En Eski Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk kitaplarını, en eski Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk sözleri ve alıntılarını, en eski Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk yazarlarını, en eski Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İskender Hoca'dan inanılmaz bi roman daha!!! Tarihin sırlarla dolu sayfalarında, Fuzuli üstad'ın esşiz L&M kitabı eşliğinde kaybolacaksınız...Kesinlikle okunmalı!!
güzel başladı, anlatımı harikaydı önce. Sonra ne oldu ben de bilmiyorum ama bitiremiyorum. Son 5 yılda elime kaç kere alıp bitirmeye çalıştım ben de bilmiyorum.
Elimde olsa İskender Pala hocanın kendisine sormak isterdim; "Neden hocam, neden bu kadar kasarak yazıyorsunuz?" diye. Kalemine yazık, ilmine yazık. Okuyucuyu bu kadar güzel senaryolara sahipken boğmanın, tabirlerle tasfirlerle yormanın anlamı ne? Saygımdan, hikayenin asilliğinden yarım bırakmaya utandım. Biz hayatın karmaşası içinde okumaya zaman ayırmaya çalışan azınlıklarız bu devrin yazarının bu devrin okuyucusuna hitap etmesi lazım ki yazılanlar yazarıyla kalmasın okuyanlarla geleceğe intikal etsinler.
Fuzuli aşk ayrılığının azab olduğunu, azab kelimesinin a-z-b kökünden türediğini, bunun da "lezzet" demek olduğunu söylüyordu. Demek ki aşkın azabında bir lezzet vardı ve dertleri zevk edinmeyince aşkın tadı çıkmıyordu.
Sevinç çığlıkları Akademi Kütüphanesi’nin dış avlusuna ulaştığında, kulaklarıyla görmek istercesine dışarıyı dinleyen Süryani memur, Hilleli Mehmet’in önündeki kitapları alıp sandıklarına kilitlemek üzere götürdü. Geri döndüğünde elinde murassa bir hançer vardı. Kabzası çift boynuzlu ve çatal dilli bir yılan başı biçiminde dökülmüş bir hançerdi bu.
arkadaşlar bir arkadaşım bu kitabı okuyorken şöyle bir yanlışlık farkettik şehzade mustafanın annesini gülbahar hatun olarak almış yazar. mahidevran olarak biliyorduk. bu yanlışı fareden oldu mu. böyle bir yanlışa yazarın düşebilmesine inanamadık.
Normalde bir kitabı yarım bırakmayı hiç sevmem ama bu kitabı yarım bıraktım. İlk önce güzel başlamıştı ama sonra çok sıkıcı oldu. Mekanlar kişiler sürekli değişirken genel bütünlük sıkışıyor ve bir çıkmaza giriyor. Sürekli bir kaçma kovalamaca yaşanırken sebepler ve sonuçlar değişmiyor. Bir roman tadı alamadım...
iskender palanın okuduğum ilk kitabı
bir L&M hikayesi ancak bu kadar güzel anlatılır.
ancak bu kadar farklı bir dilden ve bu kadar hissederek anlatılır.
Şu kadar söyliyim kitabı bitirince kendimi süleymaniye el yazma kütüphanesinde bulmuştum ben :)