En Beğenilen Bana İsmail Deyin kitaplarını, en beğenilen Bana İsmail Deyin sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Bana İsmail Deyin yazarlarını, en beğenilen Bana İsmail Deyin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
..askere giden genci omuzlarinda havaya kaldıran kalabalığı izledim. Belki de bir süre sonra aynı insanlar onun cansız bedenini omuzlarında taşıyıp mezarlığa götüreceklerdi.
" Herkes gidiyor, geliyor, sıkıntı çekiyor, seviniyor, çalışıyor, yoruluyor, yaşlanıyor, terk ediyor, terk ediliyor, ayrılıyor ve...Ve ölüyor..." Ah! hayat dedikleri bu mu ? Ben yirmi dört ayar acıyım.
Bana İsmail deyin!
Ey uğruna dağlarda öldüğümüz yataklarında uyuyan insanlar! Öldüğümüzü hemen kabullendiniz değil mi? Her zamanki gibi meydanlarda ölümsüz olduğumuzu söylediniz değil mi? Oysa ben öldüm. Bir dağ başında her şeyden uzak.. Beni unuttunuz. Hiç yaşamamışım gibi. Adlarimiz yok .Sadece bir sayıya karşılık geldi tüm yaşamımız ...
Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda, sanki bütün gökyüzü gözlerinin içindeydi.
Öfkeli ve huzursuzdum. Başımdaki sancı bir ok gibi gözlerime saplanıyordu.
Anılar zihnime bir sağanak gibi yağıyordu. Savrulan ıslak yapraklar, caddelerde yan yana yürüyen mutsuz, tedirgin insanlar... Sanki herkeste gayesiz bir sürat ve bıçak gibi keskin bir surat vardı.
O gece tüm gecelerden daha karaklıktı. Yerle gök arasında duran sessizlik yazarın zihninden harflerin ve sözcüklerin arasına aktı.
Yazar o ana tanıklık edenleri hafızasının bahçesinde konuşturdu. Katili nedense konuşturmadı.
Bana İsmail deyin! Herkesten uzak o dağ başında vuruldum. Cesedim orada kaldı. Annem ölmediğimi söyleyip durdu. Oysa ben orada öldüm. Üstümdeki elbiseler eskidi. Bedenim yavaş yavaş bozuldu.
Bana İsmail deyin! Her şeyi gördüm. Mezarın korkulan koyu karanlığı, gördüklerim karşısında vaat edilen bir cennet kadar güzeldi benim için.
Bana ismail deyin! Bu adı kendime ben seçtim. Hikayemi tüm benzerlerim adına anlattım. Benim gibi ölümle nişanlı olanların hikayeleri bir birinin aynısıdır.
Sonuçta ya öldük ya da öldürdük. Bu bizim yaşamımız. Ben ölmek ve öldürmek için günlerce egitildim. Tetiği çekerken karşımdaki hedeften başka bir şey düşünmedim. Öldüreceğim kişinin sevgilisini, annesini, babasını, çocuklarını veya arkadaşlarini düşünmedim bile. Eminim beni vuran da tetiği çekerken beni öldürmekten başka bir şey düşünmemistir.
Eğer birileri bir gün bu satırları okuyorsa, şunu bilmeli ki ben bu satırları kapılarını dışarıya kapatmış bir ruhun olanca sertliğiyle yazdım.
Balkondaki sessizlik, dehşete kapılmış kuşlar gibi duvarlara çarpıp büyüyordu.
Beni tanıyorsunuz. Yırtıcı kuşların en kuvvetlisiyim. Atalarımın suretleri çok eskiden beri kudret ve hükümranlığın sembolü olarak sancaklarınızda ve kale duvarlarınızda kullanıldı.