Beynimizin Parmak İzleri

Lisa Feldman Barrett

Beynimizin Parmak İzleri Gönderileri

Beynimizin Parmak İzleri kitaplarını, Beynimizin Parmak İzleri sözleri ve alıntılarını, Beynimizin Parmak İzleri yazarlarını, Beynimizin Parmak İzleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Duyguların birer illüzyon olduğunu söylemiyorum. Duygular gerçektir, ancak çiçekler ve yabani otlar gibi toplumsal anlamda gerçektir. Her şeyin göreceli olduğunu söylemiyorum. Öyle olsaydı medeniyetimiz çöküntüye uğrardı. Duyguların "sadece kafanızda" olduğunu da söylemiyorum. Bu toplumsal gerçekliğin gücünü hiçe saymak olur. Para, itibar, kanunlar, hükümet, arkadaşlık ve en derin inançlarımızın hepsi sadece insan zihninde var olur, ancak insanlar bu kavramlar için "yaşar ve ölür". Hepsi gerçektir çünkü insanlar gerçek oldukları konusunda hemfikirdir. Ancak duygular da dahil olmak üzere hepsi sadece "insan algısının huzurunda" gerçektir.
Sayfa 206Kitabı okudu
Bir şeyler uydurun, uydurduğunuz şeye bir isim verin ve tebrikler, bir "kavram" yarattınız. Bu kavramı başkalarına da öğretin ve onlar da sizinle aynı fikirde ise tebrikler, gerçek bir şey yarattınız. Peki, bu sihirli yaratma eylemini nasıl kullanıyoruz? Elbette sınıflandırıyoruz. Doğada var olan şeyleri alıyor ve onlara fiziksel özelliklerinin de ötesine giden yeni fonksiyonlar yüklüyoruz. Daha sonra bu kavramları birbirimize aktararak birbirimizin beyinlerini toplumsal dünya için yeniden şekillendiriyoruz. Toplumsal gerçekliğin temelinde bu yatar.
Sayfa 197Kitabı okudu
Reklam
Doğal dünyada bir bitkinin kesinlikle bir çiçek veya zararlı bir ot olup olmadığını gösteren bir şey yoktur. Yaban havucu Kevin için bir bitkidir, ancak arkadaşı içinse zararlı bir ottur. Aradaki ayrım "alıcıya" bağlıdır. Bir gül genellikle bir çiçek olarak görülür ancak onunla eğer bir sebze tarlasında karşılaşırsanız zararlı bir ot haline gelir. Siğil otu genellikle zararlı bir ot olarak görülür ancak yaban çiçeklerinden oluşan bir bukete koyduğunuzda veya iki yaşındaki bir çocuğunuzdan hediye olarak geldiğinde bir çiçeğe dönüşür. Bitkiler doğada nesnel bir şekilde var olur fakat çiçeklerin ve yabani otların var olabilmesi için bir "alıcı" gerekir. Onlar "alıcıya bağlı" kategorilerdir. Albert Einstein bunu, "Fiziksel kavramlar insan zihninin özgür yaratıklarıdır ve her ne kadar öyle görünseler de dış dünya tarafından özellikle belirlenmezler" sözüyle güzel bir şekilde ifade etmiştir.
Sayfa 194Kitabı okudu
Duygularınızdan gelen tüm bilgi, beyninizin çözmesi gereken sürekli değişen bir yapboz gibidir. Gördüğünüz nesneler, duyduğunuz sesler, kokladığınız kokular, hissettiğiniz dokunuşlar, aldığınız tatlar ve ağrılar, acılar ve duyuş olarak tecrübe ettiğiniz duyu hisleri... Hepsi beyninize doğru ilerlerken çok değişken ve anlamı belirsiz sürekli duyu sinyalleri yayar. Beyninizin görevi ise kendisine ulaşmadan onları tahmin etmek, boşlukları doldurmak ve mümkün olan düzenleri bulmaktır. Böylece gerçek dünyadaki "sürekli var olan gürültü ve karmaşa" yerine nesnelerin, insanların, müziğin ve olayların olduğu bir dünya tecrübe edersiniz. Beyniniz bu muhteşem beceriyi kazanmak ve duygusal sinyalleri anlamlandırmak için kavramları kullanır ve bu sinyallerin nereden geldiği, dünyada ne anlamı olduğu ve onlara karşı nasıl davranılması gerektiğine açıklama getirir. Algılarınız o kadar net ve hızlıdır ki sizi dünyaya "olduğu gibi" tecrübe ettiğinize inandırırlar, ancak esasında "kendi kurguladığınız bir dünyayı" tecrübe edersiniz. Dışarıdaki dünyaya dair deneyimlerinizin büyük kısmı kafanızda başlar.
Sayfa 133Kitabı okudu
"Farklı durumlarda, farklı bağlamalarda, farklı çalışmalarda, aynı veya farklı kişilerde, aynı duygu kategorisi için farklı vücut tepkileri görülür. Normal olan tekdüzelik değil farklılıktır."
Duygular çevrenizdeki dünyaya verdiğiniz tepkiler değildir. Sizler pasif bir duyusal veri alıcısı değil duygularınızın aktif yaratıcılarısınız.
Reklam
189 öğeden 241 ile 189 arasındakiler gösteriliyor.