bağımlılığına göz yummamalı, insan soyunun yarısını körlüğe mahkûm etmemelidir!”
Sayfa 269 - Evrensel Basım Yayın
“Kadınlarınız yoldaşınız olmadığı sürece, siz erkekler zincirlerinizi kıramayacaksınız,” diyen sesi duyuldu Bebel’in.
Sayfa 270 - Evrensel Basım Yayın
Reklam
“Bir kadının edebiyattaki yolu her zaman engebelidir. Bin yıllarca süren eşitsizliğin doğurduğu önyargıyı kırması gerekiyor, erkekte ise acımasız, güçlü bir rakibi görüyor. Daha 18. yüzyılın sonunda, Büyük Fransız Devrimi sırasında, bir bakan karısı olan anı yazarı Madame Roland meslek seçimi üzerinde düşünürken şu acı sonuca varmıştı: “Eğer bir kadının yapıtları kötüyse onu acımasızca alaya alıyorlar, eğer iyiyse, başkalarına mal ediyorlar.”
Sayfa 127 - Evrensel Basım Yayın
Sömürünün adı "Ben size ekmek veriyorum"
“İngiltere’de sokaklarda bekleşen sizin gibi binlerce insan var!” diye bağırdı boğuk bir sesle gaz şirketinin yöneticilerinden biri. “Bugün işsizlerin sayısı okyanuslardaki deniz analarından daha fazla. Siz vasıfsızsınız. Yalnızca amelesiniz siz. Biz acıdığımız için sizi hemen işten atmıyoruz. Bize yalvaracaksınız ama çok geç olacak. Tanrı şahidim olsun ki, direnişle hiçbir şey elde edemeyeceksiniz. İyisi mi, güzellikle işinizin başına dönün.”
Sayfa 241 - Evrensel Basım Yayın
Bir ara konu frenolojiye gelmişti ve Engels, Yarmut’ta bir kafatası uzmanının, başını yokladıktan sonra onun iyi bir işadamı, fakat yabancı dil öğrenemeyecek biri olduğunu söylediğini, anlattı. Frenolog’un bu ciddi(!) yargısı, orada bulunanların kahkahalarına neden oldu; çünkü Engels o gece, değişik ülkelerden en az on kişiyle ana dillerinde konuşmuştu.
Sayfa 384 - Evrensel Basım Yayın
Tutukluluk, insan ruhu için oldukça büyük bir sınamadır: Güçlüler daha da güçlenir, zayıflar yıkılır. Ama tek kişilik hücrenin demir kapısı yüzlerine kapananlar oradan girdikleri haliyle çıkamamışlardır.
Sayfa 160 - Evrensel Basım Yayın
Her şeyini yitirmiş olanlar hiçbir şeyden korkmaz. Mutlu olanlar ise, kendilerinin ya da başkalarının başına gelebilecek tatsızlıklardan köşe bucak kaçar.
Sayfa 201 - Evrensel Basım Yayın
237 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.