kalın ve yumuşak beyaz bir battaniyeye sarılıp beşiklerden birine sıkış tıkış konulmuş, yetmiş yaşlarında görünen yaşlı bir adam, seyrek saçları neredeyse bembeyazdı, çenesinden duman rengi uzun bir sakal sarkıyor, pencereden gelen meltemin etkisiyle gülünç bir şekilde ileri geri dalgalanıyordu.
fitzgerald, zaman çarkını çevirmiş ama kum saatinin akmasını engellememiş. yalnızca, doğduğumuzda yaşlı olup, zamanla gençleşmeyi hayal etmiş. yetmiş yaşında doğan benjamin, zamanla gençleşmeye başlar. doğduğu yaşın zihinsel etkilerinden yavaş yavaş kurtulur. zaman, onu da kemirmeye devam eder. ancak bilinenin aksine, gittikçe gençleşerek gerçekleşir bu hayat/yok oluş serüveni.