Postkolonyal Düşünce ve Tarihsel Farklılık

Avrupa’yı Taşralaştırmak

Dipesh Chakrabarty

Avrupa’yı Taşralaştırmak Gönderileri

Avrupa’yı Taşralaştırmak kitaplarını, Avrupa’yı Taşralaştırmak sözleri ve alıntılarını, Avrupa’yı Taşralaştırmak yazarlarını, Avrupa’yı Taşralaştırmak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Koselleck şunları yazmaktadır (s.200): "Birçok anlam alanıyla birlikte çağdaş tarih kavrayışımız ... ilk olarak 18. yüzyılın sonuna doğru oluşturulmuştu. Bu tarih kavrayışı Aydınlanmanın uzun teorik tartışmalarının bir ürünüdür. Örneğin önceden Tanrının insanlık vasıtasıyla harekete geçirdiği tarih vardı, fakat insanların özne ya da öznesi olabilecekleri bir tarih yoktu." 1780 öncesine diye eklemektedir Kosselleck, "tarih" daima bir tikelin tarihi anlamına gelirdi. Örneğin bir "tarih öğrencisi" olma fikri -yani genel olarak tarih fikri- açık şekilde modern döneme, Aydınlanma- sonrasına mahsustur.
Sayfa 48 - Dergah YayınlarıKitabı yarım bıraktı
"Avrupa'yı taşralaştırmak" gibi bir projeyi tarihsel olarak mümkün kılan, Hindistan gibi bir ülkedeki siyasal modernite deneyimidir. Avrupa düşüncesinin böyle bir siyasal modernite örneğiyle çelişkili bir ilişkisi vardır. Zira Avrupa düşüncesi, Hindistan'da siyasal ve tarihsel olanı kuran çeşitli yaşam pratikleri üzerine düşünmemize yardımcı olma konusunda hem vazgeçilmez hem de yetersizdir. Bu kitap, sosyal bilim düşüncesinin bu eşzamanlı vazgeçilmezliği ve yetersizliğini -hem teorik hem de olgusal kayıtlar üzerinden- incelemek görevini önüne koymuştur.
Sayfa 44 - Dergah YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
Evrensel kavramlara karşı verilen mücadele
"Postkolonyal okul, adeta tanımı itibariyle, 18 yüzyıl Avrupa'sında şekillenen ve insan bilimlerinin temelini oluşturan evrensel kavramlara -insan ve Akıl gibi soyutluklara- bağlıdır. Örneğin Tunuslu filozof ve tarihçi Hichem Djait'ın emperyalist Avrupa'yı "kendi insan vizyonunu yadsımakla" suçladığı yazılarına bu bağlanma hali damgasını vurmaktadır. Fanon'un Aydınlanmanın insan tasavvurunu terk etmemekteki direnci -Avrupa emperyalizminin bu tasavvuru yerleşimci-sömürgeci beyaz adam figürüne indirgediğini bildiği halde- bugün postkolonyal düşünürlerin küresel mirasının bir parçasıdır. Evrensel kavramlara karşı verilen mücadele bu kavramların kabulünden sonra gelir. Zira siyasal modernite koşullarından evrensel kavramları bir kenara bırakmak kolay değildir. Onlar olmasaydı modern toplumsal adalet meselelerini ele alan bir sosyal bilim de olmazdı."
Sayfa 41 - Dergah YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Marx üzerine olan bölümün göstereceği gibi, evrenseller fikrine karşı çıkmadım fakat evrenselin modernitenin sorunlarını el alma çabamıza kaçınılmaz biçimde eşlik eden ve ancak bir tikel tarafından yeri gasp edildiğinde ana hatları görünür olan gayet değişken bir temsil olduğunu vurguladım.
Sayfa 26 - Dergah YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Avrupa kostümleri giymiş Bengalli
‏Benzerlerine gündelik hayattan aşina olduğum tarihsel karakterleri 1789, 1848, 1871 ya da 1917 Avrupa devrimlerinden türetilen isimler ve kategorilerle adlandırarak bu karakterlere adeta iki misli mesafe koydugumu düşünmeye başladım. Ortaya koymaya çalıştığım tarihsel nesnellik mesafesi vardı her seyden önce. Fakat ayrıca, sömürgeci Avrupalılar kılığındaki Bengalli aktörlerin şayet Avrupalılar Bengali konuşmuş olsalar nasıl konuşacaklarını belirgin Bengali aksanlarıyla taklit ettikleri, yani Avrupalıların bizi nasıl algılamış olabileceği hakkındaki kendi klişelerini ortaya koydukları Bengali oyunlari izlerken deneyimlediğime benzer bir komik mesafe daha vardi. ‏Marksist tarih oyunundan ödünç aldığım Avrupa kostümlerini giydirdiğim Bengal ve Hint tarihinden karakterlerime Avrupa üzerinden bakmanın koyduğu mesafeydi bu. Es geçemedigim bir gülünçlük vardı bu mesafe koyan ciddiyetimde.
Sayfa 21 - Dergah YayınlarıKitabı yarım bıraktı
"Sınai olarak az gelişmiş ülke gelişmiş olanda sadece kendi geleceğinin imgesini görür".
Reklam
37 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.