Siz yüz yıllık bir çürümenin sonucusunuz. Bir ülke nasıl batar? Yalnızca savaşlarda yenilmekle değil, elindeki toprakları başkalarına kaptırmakla da değil... Ruhça çökerek, yaşamaktan koparak batar. Enver Paşa bir gün kaçıp gitti. Ne düşünüyordu o sırada biliyor musun? 'Bu sefer yenildim. Insanın hayatında yenmek de, yenilmek de vardır', diye düşünüyordu. O yenilgiden ne gibi ahlak çöküntüleri çıkacağını hesaplayacak yetenekte değildi. Ama dünyada bunu hesaplayacak kac devlet adamı vardır dersiniz? Pek azdır. Çoğu futbol maçı gibi görür devlet işini. Sonra vatanlar elden gider, uygarlıklar çöker, Etiler, Lidyalılar, Frigyalılar nerde bugün?
Bu dünyada intihar etmek için bile rahat bir köşe yok. Allah belasını versin! Her yan insan dolu, insansız bir yer bulmak ne güçmüş! Ben onlardan kaçtıkça onlar beni sarıyor, sıkıştırıyor, boğuyor, hareketsiz bırakıyor.
Ben de Eşfak gibi (belki de bizim bütün kuşak gibi) birtakım büyük işler için dünyaya gelmiş bir adamdım, çalışmak zorunda kaldığım için çalışacaktım ve bu yüzden de yazık olacaktı bana, kendini harcamış bir dahi gibi dolaşacaktım ortalıkta.