Gündem(deki/dışı) Çeşitlemeler

Aykırı Spinoza

Antonio Negri

Aykırı Spinoza Gönderileri

Aykırı Spinoza kitaplarını, Aykırı Spinoza sözleri ve alıntılarını, Aykırı Spinoza yazarlarını, Aykırı Spinoza yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Etik, varlığın varlığını sürdürmesi, savunması ve onun direnişidir. Spinoza yaşanmış bir devrimin şifresidir.
“Özgür bir insan hiçbir şeyi ölümden daha az düşünmez ve onun bilgeliği yaşam üzerine bir tefekkürdür, ölüm üzerine değil” (E IV Ö67) Etik eylem böylelikle, varlığın bağrında, tekil ile kolektif arasındaki gerilimde, oluşturma, inşa etme eylemi olacaktır.
Reklam
Dünya gittikçe indirgenemez bir tekillikle, kolektif bir tekillikle boyandığını göstermekte. Varlığın ve devrimin içeriği budur. Ancak eyleyerek bu bolluk içinde ayrım yapabiliriz, ancak yürüyerek bu sık tropikal doğada yeni yollar açabiliriz, ancak dümen başındayken bu denizde rotalar izleyebiliriz. Etik, yolumuzu açan ve ayrımlarımızı belirleyen, diyalektik olmayan anahtardır. Diyalektiğin yanlışlığı bütün kapıları açabilecek bir anahtarken, etik, tekilliğe uygun olan anahtardır.
Düşünmek için Spinozacı olmak gerekiyor.
Eğer Spinozacı olmayacaksak, yaşama umudunu ve felsefeyi yeniden nasıl savunacağız? Spinozacı olmak, belirlenimden ziyâde bir koşul. Düşünmek için Spinozacı olmak gerekiyor.
Spinoza kuraldışılıktır; bizim için değerli olan yaban bir değillemedir, bu baskıcı belirlenimin değillemesidir. Spinoza, onu haklı olarak tüm modern düşüncenin düşmanı yapan aynı nedenden ötürü bugün buradadır. O, oluşun boşluğu karşısındaki varlığın doluluğudur.
“Fakat Spinoza yok edilemez”
Vicdanlarda tamamlanmış bir devrimin hakikati, multitudo ve onun etkililiğinin keşfi yoluyla etiğin kendisi için varlığı olan Spinozacı hakikatin karşısında, iktidarın türdeşliğinin bin bir figürü olan diyalektik oluşun kalbinde, varlığın ihlaline ve restorasyonuna doğru bir eğilim durur. Spinoza’dan sonra, felsefe tarihi diyalektik ideolojinin tarihidir. Teolojik aşkınlık ve yabancılaşma geleneği, diyslektik bir kıtlıkta tekrar baş gösterir. Sürekli yenilenen sömürünün ve sürekli dayatılan mutsuzluğun sefil dökümünden başka bir şey olmayan teodise sorunu, Spinoza’dan sonraki üç yüz yıllık dönem boyunca felsefî düşünceye hükmetmiştir. Fakat Spinoza yok edilemez. Sonraki her felsefenin, varlığın içinde tutulduğu taşlaşmış zarfı kırmaya çalıştığı söylenebilir; işte bu kısacık anda felsefe doğal olarak Spinozacı diye tanımlanabilir; sonra bir kez daha kendisini diyalektik teodisenin hükümranlığına tabi kılmak üzere başka bir türün, piyasa ve ücret köleliğinin gerekliliğine doğru çekilir. Bu değişmeyen dizge ve burjuva ideolojisinin devrimci hikmete yönelik bu tekerrürü karşısında ne çok tiksinti ve sıkıntı duyarız! Adı ister hastalık, isterse yıkıcılık olsun, filozofu kurtaracak tek şey deliliktir. Bütün şeref delilere aittir. Hikmet hâlâ mümkünse, delinin tarafında aranmalı. Yani hakikat düşmanları Spinoza’nın felsefesini kuraldışılık diye tanımlıyorlarsa, onun arkadaşları ve takipçileri, tam tersine, bu felsefenin yabanlığını ve indirgenemezliğini tanımalılar.
Reklam
88 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.