Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Balatlı Maria - Bizans'ta Aşk ve Hüzün

Haldun Hürel

Balatlı Maria - Bizans'ta Aşk ve Hüzün Hakkında

Balatlı Maria - Bizans'ta Aşk ve Hüzün konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

1261 yılı... Her çağın en güzel kentlerinden biri olan İstanbul, Katolik Latin işgalcilerden kurtarılmış, Doğu Roma İmparatorluğu yeniden başkenti İstanbul'a kavuşmuştur. Ancak kent perişan haldedir. Zalimliği ile ün yapmış, zevke ve eğlenceye düşkün İmparator Sekizinci Mikael bir yandan kentin yeniden yapılanması için uğraş verirken, diğer yandan aile içinde çıkan sorunlarla uğraşmaktadır. Karısı İmparatoriçe Teodora, Mikael'in kaçamaklarına göz yummakta ama gücü paylaşmak için de fırsat kollamaktadır. Mikael'in gayrimeşru kızı Prenses Maria imparatorluk geleneklerinin aksine, başına buyruk, özgürlüğüne düşkün ve asi bir genç kızdır. Kız kardeşi Eudoksia ve yakın arkadaşı Fani ile âşık oldukları İstanbul'da yaşamak, bu muhteşem kentin güzelliklerini doyasıya tadıyor olmak onlar için mutlulukların en büyüğüdür. Yine de Maria'nın hayatında eksik bir şey vardır, mutluluğunu pekiştirecek, hayatı onun için ölümsüzleştirebilecek bir şey: Aşk. Maria aradığı aşkı yarımadanın karşı kıyılarında, Galata'da bulur. Ancak bu, sarayın kabul edebileceği bir ilişki değildir. Aşkı arayan Maria'nın bulduğu ise acı ve hüzündür sadece. Tümüyle bildik, gerçek mekânlarda geçen bu yürek yakıcı romanı okuyan herkes, Balat'ı, Ayvasaray'ı, Galata'yı, Pera'yı, Beyazıt'ı, İstanbul surları ve kapılarını, Yedikule'yi... dolaşmak ve buralarda eski tarihin izlerini ararken, zavallı Prenses Maria'yla karşılaşmak için şiddetli bir arzu duyacaktır. (Tanıtım Yazısı'ndan)
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 20 dk.Sayfa Sayısı: 400Basım Tarihi: Ocak 2006Yayınevi: Dharma Yayınları
ISBN: 9789758729890Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 68.2
Erkek% 31.8
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Haldun Hürel
Haldun HürelYazar · 24 kitap
8 Mayıs 1949 Perşembe günü Trabzon’da evde doğdu. Bu evi dün gibi hatırlıyor (Bir yazlık sinemanın bahçesine bakıyormuş). Boğa burcu. İlkokula 5 yaşında başladı (Ağabeyi Onur okula gitmekten korktuğu için onu okula Haldun götürürmüş. Bunu gören öğretmeni onu da okula almış). İlkokul: Hırka-ı Şerif İlkokulu. Ortaokul: Gelenbevi Ortaokulu. 5 yılda bitirmiş. (Hep matematik, fizik yüzünden) Lise: 0 da 5 yılda bitmiş yine matematik, fizik yüzünden. Üniversite: Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Dekoratif Sanatlar Seramik Bölümü, 1975 mezuniyet. Sanat ve kültür aşkıyla yaşıyor... Sanat tarihi en büyük ilgi alanı.(Öğrencilik yıllarındaki müze gezintilerinde, en son o çıkarmış müze binalarından. Kendini unuturmuş o taşlar arasında.) Feridun İngiltere’ye gidip Onur da öğretmenliğe başlayınca şarkıcı Tülay’la Balkan ülkeleri turnesine çıktı. Sırf gezip tozmak ve davulunun başına oturmak adına. Sonra bir dönem seramik modelisti olarak çalıştı. 1981’de Nilgün Aksoy’la evlendi. 1984 yılında kızları Niran doğdu. Marmara, Bahçeşehir Üniversitelerinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Halen İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde dersler veriyor. Derslerinin konusu İstanbul ve sanat tarihi. HHaldun aynı zamanda yazarlık yapıyor. Yayınlanmış birçok kitabı var. İlk kitabı "Ölerek Yaşıyorum" bir hayli popüler oldu, birçok baskı yaptı. Diğer kitapları hep İstanbul üzerine. Çünkü o bir İstanbul aşığı ve uzmanı... İstanbul konusunda sürekli araştırmalar yapıyor. Yeni kitaplar, belgeseller hazırlıyor. Vurmalı sazların tümünü çalıyor. BBeatles, Dire Straits, Roy Orbison, Elvis Presley, Emerson Lake & Palmer ve Deep Purple’ı çok seviyor. Uçaktan korkuyor. (Yükseldiği için değil, kapalı bir alan olduğu için) Gri hariç her rengi seviyor. Dostluk en önem verdiği şey. "Dönüp dolaşıp herkesin sığınacağı yer dostluktur" diyor. Ancak bu, çok dostu olduğu ve herkesi sevdiği anlamına da gelmiyor. En büyük takıntısı kültür... Kültür olmadan, hiçbir gelişimin olamayacağını, eğitimle kültürün, tamamen farklı şeyler olduğunu savunuyor. Karanlık ve sessiz, özellikle de ortaçağa ait mabetlerin sihirli havasına hayran... Şatoları, kiliseleri, eski camileri, harabeleri seyretmeye doyamıyor...