Ben Tanrı Olsaydım kitaplarını, Ben Tanrı Olsaydım sözleri ve alıntılarını, Ben Tanrı Olsaydım yazarlarını, Ben Tanrı Olsaydım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Altan için o gün odasında başucunda beklemek, kaderin son ilmeği olmalıydı. Anlındaki iki satırın ne kadar noktaları virgülleri varsa gözyaşıyla koyuyordu. İsminin yazılmış olduğu çekmecenin kenarından sarkan kâğıdı fark edip alakasız şekilde uzanırken, ilk kelimesi ilişiyordu gözüne. Hayatın acımasızlığı işlenmişti satırlara. Nur’un, Altan her bahçeyi düzenlediğinde söylediği sözler dökülmüştü satırlara.
“Ortancalarımıza iyi bak!
Ellerim satırlara dolaşıyor yazarken,
Kelimeler kesiyor nefesimi,
Gözyaşlarım mürekkebimden önce dökülüyor satırlara,
Matem karası yüreğimi döktüğüm beyaz sayfaya.
Koca bir yük var omuzlarımda şimdi,
Ağırlığımın milyon katı,
Ağız dolusu küsüyorum her kim varsa.
Çaresizlik değil satırlarım,
Çaresini bulmuş ki sitem edebiliyorum,
Sevmelerimi urganda sallandırıyorum,
Sevilmemi tebessümün şımartıyor.
Yanaklarımda al renkler,
Boynuna sarılsam,
Kollarımdan çekiniyorum,
Okuyamamışım meğer yüreğimdeki seni.
Ruhumu teslim edeceğim urgan bile kızgın bakıyor,
Gitmeleri anlamayacak kadar cahilim şimdi,
Kalmalarım, mükâfatında kayıp,
En çok da sen kızma ne olur,
Ölüm sessiz düşer bedene biliyorum.
Bu defa ikimiz de haberdarız birbirimizden.
En çok da sen affet beni…
Kardeşim Altan.”
Tesadüfen "merhaba" dediğimiz kişiler, farkında olmadan yön verir hayatımıza. Bütün yaşantımızı değiştirebilir. Ya huzuru getirir bütün ömrümüze, ya da huzuru götürür, bir daha geri gelmemek üzere...
#kitapyorumu
Altan bir gün işten dönerken durakta Çelebi amca ile tesadüfen tanışır. Eve varmadan bir durak önce iner, fakat yolda bir ceset bulur. Hayatı bir anda değişir. Evlilik yaşı geldiğini düşündüğü ailesi baskı ile Altan'ı evlendirmek istemektedir.Halasıgillerle aynı avluda evleri karşılıklıdır ve kuzeni Nur ile çok iyi anlaşmakdır. Altan'ın aklı işlenen cinayettedir ve olay çözülürken sırlar da ortaya çıkmaya başlar...
Sonu beni çok şaşırttı
Yazarın okuduğum ikinci kitabıydı ve kalemini, kurgusunu çok beğendim tavsiye ediyorum
Tesadüfen "merhaba" dediğimiz kişiler farkında olmadan bu yön verir hayatımıza. Bütün yaşantımızı değiştirebilir. Ya huzuru getirir bütün ömrümüze, ya da huzuru götürür, bir daha geri gelmemek üzere...
"Hayatı nerede ne zaman nasıl öğreneceğinizi bilemeyiz evlat! Ne kadar kültürlü, eğitimli, donanımlı olursan ol, karıncayı incitme derlerse de ben sana öncelikle insanları incitme diyorum. Herkesi veli kendini deli gör. Üstünlük taslayanları o daha çok hoş gör. Gösterdiğin tevazudur dengeyi koruyacak olan. Bir gün tesadüfen merhaba dediğin kişi de gizlidir bütün yaşantın. O an başlayacaktır kim bilir belki de hayatın. İsterse yaşın 50 olsun, geride kalan yarım asrı belki hiç hatırlamayacaksın. Hayat, ölümden bir gün önce, her an yeni bir merhaba ile başlar."
''Tesadüfen 'merhaba' dediğimiz kişiler, farkında olmadan
yön verir hayatımıza. Bütün yaşantımızı değiştirebilir. Ya huzuru
getirir bütün ömrümüze, ya da huzuru götürür, bir daha geri
gelmemek üzere''
Bankta oturan yaşlı adam, elindeki şemsiyesini baston yapmış,
hafif öne eğilerek yaslanıyordu. Yönünü Altan’dan tarafa
dönüp kıkırdamaya benzer tebessümle; “İyi yağmur toplamışsın
evladım.” dedi.
Altan, yaşlı adama, onu baştan aşağıya süzerek bakıyordu.
Islanmışlığın verdiği hiddetle; “Amca, bu yağmur iki saat önce
başladı, yarım saattir şiddetli yağıyor. İki saattir araç bekliyor
olamazsınız!”
“Hayır evladım, yeni geldim.”
“Peki, nasıl bir nasipsizlik, üzerinizde damlanın izi dahi
yok!”
Yaşlı adamın biraz önceki tebessümü hafif solarken, yüzü
önüne düşmüştü.