Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar

Rebecca Solnit

Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar Gönderileri

Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar kitaplarını, Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar sözleri ve alıntılarını, Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar yazarlarını, Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Öfke ve arzu aynı potadadır, öy­lesine iç içe geçmişlerdir ki sonuç Eros'u Thanatos'a, sevgiyi ölüme çevirme tehdidini de beraberinde getirir, bazen gerçek anlamda.''
''Şiddet öncelikle oto­riter bir doğaya sahip. Başlangıç noktası şu önerme: Benim seni kontrol etmeye hakkım var.''
Reklam
''Şiddetin bir ırkı, sınıfı, dini ya da milliyeti yok, ama şiddetin bir cinsiyeti var.''
Onu öldürmek için elimden geleni yaptım. Eğer bir mahkemede bu eylemi savunmam gerekseydi nefsi müdafaa olduğunu söylerdim. Evdeki Meleği Öldürmek bir kadın yazarın uğraşının parçasıydı. Melek ölmüştü ölmesine, peki geriye ne kalmıştı? Geriye kalanın basit ve sıradan bir nesne olduğunu söyleyebilirsiniz; yatak odasında, masasında mürekkep hokkasına bakarak oturan genç kadın. Bir diğer deyişle, yakayı o sahtekarlıktan kurtaran genç kadının, kendisi olmaktan başka çaresi kalmamıştır. İyi ama ‘kendisi kimdi,? Yani bir kadın nedir? Emin olun bilmiyorum. Sizin de bildiğinizi sanmıyorum.
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Her zaman kafamı kurcalayan bir konu var. Bir kadın özgüvenli olmak için güzel, başarılı, zengin, kendini iyi yetiştirmiş ve güçlü olmak zorunda. Aksi takdirde kendine ‘’sebepsizce’’ güveniyorsa içi boştur, küçümsenir, hakarete uğrar. Ama (sözüm meclisten içeri, evet, alınan alınsın) erkekler sırf var oldukları için, sırf erkek oldukları için
Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar
Bana Bilgiçlik Taslayan AdamlarRebecca Solnit · Encore · 2015122 okunma
Sonuç olarak gideceğimiz çok yol var, inişli çıkışlı.
Kadın düşmanlığı gibi homofobi de hâlâ korkunç boyutta, ama 1970'lerdeki kadar kötü değil durum. Gelişmeleri takdirle karşılarken rehavete kapılmamak hassas bir denge gerektiriyor. Başarılı olmak için umudu ve motivasyonu kaybetmememiz, ve ileride kazanmak istediğimiz ödülden gözlerimizi ayırmamamız gerekiyor. Her şeyin yolunda olduğunu ya da hiçbir şeyin düzelemeyeceğini söylemek bizi hiçbir sonuca götürmez. Her iki yaklaşım da gidilecek yol yok demektir ya da yol olsa da sizin gidemeyeceğimiz, gitmeyeceğiniz anlamına gelir. Ama gidebilirsiniz. Bizler epeyce yol gittik.
Reklam
Nicholas D. Kristoff şöyle diyor: “Yaşları 15 ile 44 arasında değişen kadınların ölüm veya sakatlanma sebepleri karşılaştırıldığında kanser, sıtma, savaş ve trafik kazalarına bağlı ölümlerin tümünün toplamından daha fazla sayıda kadının, erkek şiddeti nedeniyle öldüğü görülüyor."
2014 yılıKitabı okudu
Örneğin reddedilen erkek.
Bir erkek kadına hem arzulayarak hem de bu arzunun tersleneceğine dair öfke kusan bir beklentiyle yaklaşır. Öfke ve arzu aynı potadadır, öylesine iç içe geçmişlerdir ki sonuç eros'u thanos'a, sevgiyi ölüme çevirme tehdidini de beraberinde getirir, bazen gerçek anlamda.
Evrensel bir salgın olarak karşımıza çıkan şiddet, toplumsal cinsiyetten başka her türlü nedene bağlanabiliyor, apaçık ortada olup da tüm vakaları açıklayabilecek gibi görünen cinsiyet faktörü ise nedense şiddet vakalarını yorumlarken akıllara gelmiyor.
Zannedersem, kadınlara karşı şiddeti ve kadın düşmanlığını daha da iyi anlamanın bir yolu ev içi şiddeti, internette, evde, işyerinde ve sokaktaki tecavüz, cinayet, taciz ve tehdit olaylarından ayrı düşünmektense bir bütün olarak gücün nasıl kötüye kullanıldığını incelememizden geçiyor. Bütüne baktığımızda hepsinin aynı yapıda olduğu açık.
Reklam
O kadar çok adam eşini ya da eski eşini öldürüyor ki bir senede karşılaştığımız cinayet vakalarının sayısı bini aşıyor. Bu da demektir ki öldürülen kadınların sayısı her üç yıldabir, 11 Eylül saldırısında ölenlerin sayısını aşıyor. Ama kimsenin bu tür bir teröre savaş açtığı filan yok.
ABD için 2014 istatistiği.Kitabı okudu
Kadın özgürlüğü nedense, erkeklerin elindeki ayrıcalıkları ve iktidarı sinsice ele geçirmek isteyen bir hareket gibi algılanıyor; sanki bir tarafın kaybetmeye mahkum olduğu, taraflardan sadece birinin özgür ve güçlü çıkabileceği bir savaş var ortada. Oysa birlikte özgürleşir ya da birlikte köleleşiriz. Kazanmayı, karşısındakine diz çöktürmeyi, ceza vermeyi ve üstünlüğünü sürdürmeyi planlayan bir zihniyet, özgürlükten çok uzaktır. Bu hedefin peşini bırakmak insanı özgürleştirecektir.
Ev denen kabuk koruyucu olduğu kadar bir çeşit hapishanedir de. İçeride tanıdık olanın, sürekliliğin ifadesi olan ev dışarıya çıktığımda yok olan bir kabuktur.
Fakat hâlâ, sorun yalnızca kadınların sorunu olarak görülmekteydi. Irkçılık gibi kadın düşmanlığı da asla yalnızca kurbanların çabalarıyla çözülebilecek bir sorun değil. Bunu anlayan erkekler feminizmin erkeklere karşı kurulmuş bir tuzak değil, hepimizi özgürleştirecek bir hareket olduğunun farkındalar.
Kadınlar için özgürlük talebi, kurumlar dahilinde erkeklerin yapabildiği (günümüzde kadınların da yaptığı) işleri kadınların da yapabilmesi değildir. Woolf'un talebi kadınların hem yeryüzünde hem de hayal kurarken, zihinlerinde hiçbir kısıtlama olmaksızın hareket edebilme özgürlüğüdür.
376 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.