Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Benden Sonra Tufan Olmasın

Muhsin Ertuğrul

En Beğenilen Benden Sonra Tufan Olmasın Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Benden Sonra Tufan Olmasın sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Benden Sonra Tufan Olmasın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gençlik bir çeşit delilik! Olmaz denilen şeyleri, gerçekte de olmayacak işleri oldurmaya çalışan, akıntıya karşı kürek çekmekten zevk alan ve yapabildiğinin son kertesine, son noktasına kadar bütün gücünü cömertçe harcayan bir yaratık yaşı! Gün gelip de neler yapıldığı birer birer sayılıp dökülünce toplamın kabarıklığından ürkülen bir durum, inanılmaz bir sonuç çıkıyor ortaya!
Sayfa 261 - RemziKitabı okudu
Tiyatro sahnesini aydınlatmak için ülkesinde yıllarca bir tek projektör bulamayan benim gibi birisi, böyle her evde beş on projektör görünce, arpa ambarına düşmüş gibi şaşırıyordu.
Sayfa 433 - RemziKitabı okudu
Reklam
Bir de, benim cenazem, hiç kimseyi rahatsız etmemek için, mezarlığa en yakın yer olan Levent Camisi' nden kaldırılmalı; mezarlıkla karşı karşıya olduğu için kimseyi yormaz, kimseyi rahatsız etmez. Bu suretle beni, son küfürden de kurtarmış olursunuz. Bizim mesleğimiz güzel bir meslek. Zaten bütün meslekler güzel. Güzel olmayan tek uğraş politika... Dikkat et, zaten sanat ve sanatçı bile, politika adamlarıyla ilişkisinde hemen asaletini kaybedip onlar gibi çirkinleşiyor.
Sayfa 486 - RemziKitabı okudu
Bu, onun, tiyatroya olan sonsuz sevgisinden ve tiyatro sanatının bir topluma neler kazandırdığını çok iyi bilmesinden kaynaklanmaktadır.
İsteğime uyularak ilk açılan tiyatro bölümü sınavlarına, Ankara Ve İstanbul' dan ancak otuz sekiz aday girdi. Bunlardan da yalnız altısı tiyatroya yarayabildi ve en acınacak yönü, tek kız aday yoktu.
Sayfa 468 - RemziKitabı okudu
Burhanettin Bey: Evet, bütün ailemi ve sadaretteki parlak memuriyetimi feda etmiştim. Fakat memlekette bir tiyatro çığırı açmış bulunuyordum.
Sayfa 92 - RemziKitabı okudu
Reklam
Dünyada gelmiş, gelecek her büyük adam, kendisine denk düşen bir başka büyükle karşı karşıya gelebilir. Ama, dünya var oldu olalı, onunla karşılaştırılabilecek Shakespeare düzeyinde bir olağanüstü insan tanınmamıştır.
Sayfa 381 - RemziKitabı okudu
Abdülhamid' in hakkı varmış: Tiyatroları kapatmakta, gençleri tiyatrodan uzak tutmakta haklıymış! Tiyatroyu, halkın düzeyini yükselten, ondaki moral gücü arttıran tek etken, biricik okul saymakta yanılmamış. Oysa, bugün bile bu gerçeği anlamamış nice küflü beyinler vardır. Türk tiyatrosu 1920' ler ortalarına kadar bir yerden yardım görmek şöyle dursun, alnının teriyle kazandığı gelirin yüzde 25' ini vergiye, yüzde 35' ini tiyatro sahibine vererek, ölüme mahkûm edilmişti. Küflü beyinler belki yıllar sonra tiyatronun topluma ne kadar gerekli olduğunu anlayacaklar; ama o zaman karşılarında öldürdükleri, besleyemedikleri sanatçıların mezarlarını, kemiklerini bile bulamayacaklardı.
Sayfa 372 - RemziKitabı okudu
Fakat hiç korkmayacaksın kuralına bir türlü uyamadım; bu engeli bir türlü aşamadım. İlk gün olduğu gibi, bugün de, her sahneye çıkışta korkudan, titremeden kurtulamadım.
Sayfa 103 - RemziKitabı okudu
İlanlarla Seyirci Için "Tiyatro Görgü Kuralları"
1. Mümkün mertebe temiz ve siyah elbiseyle gelinmelidir. 2. Yanındakine piyesi işittirmeyecek derecede hızlı söz söylemek iyi bir şey değildir. 3. Mekûlat ve meşrûbâta ait mevâdı, fıstık, fındık, gibi gürültülü şeyleri yemek,huzur ve istirahat-ı umûmiye ve oyunun intizamını pek ziyade ihlâl ettiğinden bilhassa nazar-ı dikkati celbederiz. 4. Girip çıkarken gürültüden mümkün mertebe ihtiraz edilmesini rica ederiz. 5. Localarda caket çıkararak oturmak tiyatro âdâbına kat'iyyen muvâfık değildir.
Reklam
Hiç unutmam; Hortlaklar' ın üçüncü oynanışında tiyatroda sekiz kişi vardı ve bu sekiz kişinin beşi, oyunu önceden gören ve yeniden gelen Türk olmayan dostlardı. O gün üç kişi önünde oynadığım için bana deli diye baktılar. Oysa, şimdikinden fazla deli değildim.
Yirmi dört yaşımda, on iki altın liranın karşılığı olan değerdeki aylığa, ömrümün sonuna kadar ulaşamadım. Bu satırların yazıldığı 1966 senesinde Türkiye' de on iki altın liranın karşılığı 13.200 liraydı. Oysa aldığım en yüksek aylık 9.000 lirayı geçmeyecek, hiçbir zaman on iki altın liranın satın alma değerine ulaşamayacaktı.
Sayfa 229 - RemziKitabı okudu
Biz tiyatroyu bir mekteb-i edeb değil, adi bir mal' abe zannettiğimiz için, bugün zavallı memleketimizde tiyatro namına birkaç salaştan başka bir şeye mâlik değiliz.
Sayfa 178 - RemziKitabı okudu
Paris' e ilk gidişimde parasızdım, kuru ekmek yiyerek yaşıyordum. Kestane yemek bir ziyafet oluyordu benim için. Ama dönemezdim; yapmak istediğimi yapmalıydım, tiyatro görmeliydim, tiyatroyu öğrenmeliydim. O sıralarda ümitsizliğe kapıldığım oldu. Birkaç defa Seine Nehri kıyısına gittim; intihar etmek için. İyi ki etmemişim.
Sayfa 153 - RemziKitabı okudu
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.