Sevgili gözlerinizde aradığım manayı bulsam, sonra kirpiklerinizde parlayacak yaşlarla bahtiyar, ölümün soğuttuğu ellerimi sizin sıcak parmaklarınızın arasında ısıtarak ölsem…
Şimdi arkasına, mazisine son bir bakış çevirince hayat denilen o korkunç, esrar dolu, ümitle sonsuz zannolunan zincirin hakikatteki manasızlığına hayret ediyordu…
Dahilerimiz(!), şairlerimiz, ediplerimiz Türk namını bir küfürmüş gibi ağızlarına almazlarken, kimi Osmanlı Devleti'nin hududu haricindeki kardeşlerini inkar ederken, kimi Osmanlı Devleti'nin yedi yüz senelik kısa bir tarihine kapanarak umumi tarihteki üç bin senelik ecdadıyla hiçbir münasebeti olmadığını cahilâne bir tehalükle söylerken Halide Hanım gibi bir milliyetperverin çıkması kadınlığın yüksekliğine delalet etmez mi?