En Beğenilen Avuçlarıma Sığmıyor Yıldızlar Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen Avuçlarıma Sığmıyor Yıldızlar sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Avuçlarıma Sığmıyor Yıldızlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başınız darda mı, ortalığı karanlık mı görüyorsunuz, ... sukutuhayale uğramak istemiyorsanız, annenize, babanıza, kardeşinize, evladınıza, sevgilinize koşmakla vakit kaybetmeyiniz, soluğu doğrudan doğruya bir kütüphane veya bir müzede alınız; açık hava, güneş ve ferahlık orada, kütüphane veya müzede. Bu ikiz kapıların anahtarı, kahve, meyhane, sinema ve bar kapılarının anahtarları gibi zor tedarik edilir sanmayın, su gibi, hava gibi bedava tedarik edilebilir. Hem doğrusunu isterseniz anahtara lüzum da yok; zirâ bu kapılar aralıktır, serçe parmağınızla dokunsanız artlarına kadar açılacaklardır.
Duymak kâfi değil, duyurmak lazım, hatta güzel duyurmak lazım. Öyledir, aynı kumaştan iki terzi de diker biri hakikaten elbise olur, diğeri elbiseden başka her şeye benzer.
Öyle dalmışım ki bu akşamüstü,
Komşu arsadır gözümde gökyüzü.
Ben dünyadan bihaber bir çocuğum,
Kayıp zıpzıplarımı arıyorum.
Koşun çocuklar, koşun komşu kızlar,
Avuçlarıma sığmıyor yıldızlar.
Sanat eserinde dinî bir öğüt, ahlakî bir düstur, siyasî, içtimaî, iktisadî bir akide arayanlar, mesela Pascal'ı okuyup tanassur etmek, Gorki'yi okuyup komünist olmak safdilliğini gösterenler Goethe'nin Werther'ini okuyup intihar eden budala âşıklardan daha az gülünç değildir.
Duymak kafi değil, duyurmak lazım, hatta güzel duyurmak lazım. Öyledir, aynı kumaştan iki terzi de diker biri hakikaten elbise olur, diğeri elbiseden başka her şeye benzer.
Necip Fazıl hiç kimsenin aklına gelmeyecek, henüz keşfedilmemiş zengin bir şiir sahasına dalarak kuvvetli görüşleri, marazi hassasiyet ve fevkalade ifade kudreti sayesinde bize "Kaldırımlar" gibi ölmez bir şaheser vermiştir. Aydan, yıldızdan, bülbülden, gülden dem vurulan bir zamanda Necip Fazıl'ın Kaldırımlar'ı şiire susamış dudaklara bir iksir tesiri verdi. Gündüzün müziç gürültüsünden, sırıtan riyakar yüzlerden, güneşin müstehzi ışığından ve boş hararetinden artık hoşlanmayan titiz bir mizacın karanlık ve sükunete koşması tabii değil midir? Necip Fazıl bu hırçın arzuyu duymuş ve haletituhiyesini ne kadar samimi fakat ne kadar üstadane anlatmıştır:
Ne ışıkta gezeyim, ne göze görüneyim,
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları
Islak bir yorgan gibi iyice bürüneyim
Örtün üstüme örtün serin karanlıkları.
Avuçlarıma Sığmıyor Yıldızlar
Öyle dalmışım ki bu akşamüstü,
Komşu arsadır gözümde gökyüzü.
Ben dünyadan bihaber bir çocuğum,
Kayıp zıpzıplarımı arıyorum.
Koşun çocuklar, koşun komşu kızlar,
Avuçlarıma sığmıyor yıldızlar.