Başkalaşımlar I-X

Enis Batur

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Başkalaşımlar"ı, ucunu görmediği için yazarını heyecanlandıran, sırf bu nedenle yazılması gereken dipsiz bir kitap sayıyorum. Son olarak kitabın başlığına değinmek istiyorum. Modernler ve Post-Modernler yeniden üretim'in önemi üzerinde sık sık konakladılar. Eski imgeler, eskimedikleri için yeni girişimleri adlandırabiliyorlar. Beni Ovidius'tan ayıran mesafeyi düşünüyorum; Kafka'dan ayıran mesafeyi. Roman Polanski'yi kendi sahneye koyduğu "Başkalaşım"da, alüminyum çubuklardan oluşan bir oda iskeletinin sınırlarında, baş aşağı, Gregor Samsa'yı oynarken gördüğümde, bir şeyin, hem de aynı kalarak, bambaşka bir şeye dönüşebilmesinden sonsuz hazzın doğduğuna varmıştım. Yol beni Prag'a götürdü sonra. Bir şehir rehberinde, Kafka'nın "Başkalaşım"ı yazdığı apartmanın işaretli olduğunu görünce duraksamadan oraya gittim: Mah- zen faresinin gökyüzünün hemen berisinde, hayli yüksek bir binanın çatı katında o öyküyü yazdığını anladığımda büyük bir şaşkınlık kapladı önce zihnimi. Neden sonra, onda başkalaşma, daha doğrusu öyle algılanıyor olma duygusu uyandıran koşullara uzandı aklım: Nasıl bakılıyorsa hâlâ öyle görülüyordu. İşte böyle bakıyorum, diyor yazar - nasıl bakılıyorum ki? 1992.
Sayfa 16
Ece Ayhan, "Bakışsız Bir Kedi Kara" ve "Ortodoksluk- lar" da düzyazı şiirin olanaklarını yoklar. Bu yönlenmenin nedenleri üzerinde dururken, "dizenin kısıtlı işleyişinden" yakınır, düzyazı şiir daha bir çerçeveleyici olacaktır, kurgula- ma ve noktalama sokakları da genişleyecektir. Oysa bu seçim, şiirsel çalışmanın ortayerinde düşündürücü bir soruya yer açar: Şiirde eğretilemenin payı kolay kolay indirgenemez. Düzyazı şiir ise, eğretileme ile düzdeğişmece arasında zo- runlu bir gelgit kurmayacak mıdır? Bu aykırı kesişmenin bünyesinde en aykırı çözümü bulur Ece Ayhan: Dil'in işler- ken kazandığı değerleri, bir başka deyişle de dilin nesnele- re öykünüşünü ele alarak devinime geçer. "Ortodoksluklar" bu somut olguyu resimlemek için yazılmış gibidir. Yirmiye- di metni de cinsellik kateder. Gizlenmek handiyse zorun- ludur, bu da dilin kendini örttüğü yerden başlayacaktır.
Sayfa 72 - YKYKitabı okudu
Reklam
Homo Faber, Homo Ludens, Homo Litteratus - yapan, oynayan, yazan insan Homo Militaris'e, Savaşan Insan'a karşı ne yapabilir?
Sayfa 195 - YKYKitabı okudu
"Ortodoksluklar"da (XVI) Ham- parsum'u öne getirirken, "Ortodoks gibi düşünüp, Osmanlı gibi şakımıştır" diyor Ece Ayhan. Metin And'ın kitabında ise, Emerau'nun "Saint Ephreun le Syrien"inden (1918) ya- pılma şu alıntı var: "Süryâni gibi düşünüp, Yunanlı gibi şa- kımıştır" (s. 200). Bu kullanım, doğal olarak, işlevseldir.
Sayfa 87 - YKYKitabı okudu
Şair toplumun zebrasıdır
1973'te Türk şiirine girer "Zebra". Balinanın Amerikan ro- manina, gergedanın Italyan sinemasına, sıçrayan fasulyelerin gerçeküstücü yazına girişleri gibi. Şiirimizin zebrası mıdır Necatigil? Şair toplumun zebrasıdır, demeye getirir.
Sayfa 243 - YKYKitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.