Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

2018 Mart

Atlas - Sayı 300

Atlas Dergisi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Odessa’yı öne çıkaran özelliklerden biri de kendine has mizahı. Bir zamanlar Sovyetler Birliği’nin mizah merkezi olarak kabul edilen Odessa’da her yıl 1 Nisan civarında Mizah Festivali “Humorina” düzenleniyor. Güney havasıyla birlikte Ukraynalı, Rus, Tatar, Moldovyalı, Yahudi, Yunan, Ermeni ve Gürcülerin bir arada yaşama kültürünün bu mizahı doğurduğuna inanılıyor. Bu karışım Odessa’nın kendi alt kültürünü, argosunu ve dilini, dünyaya ironik bakışını oluşturuyor
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “programlar binlerce gönüllü öğretmenin desteğiyle her yıl 81 ilde 100 bini aşkın çocukla uygulanıyor, bugüne kadar uygulanan doğa eğitimleri ve farkındalık çalışmaları ile yaklaşık üç milyon çocuğa ulaştık” dedi. TEMA gönüllüsü eğitim bilimci Dr. Özgür Bolat ise şunları anlattı: “Günümüzün en göze çarpan sorunlarından biri çocukların doğadan uzaklaşması, doğal dünyaya yabancılaşması, servislere ve kapalı sınıflara sıkışması. Türkiye’de 8-14 yaş arası çocukların yüzde 56’sı evdeki vakitlerini teknolojik aletlerde oyun oynayarak geçiriyor.”
Reklam
Maslenitsa Festivali kışa veda edip baharı karşılama festivali. Slav mitolojisine göre Maslenitsa Tanrı Volos’la kişileştirilen bir güneş festivali. Hıristiyanlık geleneğinde ise Büyük Perhiz’den önceki haftayı temsil ediyor ve perhiz öncesi doyasıya yenilip içiliyor. Bu haftanın temel yiyeceği krep(blini). Pagan inanışında krepin altın rengi,
Gökyüzünde canı acır bir yıldızın, yeryüzünde bir ağaca kıyıldığında.
Eski deniz haritalarının hiçbirinde “Ege Denizi” adı geçmez. Zira, Atatürk’ün “ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri” olarak bilinen buyruğunda da gösterilen yere belli ki o zaman da “Ege” denmezmiş. Rumca Aigaion olan adın, mitolojideki Attika kralı Aigeus’tan geldiği söylenir, ancak adalarının bolluğundan dolayı pek çok dilde adı Adalar Denizi’dir, Artık, Ege diyoruz.
İmparatorluk Roma’sında evlerde yangın korkusundan pek yemek pişmezdi. Onun için sokak satıcıları oldukça iyi iş yaparlardı.
Reklam
İpek Yolu adını ilk kez, Alman coğrafyacı ve jeolog Baron Ferdinand von Richthofen’ın, Çin gezisini anlattığı eserinden öğrenmişti insanoğlu. Oysa doğunun ipeği ve baharatı başta olmak üzere pek çok ürününün kervanlarla batıya taşınması, çok eski tarihlere dayanıyor. Bunun en büyük kanıtlarından biri, İÖ 6’ncı yüzyıla tarihlenen Çin işi ipek kumaşı parçalarının bir Kelt hükümdarının mezarında bulunması. Bu, Ortadoğu ve batının milattan en az altı asır önce ipeği tanıdığını ortaya koyan önemli bir bulgu. İlkçağ ve ortaçağın en önemli ticaret rotası olan yaklaşık 6 bin 400 kilometrelik İpek Yolu, bir kısmı denizden olmak üzere birçok güzergâhı içeriyordu. Bunlardan biri de Çin-Tebriz-Kars-Erzurum-Malatya-Kayseri-Ankara-Ayaş-Beypazarı-Nallıhan-Mudurnu-Göynük-Taraklı-Geyve-Sapanca-İstanbul hattıydı. Günümüzde Sakarya, Bolu, Ankara il sınırlarını geçen “İpek Yolu Koridoru”, tarihi ve kültürel değerleriyle bu kadim mirası yaşatıyor. Söz konusu gezi rotası Sapanca-Geyve-Taraklı-Göynük-Mudurnu-Nallıhan-Beypazarı-Güdül-Ayaş ilçelerinden geçiyor.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.