Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

2018 Eylül

Ayarsız Dergi - Sayı 31

Ayarsız Dergisi

Ayarsız Dergi - Sayı 31 Gönderileri

Ayarsız Dergi - Sayı 31 kitaplarını, Ayarsız Dergi - Sayı 31 sözleri ve alıntılarını, Ayarsız Dergi - Sayı 31 yazarlarını, Ayarsız Dergi - Sayı 31 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ben bir keresinde çığlığımı yuttum, üç gün ne uyudum ne konuştum, içimde kıyamet yaşandı, dördüncü gün dünya yeniden yaratıldı. O zaman anladım ki insanın sesini duymak için var Tanrı.
Sayfa 40
“Seni unutmak korkusuyla doldum bir ân. Telefona sarıldım. Sesini duyarsam unutmam; ilk önce ses unutulurmuş çünkü. Aptal telefon, seni aramadı da adını arama motorunun birinde aradı. Ben de seni aramak üzere olduğumu unuttum. Gâlibâ sesini de unuttum.”
Sayfa 10 - Unutmaya Dâir Karamsar SöylevKitabı okudu
Reklam
“Aldırış etmeden yaşayabilmek lütuf olmalı.”
Sayfa 8 - Üzüm BuğusuKitabı okudu
Ben bir keresinde çığlığımı yuttum, üç gün ne uyudum ne konuştum, içimde kıyamet yaşandı, dördüncü gün dünya yeniden yaratıldı. O zaman anladım ki insanın sesini duymak için var Tanrı.
"Büyük hayallerin gölgesinde, bir tutam ferahlık bulmaya çalışan göğün evlâtlarıyız biz."
Sayfa 46
"Sokaklarını bilmediğin şehir senin için eloğludur. Çanakkale sana eloğlu, utanmıyor musun? Gelsene!"
Sayfa 38
Reklam
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı!
"Çanakkale önü deniz, arkası orman, tarihi ve coğrafi zenginlikleri olan bir doğa harikasıdır evet, ama bir günlüğüne gelen turistler için böyledir bu. Sığ ve yüzeyseldir bu bilgi."
Sayfa 38
Türk'ün dalgası...
"Kendisi de bir pehlivan kudretinde olan Halil Paşa, Abdülaziz Han'ın Fransa gezisinde Sultan'a refakat etmiştir. Ne var ki keyifli geçmekte olan Paris gezisi sırasında bir sergiyi ziyaret eden heyetin tadını kaçıran bir olay yaşanacaktı. Fransızlar kırmızı çuha ile kaplanmış bir yastığa "Tete Turque" yani Türk kafası adını vermişlerdi. Gelen geçen de bu makineye bağlı yastığa yani Türk kafasına yumruk atmaktadır. Bu nahoş duruma bir hayli içerleyen Sultan Abdülaziz, yanındaki Halil Paşa' ya dönerek "Halil Paşa göreyim seni, şunlara Türk'ün kudretini göster" diyecek Halil Paşa şöyle bir gerilerek makineye sadece tek bir yumruk atacak ve Fransızların Türk kafası dedikleri makine paramparça olarak sağa sola dağılacaktır. Abdülaziz Han müstehzi nazarlarla olayın şaşkınlığıyla gözleri yuvalarından uğramış şahitlerine bakarak; "Bu Türk kafası olamaz olsa olsa Avrupalı kafası olur," diyecektir "
Sayfa 35
"Bu sönmüş medeniyetler ocağında, yok mu eloğlu kadar bir payımız? Oğuz soyundan kalma mirasımızı, elbet gün gelecek, yine arayıp soracağız."
Sayfa 26
Reklam
Çuvaldız...
"Bizim en büyük talihsizliğimiz, düşman filan değil düşmanı bu kadar önemseyen siyasilerin o koltukları işgal etmesi."
Sayfa 25
Sözüm meclisten içeri...
"Allah sizi ıslah etsin! Burada yoktan başardığımız şeyleri görmezden geliyorsunuz da Meclis'te sabahtan akşama oturup, "çâre" diye üretebildiğiniz herzeler bunlar mı?"
Sayfa 25
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
"Neyse ki 27 temmuzda, büyük bir hezimetle, Çanakkale önlerinden ayrıldıklarını haber aldık. Biliyoruz yine gelecekler. Gelsinler! Bir kez daha sübut buldu ki, Türk'ün sığınacağı yegâne şey, kendi öz kudretidir."
Sayfa 24
"Yeryüzünde dedikodudan daha hızlı yayılan tek şey Hunlardır."
Sayfa 23
"Bu karabasan bittiğinde yalnızca annem ve sevgilim değil artık Tanrı da yoktu hayatımda, yani üstümden esirgemesini ve bağışlamasını kaldırdı sanırım. Bilemiyorum. Bilinemez..."
Sayfa 15
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.