Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bediüzzaman Said Nursi ve Devlet Felsefesi

Safâ Mürsel

En Eski Bediüzzaman Said Nursi ve Devlet Felsefesi Gönderileri

En Eski Bediüzzaman Said Nursi ve Devlet Felsefesi kitaplarını, en eski Bediüzzaman Said Nursi ve Devlet Felsefesi sözleri ve alıntılarını, en eski Bediüzzaman Said Nursi ve Devlet Felsefesi yazarlarını, en eski Bediüzzaman Said Nursi ve Devlet Felsefesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Felsefe-i şeriat mi?? Hmmm ilginç bir tabir
Hadd-i evsatı gösterecek, ifrat ve tefriti kıracak yalnız felsefe-i şeriatle belâgat ve mantık ile hikmettir. Evet hikmet derim, çünkü, hayr-ı kesirdir; şerri vardır fakat cüz'îdir.
Off bunu izlemek lazım.
Eğer, ecrâm-ı ulviyeden tek bir cirm(yıldız ) '' kün'' emrine veya '' mihverinden çık '' hitabına mazhar olunca, şu dünya sekerata başlar. Yıldızlar çarpışacak, ecramlar dalgalanacak, nihayetsiz feza-yı âlemde milyonlar gülleleri, küreler gibi büyük topların müthiş sadaları gibi vaveylâlar başlar. Birbirine çarpışacak, kıvılcımlar saçarak, dağlar uçarak, denizler yanarak, yeryüzü düzlenecek.
Sayfa 73 - SözlerKitabı yarım bıraktı
Reklam
He valla
Ve bu dar, fanî dünya insanın nihayetsiz emel ve arzularına kâfi gelmediğini herkes bir derece hissetmeye başlamış.
Sayfa 88 - Hutbe-i șamiyeKitabı yarım bıraktı
Akıl?? Hangi akıl
Eğer akıl ve nakil hükmü çatışırsa, usûl ilminin prensiplerine göre akıl hükmü tercih edilecek nakil tevil olunacaktır. Fakat bu aklın, selim akıl olması gerekir
İslamiyet'in menşei ilim, esası akıldır. Binaenaleyh İslamiyet'in, hakikati kabul ve safsatalı evhamı reddetmek şanındandır. - İşârat-ül-İ'caz
Benlik-hürriyet
Cenâb-ı hak tarafından insanlara verilen benlik ve hürriyet, uluhiyet sıfatlarını fehmetmek (kavramak) üzere bir Vahid-i kıyasî vazifesi görüyor. Maalesef insan, benliğini su-i ihtiyar hâkimiyet ve istiklâliyete âlet ederek tam bir fir'avun olur
Reklam
çok doğru
Bu asırda, enaniyetin bu derece ileri gitmesi, çok insanları birer küçük fir'avun ve birer küçük Nemrud hükmüne getirmiştir. -mektubat-
Hele faiz ile daha da
Bu devirde, suistimalât o dereceye vardı ki, bir sermayedar kendi yerinde oturup, bankalar vasıtasıyla bir günde bir milyon kazandığı halde, bir biçare amele sabahtan akşama kadar taht-el arz(yer altı) madenlerinde çalışıp kût-ü lâyemut (ölmeyecek) derecesinde on kuruşluk bir ücret kazanıyor. -mektubat-
Normal şartlar içinde bulunan insanın, beslenme hususunda nasıl davranması gerektiği, İslamiyette izahını bulmuş bir meseledir Bu noktada denilebilir ki, beslenme meselesinde, haz ve tad almaktan ziyade vücudun muhtaç olduğu gıda ve vitaminlerin alınması esastır.
" İslam'ın maneviyat iklimi insanın Yaradılış vasıflarına uygun âlemşümul bir atmosfere sahiptir."
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.