Günümüzde dünyaya egemen olan dinsel, kültürel ve siyasi eğilimlerin çoğu Avrupa tarafından şekillendirilmektedir. Bu nedenle Avrupa'nın yaşadığı toplumsal süreci öğrenmek büyük bir önem taşır. Avrupa; aklın egemen olduğu, özgür ve demokratik bir toplum olarak, Doğu ise geri kalmış bir toplum olarak tanımlanmaktadır. Böyle bir tanımlama, Avrupa'nın Haçlı Seferleri ile Doğu'dan aldığı zenginlikleri göz ardı etmektedir. Ayrıca iki coğrafyanın farklı sosyal yaşam tarzlarını, iklim koşullarını ve temel geçim kaynaklarını göz önünde bulundurmadan bu tür bir karşılaştırma yapmak mümkün değildir. Avrupa toplumuyla diğer toplumların mevcut durumlarını doğru yorumlayabilmek için Avrupa'nın farklı toplumlarla olan tarihsel ilişkilerini iyi irdelemek gerekir. Bu kitap, Avrupa'nın Yakındoğu, Ortadoğu ve Uzakdoğu coğrafyalarıyla olan etkileşimlerine odaklanmakta ve Avrupa’nın bugün geldiği noktaya gelmesinde bu uluslararası temasların payı olduğunu vurgulamaktadır. Kitapta Roma İmparatorluğu’nun Pryos tarafından mağlup edilmesinden başlanarak İkinci Dünya Savaşı’na kadar geçen geniş dönem ele alınmakta ve yanlış öğretilen tarihi bilgiler düzeltilmektedir. Kitabı oluşturan makaleler genel okur kitlesi göz önüne alınarak hazırlanmıştır.