Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bergson'da Ruh-Beden İlişkisi

Levent Bayraktar

En Eski Bergson'da Ruh-Beden İlişkisi Gönderileri

En Eski Bergson'da Ruh-Beden İlişkisi kitaplarını, en eski Bergson'da Ruh-Beden İlişkisi sözleri ve alıntılarını, en eski Bergson'da Ruh-Beden İlişkisi yazarlarını, en eski Bergson'da Ruh-Beden İlişkisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat hamlesi ve ruhun, hayatın bütününde ve insanda amacı sürekli yeniyi yaratmaktır. Ona göre en büyük mutluluk da yaratmaktan geçer.
Descartes herşeyden önce insanı res cogitans* ve res corporea* olarak ikiye ayırır. Bu ayrım Martin Heidegger'e göre Descartes'dan sonraki bütün “doğa” ve “tin” şeklindeki ayrımları belirlemiştir. Res Cogitans*: Düşünsel olan şey Res Corporea*: Madden olan şey
Reklam
İnsan, İlk Çağ’dan bu yana ‘zekice düşünebilen hayvan’ tanımlanması dışında ‘metafizik yapan hayvan’ tanımlamasına da girebilecek çalışmalara yönelmiştir. Dolayısıyla hayvanlardan ayrılan diğer yönü, merak yeteneği doğrultusunda kozmosu araştıran tek varlık olma özelliğine sahip olmasıdır. Bu da felsefenin ortaya çıkmasını ve bu zaman çizelgesinde felsefi sorulardaki çeşitliliği artırmıştır. Bu sorulardan başlıca öneme sahip olan bir konu da ruh meselesidir. Ruh-madde-idea(tümel gerçeklik) ilişkisi bağlamında analitik ve sentetik düşünceler ortaya konulması çağlar boyunca söz konusu olmuştur. Ruh ve madde arasındaki ilişkinin incelendiği açılımlar ve teoriler, ortaya konulan ontolojik hassasiyetin insanda ne denli yüksek düzeyde olduğunu göstermektedir.
Ona göre fenomen ve varlık diye iki ayrı şey yoktur. Bütün varlıklar bir süreklilikten, daimi ve özgür bir oluştan ibarettir. Yani yalnızca sürekli bir oluş vardır.
Leibniz'in Monadoloji Kuramı da yine ikilik sayı sistemi gibi metafizik ilkelere dayanan “birimci” bir kuramdır. Leibniz, sayıca bir sonsuz çokluk olan töze, “Monad” adını verir.
(..) Düşünce tarihinde ruhun iki ayrı amacı açıklamak için kullanıldığı görülmektedir. Birinci olarak canlılık ilkesini açıklamada, ikinci olarak ise bilinçliliğin açıklanmasında kullanılmaktadır.
Reklam
Zeka ise her neyi kavrayacak olursa o kavradığı şeyi mutlaka kavramsallaştırır, onu dondurur, statikleştirir, muntazam parçalara ayırarak ondan bir bütünlük elde etmeye çalışır. Böylece kavradığı şey hiçbir zaman hayat ve oluş olmaz, sadece kesitler olur. Sezginin sağladığı şey ise onun çarpıtılmadan, bozulmadan kavranmasıdır. Bu bilgi vasıtası sayesinde hayatın oluş halinde, kendi özgün doğası içerisinde bütün olarak bilinebilmesi mümkün olur.
''Gerçekte ise birbirlerinin aynı olan duyumlar olmadığı gibi bir zevk çokluğu da yoktur, duyum ve zevklerin şeyler gibi görünmeleri bunları ayırmak ve adlandırmaya başlamakla birlikte oluyor. Halbuki insan ruhunda ancak ilerlemeler vardır.''
(..) ruh artık ne bir töz ne de bir ürün veya sonuçtur. Bedensel ve beyinsel varoluşa indirgenememekle beraber bunlarla dayanışma içerisinde varolan ancak beyinsel ve bedensel olanı aşkın bir yapı olarak tasarlanmaktadır.
Ona göre insan varlığı hiçbir zaman “olmuş” bir varlık değildir. Sürekli “olmakta olan” yaratıcı hamleyle bütünleşip “yaratmakta olan” bir varlıktır.
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.