İkisi de yorgun oldukları için fazla konuşmayarak huzurla oturuyorlardı.Kalkıp yatacak gayreti bile gösterecek halleri
yoktu. Gözlerini ateşe dikmiş öylece kalmışlardı
"Sonra, 'Gözyaşları borçlarımızı ödeyebilseydi,' diye düşündü. 'Gözyaşlarımla senin acı çekmemeni sağlayabilseydim... Şu anda ağlamakla senin ömür boyu ağlamanı önleyebilseydim... O zaman gözlerim akıp gidene dek ağlardım."
Bir yolcunun ayağına diken batar. O akıllıysa dikeni çıkarıp atar. Eğer aptalsa dikeni çıkarmaz ve 'Yolculuk ettiğim yolu daima hatırlamak için bana batan bu dikeni ayağımda bırakacağım,' der. Nkosi, acıyla değil zevkle anımsamak daha iyidir.
«Aşk... Aşk...» Bu sözü tartar gibi söylemişti. «Bu sözü kirlettiler... Operada da aşk satıyorlar... Bu sözü o kadar çok tekrarladılar ki şimdi, ‘Katrina’yı seviyorum demek istediğim zaman bu, duygularımı açıklayamıyor.»