AYASOFYA
Ey İslam'ın nuru,
Türklüğün gururu Ayasofya!
Şerefelerinde fethin, Fatih'in şerefi,
Işıl ışıl yanan muhteşem mabet!...
Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun?
Muhterem hâkimlerim!
Böyle bir yazıya nasıl olur da 161. maddenin ağzıyla; ‘milli menfaatleri kırıcı’, ‘halkın maneviyatını bozuyor’, ‘düşman karşısında memleketin mukavemetini azaltıcı’, ‘yabancılarla işbirliği yapmak’ gibi bizi çileden çıkaran, can düşmanımız komünistlere isnat edilebilecek en şeni, en deni suçlar bize isnat edilebilir?
İddia makamının diğer bir iddiası da şudur: Biz Türk-Yunan dostluk münasebetlerini bozmuşuz. Bir kısım vatandaşlar arasına nifak sokmuşuz. Ağlar mısın güler misin?
Bidayette söylediğim gibi savcılık bu davayı yanlış yere getirmiş. Dosyayı Yunanistan’a gönderseydi daha iyi etmiş olurdu.
İstanbul’un, hatta İzmir’in Yunan olduğunu söyleyen, bunun üzerine şiirler, kasideler yazan Yunan muharrirlerini, şairlerini Yunan hükümeti teşvik ederken, Ayasofya’da tekbir sesi, ezan sesi işitmek isteyen bir insanı bizimkiler vatana ihanet suçuyla ağır ceza mahkemelerine sevk ediyorlar.
Bu mukayese beni çıldırtıyor! Sanki karşımda iddia makamında Müslüman bir Türk’ü değil, Athenagoras’ın mümessilini görüyorum. Ürperiyorum!...
Din gayretiyle, iman gayretiyle kurtulan, şehitler ve gaziler memleketi olan bu memlekette, kendi öz vatanımızda, kendi vicdanımızın, kendi imanımızın, kendi tarihimizin sesini duyurmak, neden-niçin hangi ölçülere göre suç oluyor?”
"Müddei umumi(savcı) tepeden verilen emirlere göre hareket ediyor. Ayasofya`nın tekrar cami haline getirilmesinde benim ne gibi hususi maksadım ve menfaatim olabilir? Ayasofya'yı kiraya mı vereceğim, yoksa imamı mı olacağım? Beni bu yazıdan dolayı Türk savcıları değil, Yunan savcıları itham etsin. Böyle bir yazıyı yazdığımdan dolayı kendimi müdafaa etmekten utanıyorum ."
Osman Yüksel Serdengeçti Ayasofya'nın ibadete açılmasını ne çok istedi bunun için çok çalıştı, çok mücadele verdi bu güzel haberi bekledi.Gönlümüze bu cemreyi düşürenlerin en başında geldi.Rabbim rahmet eylesin. Ayasofya hürriyetine kavuştu elhamdülillah ama Serdengeçti'nin mücadele ruhunu anlamak ve vazgeçmeyen azmini örnek alabilmek adına okunmaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Ayasofya DavasıOsman Yüksel Serdengeçti · Derin Tarih Kültür Yayınları · 201329 okunma
Osman Yüksel Serdengeçti
Aslında böyle bir kitabın ve böyle bir kitabın yazılış sebebi olan davanın var olması bile bizim için bir utanç kaynağı olmalı. Yıl 1952 Yunanistan'da Ayasofya kilisedir, İstanbul (Konstantinopol) bizimdir tarzı yazılar. Bizde ise dostluk nutukları, dostluk ayağına fetih bile kutlanmıyor. Bunlar karşısında Bağrı yanık bir Anadolu çocuğu, 3 Mayıs 1944 olaylarında tabutlukta yatan akabinde üniversitede son bir dersi kalmışken solcu hocalar ve dönemin bakanı hükümeti tarafından okuldan atılan ve Serdengeçti olmasının yolunu açan bu olay karşısında Serdengeçti olan Anadolu'nun Mert evladı müze olan Ayasofya'yı gezerken hissettikleri ve Yunanistan'da çıkan yazılara hitaben mükemmel bir Ayasofya yazısı yazmıştır. Bunun üzerine hemen yazıya soruşturma açılır savcılık harekete geçer ve tam 1 yıl (1952-1953) süren dava süreci başlar. Bilirkişi raporunu yazan meşhur profesör İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun olumlu raporuna rağmen savcılık yazıyı milli birliği kırma ve dini siyasete alet etme gibi yazı ile alakası olmayan mesnetsiz iddialarla davayı ömür boyu hapis cezası ile yargılar. Osman Yüksel Serdengeçti savunmasında mahkemede aynen şu ifadeyi kullanmıştır.
"Bu mukayese beni çıldırtıyor! Sanki karşımda iddia makamında Müslüman bir Türk’ü değil, Athenagoras’ın mümessilini görüyorum. Ürperiyorum!..."
Kitapta savcılığın iddiaları, bilirkişi raporu, Osman Yüksel Serdengeçti ve avukatlarının müdafaaları ve davanın konusu olan Ayasofya yazısı yer almaktadır...
Ayasofya DavasıOsman Yüksel Serdengeçti · Derin Tarih Kültür Yayınları · 201329 okunma
Bu mukayese beni çıldırtıyor, çıldırtıyor beni!. Sanki karşımda, iddia makamında, Müslüman bir Türk'ü değil, Athenegorasın mümessilini görüyorum!. Ürperiyorum!. ürperiyorum!...
Tarih boyunca nasıl ki bu yurdu müdafaa için sayısız evlatlarını feda etmiş olan analarla dolu Anadolu'dan Türklük vasfı giderilemezse, Ayasofya'dan da Türk-Müslüman hüviyetinin manası öylece silinemez.