Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Avrupa Türkiyesi'ni Kaybımız

Yılmaz Öztuna

Avrupa Türkiyesi'ni Kaybımız Gönderileri

Avrupa Türkiyesi'ni Kaybımız kitaplarını, Avrupa Türkiyesi'ni Kaybımız sözleri ve alıntılarını, Avrupa Türkiyesi'ni Kaybımız yazarlarını, Avrupa Türkiyesi'ni Kaybımız yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Orduda bile bile ve isteyerek ihanet olup olmadığı çok münakaşa edilmiştir. O sırada 5 yıllık iç didişme ve particilik yüzünden Türkler o kadar birbirine girmişlerdi ki, Balkan bozgununun inanılmazlığı, çok şüpheler doğurdu. Ordu ve donanma subaylarının bir kısmının bozgun çıkması için ellerinden geleni yaptıkları söylendi. Bunun Türk Genelkurmay arşivine dayalı çok kuvvetli örnekleri de verildi. Rumeli Türklüğü, hattâ bütün Osmanlı Türklüğü için bir ölümkalım savaşı idi. Ama bazı Türkler'in böylesine bir ortamda bile düşmanın kazanmasına çalışacak kadar gözleri kızdı ve kör oldu. Ancak savaştan sonra bu ihanetlerin yargıya intikal ettirilmesine cesaret edilemedi, veya uygun bulunmadı...
Sayfa 99
Daha ilk günlerde Bulgarlar'ın Türk Birlikleri'ni atarak Türk topraklarına girmesi karşısında Bulgaristan Başbakanı Radoslavov, şaşkına döndü. Türk genelkurmayının bir aldatmaca ric'atle Bulgar Birlikleri'ni Türk topraklarina çektiğinden şüphe ediyor... Türk subayının 4 yıldan beri politika ile uğraşıp orduyu kendi hâline bırakmasının ve subayların iki ayrı partiye bölünmesinin neticesi olan bu durum, sivil mülkiye memurlarinda da görüldü. İlk mağlûbiyetler başlayınca ve düşman yaklaşınca, görevlerini bırakıp kaçan pek çok memur, askerî ikmalde çok mühim rolleri olan istasyon müdürü, hattâ kaymakam görüldü. Mülkiye görevlilerinin aileleriyle ka-çsaba ve şehirleri terk ettiğini öğrenen o kasaba ve şehir Türk halkı, çılgına döndü. Mantıksız bir paniğe kapılarak ve varını yoğunu bırakarak yolları doldurdu ve başlayan şiddetli kış içinde İstanbul'a doğru en büyük kısmı yayan kaçmaya başladı...
Sayfa 99
Reklam
Gene de merkezleri İstanbul, Edirne, Selânik'te olan Birinci, İkinci, Üçüncü Orduy-ı Hümâyûnlar'ın dört Balkanlı müttefiki kolayca ezmesi lâzımdı. Daha doğrusu Osmanlı genel kurmay planlarına göre böyle olması gerekiyordu. Avrupa mahfillerinin kanaati de bu istikamette idi. Ancak Avrupa, bir harbin bu derecede beceriksiz, bilgisiz ve liyakatsizce yönetilebileceğini hesaba katmamıştı... Türk Ordusunu, 1877-78 Rus ve 1897 Yunan harblerindeki vasıiflariyla kabul etmişti. Nâzım Paşa'nın, hazırlıklarını asla tamamlamamış, birbirleriyle bağlantısız birlikleri Bulgarlar'a karşı derhal taarruza geçirmesi ile bozgun başladı ve bir daha arkası alınamadı. Başkumandan Vekili gençliğinde akademide, taarruza başlayan tarafın kazanacağını okumuştu.
Sayfa 94 - Balkan Savaşları
Padişahlar hiçbir devirde orduyu iç politikada kullanmamişlardır. Bu, Osmanoğulları'nın değişmez prensibidir. Sultan Hamid buna dahildir. Muhaliflerini asla kendisine candan bağlı olan ordu ile korkutmamış, buna teşebbüs etmemiş, belki aklından geçirmemiştir. Devlet ve imparatorluk kurucusu, İslâm halîfeliğini de bünyesinde birleştiren bir hanedanın meşru hükümdarı olduğunu ileri sürerek tek başına yönetimini icra etmiştir. Bu iddia, imparatorluğun bütünlüğünün birinci faktörü olduğu için, 30 yıl gibi akıl almaz uzunlukta bir müddet iktidarda kalabilmiştir. İmparatorluğun bütünlüğünün ikinci faktörü olan Türk Ordusunu da 1876 darbesinin ayıbından kurtarıp politikadan uzak tutabildiği için, muvaffak olmuştur.
Sayfa 72
93 Harbi Bilançosu
Dobruca sancağı ilâvesiyle Romanya prensliği: 135.156 km², 5.300.000 nüfus (1875-78 yılları nüfusu). Niş sancağı ilâvesiyle Sırbistan prensliği: 45.427 km², 1.564.000 nüfus. Yeni aldığı kazâlarla beraber Karadağ prensliği: 9.427 km², 180.000 nüfus. Yunanistan'a bırakılan Tesalya: 13.488 km², 340.000 nüfus. Rusya'ya bırakılan Güney Moldavya (Bucak): 33.800 km², 800.000 nüfus. Avrupa'daki kesin kayıpların toplamı 237.298 km², 8.184.000 nüfus. Buna Asya'da kaybedilen Kars ve Artvin illeri ile Kotur kazâsını eklemek icab eder. Eğer Bosna-Hersek, Bulgaristan, Tunus, Kıbrıs gibi dolayısiyle Türk imparatorluğunun idaresinden çıkan ülkeler de katılırsa, 93 Harbi'nin bilançosu başdöndürücü mahiyet- te ortaya çıkar ve bütün bu topraklarda bugün yaşayan nüfusun bugünkü Türkiye nüfusu kadar olduğu görülür. İşte Midhat, Mahmud Celâleddin, Redif, İbrahim Edhem Paşalar gibi büyük gafillerin, kazanacakları hayaliyle Türkiye'yi sürükledikleri 93 Harbi'nin neticesi, rakamların belâgati ile budur. Bu savaş, Ruslar'ın Türkiye üzerindeki emperyalist ve doymak bilmez emellerini açığa vuran, en vâzıh tarihî olaylardan biridir.
Sayfa 68
II. Abdülhamid, Kıbrıs tâvizini vermeye mecbur kalmakla beraber, İngiltere'yi, Rusya'nın aleyhinde kaabil olabildiği derecede kışkırtmıştı. Berlin Muahedesi, çok zararlı olmakla beraber Ayastafanos faciasını pek çok hafiflettiğı için, II. Abdülhamid'in meşhur şahsî diplomasisinin bir şâ- heseridir. Tabiatiyle Türkiye, savaşta yenilmişti. Bahis mevzuu olan, Osmanlı devletine daha az zararlı şartlarla bir sulh temin etmekti. ... Berlin Muahedesi, Türkiye'yi Balkanlar'dan tasfiye etmiyor, bilakis Balkanlar'daki hayatını, 1913'e kadar 35 yıl uzatıyordu. Bununla beraber şartlar, harpden önceki duruma nisbetle, Osmanlı devleti için, yıkım denecek mahiyette ağırdı. Rusya'yı Balkanlar'dan uzaklaştırıyor, asıl kazançlı olarak Balkan devletçikleri ortaya çıkıyordu. 1699 Karlofça Muahedesi'nden sonra Türkiye'yi Avrupa'dan tasfiye eden ikinci büyük muahede olan Berlin anlaşması, bu bakımdan dönüm noktası teşkil ediyordu. Asıl tasfiye, 1913 Bükreş Muahedesi ile olacak, Avrupa Türkiyesi, Doğu Trakya'dan ibaret kalacaktır.
Sayfa 62
Reklam
Özetle 93 harbi
93 Harbi, Türk imparatorluğunun dağılmasını ve yıkılmasını haber veren büyük bir olaydır. Bu yıkılış 1912-13 Balkan Harbi ile başlamış ve 1914-18 Birinci Cihan Harbi ile tamamlanmıştır. Bu bakımdan 93 Harbi, Türkiye tarihinin en büyük felâketlerindendir. Bu harbin neticesi olarak imzalanan, zarar ve toprak kaybı bakımından çok feci olan Ayastafanos ve Berlin Muahedeleri, Karlofça'dan (1699) beri Türkler'in imzaladıkları en kötü anlaşmadır. 93 Harbi'nin felâketi, aşağıda anılacak olan büyük ülkeler kaybından ibaret olmadı. Bir milyonun üzerinde göçmen, bugünkü Bulgaristan topraklarından İstanbul'a doğru aktı; Rumeli ve Anadolu'ya dağıldı. Bulgaristan'da yarı nüfusu teşkil eden Türkler, azınlık durumuna düştüler. 93 Harbi'nden sonra ardı arkası kesilmez göç kafileleri, Türk tarihinin karakteristik bir manzarası haline geldi. Balkan Türklüğü, beş asırdır muhafaza ettiği saydı- ğı toprakları bıraktı. Türkler'i göçe, topraklarını ve servetlerini bırakarak gitmeye zorlamak için Rus müstevlîleri ve Balkanlar'ın bağımsızlık kazanan devletleri, her türlü zulüm ve baskıyı yaptılar. 93 Harbi'nin en büyük katliâmı, General Gurkoʻnun mâmur bir Türk şehri olan Eski Zağra Türkleri'ni toptan kılıçtan geçirmesidir.
Sayfa 55
93 Harbi'nin en büyük ve unutulmaz kahramanı, Gazi Osman Paşa'dır. Savunma savaşında, dünya askerlik tarihine yeni prensipler getirmiş ve bütün dünya askerî tarihlerinin müttefikan beyan ettikleri üzere, tarihin en parlak müdafaa muharebelerinden birini yapmıştır. XIX. asırda Türk milletinin yetiştirdiği, gerçek dehâ sahibi tek asker olarak kabul edilebilir.
Sayfa 54
Petersburg'da sarayları muhafaza eden hassa alayları ve Ukrayna Kazakları'nın süvari birlikleri bile Plevne 'ye yığıldı. Eylülün ilk haftası içinde Plevne önüne Ruslar, 6 yeni tümen sevketmişlerdi. Bu da yetmedi. Çar II. Aleksandr, 50.000 kişilik Romen ordusunu, Romanya Prensi I. Karol'e şu meşhur telgrafı çekerek, imdadına çağırdı: "İmdadımıza gel! Ístediğin gibi, istediğin yerden, dilediğin şartlarla Tuna'yı geç! Acele Plevne'de yardımımıza yetiş! Türkler bizi mahvediyorlar! Hıristiyanlık, dâvâsını kay- betmek üzeredir!"
Sayfa 44
Gazi Osman Paşa
30 Temmuz 1877'de Ruslar, 50.000 asker ve 184 topla Plevne'ye saldırdılar. Osman Paşa'nın 23.000 askeri ve 58 topu vardı. General Krüdner, selefinden daha şanssız oldu. 7.305 ölü verdikten sonra bozulan ordusunu zorla toplayıp Plevne önlerinden çekildi. Bu, İkinci Plevne Muharebesi ile Osman Paşa'nın adı bütün dünyada duyuldu ve ün kazandı.Sonuncu vuruşmada sadece 100 şehit ve 400 yaralı vermişti.
Sayfa 40
36 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.