"Arkalarından onlara baktım. Birbirlerinin boşluklarını öyle incelikle ve öyle eksiksiz dolduruyorlardı ki, ikisini sadece arkadan görmek bile yetiyordu bunu anlamaya. Yusuf, Ayça'nın omzuna kolunu atmış; bedeninin ağırlığını onun üzerine yığmadan ama yine de varlığını hissettirecek kadar. Ne uçup gidecek ne de orada çöküp kalacak gibi. Daha önce denenmiş, sağlaması yapılmış bir uyum içinde, dans adımlarıyla uzaklaştılar. İki ayrı bedenden gayrı, her kası birlikte devinen, tek merkezden yönetilen büyük bir hayvan gibi. Tıkır tıkır işleyen bir makine."
Bir kayaya aşık olabilir mi insan? Olabilir. Bir ağaca sarılabilir. Bir taşı yanağından öpebilir. Bir derenin koynuna girebilir. Bir dağın elinden tutup uykuya dalabilir. Ben o gece öyle daldım uykuya. Dağlar boş değildi, Ayşe.