Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bilim ve Teknik Sayı: 535

Bilim ve Teknik Dergisi

Bilim ve Teknik Sayı: 535 Gönderileri

Bilim ve Teknik Sayı: 535 kitaplarını, Bilim ve Teknik Sayı: 535 sözleri ve alıntılarını, Bilim ve Teknik Sayı: 535 yazarlarını, Bilim ve Teknik Sayı: 535 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Boğmaca
Dünya genelinde her yıl yaklaşık 50 milyon insanı etkileyen ve 300 bin insanın ölümüne yol açan boğmaca, gelişmekte olan ülkelerde daha sık görülen önemli bir sağlık sorunudur. Boğmacanın tarihi hayli eskiye dayanır. Yazılı kaynaklara göre hastalık ilk olarak 1414 yılında Fransa’da görülmüş. 17. yüzyılda, kuvvetli öksürük anlamına gelen
Şekerin düşmesi pankreastan insülin salgısının azalmasına sebep olurken glukagon hormonunun salgılanmasına sebep olur. Glukagon hormonuyla, başta karaciğer olmak üzere şeker depolarından şekerin hücre dışı sıvı ortama verilmesi sağlanarak şekerin düşmesi önlenir.
Reklam
Erişkin insan vücudunda yaklaşık 5 litre kan vardır.
Homeostazis
İç ortamdaki sabit şartların devam ettirilmesine homeostazis denir. Bu anlamda hücrelerin içindeki sıvı ile dışındaki sıvı arasında kesinlikle eşitlik yoktur. Hücre içi sıvıda potasyum (K) fazla iken, hücre dışı sıvıda sodyum (Na) daha fazladır. Aslında hücre içi ile hücre dışı sıvılarda arasındaki fark yaşamın temelini oluşturur. Ölüm durumunda bu iki sıvı arasındaki fark ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla yaşam bu iki sıvı arasındaki dengeye değil dengesizliğe (eşitsizliğe) dayalıdır.
Erişkin bir insanın 70 kg olduğu farz edilirse, vücuttaki toplam su miktarı yaklaşık 42 litre olur.
Neden hastalıklarda öncelikle kan tahlilleri yapılır? Kan tahlili ile kalp, akciğer, beyin, karaciğer ve diğer tüm organlardaki hücrelerin durumları hakkında bilgi sahibi olabilir miyiz?
Reklam
Vücudumuzda şekerler ve yağlar daha sonra kullanılmak üzere depolanabiliyor, ancak aynı durum proteinler için söz konusu değil. Proteinler depolanmaz ve onlar için istirahat söz konusu değildir. Tüm yaşamları boyunca gece gündüz durmadan kendilerine verilen görevi yapmakla meşguldürler. Protein sentezi hayli zahmetli ve pahalı bir iş. Hücreye faturası çok yüksek, o nedenle de hiç biri depolanmak üzere sentezlenmez. Gereksinim varsa sentezlenir yoksa sentezlenmez. Zamanı gelince de uygun bir şekilde yıkılıp ortadan kaldırılır.
İnsan organizmasında 100 trilyon civarında hücre ve her bir hücrede yaklaşık bir milyar protein bulunuyor. Ribozom denen özel yapılarda sentezlenen proteinler hiç bekletilmeden görev yapacakları yerlere gönderiliyor. Kimileri hücre içindeki birimlere, kimileri de hücre dışına. Peki, bu kadar protein nasıl oluyor da hedef şaşırmadan görev yapacakları yerlere gidebiliyor?
Isaac Asimov
Isaac Asimov (2 Ocak 1920-6 Nisan 1992), ABD’li yazar ve biyokimyacı1920 yılında Rusya’da dünyaya gelen Asimov, 1923 yılında ailesi ile birlikte ABD’ye göç etti. New York’ta büyüyen Asimov daha Columbia Üniversitesi’ndeki kimya öğrenimi sırasında bilim kurgu romanları yazmaya başladı. Birçok konuda yapıtı olmasına karşın, özellikle bilim kurgu eserleri ve popüler bilim kitapları ile tanınmıştır ve robotlarla ilgili olan bilim kurgu serileri bunların en ünlüleridir. Arthur C. Clarke ve Robert A. Heinlein ile birlikte gelmiş geçmiş en büyük bilim kurgu yazarlarından biri olarak kabul edilen Asimov, henüz 1940’lı yıllarda ve belki de herkesten önce gelecekte robotların aynı insanlar gibi “bilince” sahip olabileceğini öngörmüştür. Asimov gelecekte üretilecek bu robotların toplum kurallarına en az insanlar kadar saygılı olması gerekeceğini belirterek, kendi adıyla da anılan Robot Kanunları’nı da tanımlamıştır.
Karbon nanotüpler ve Şam çeliği
Haçlılar Müslümanlarla karşılaştıklarında Müslümanların özellikle esnek fakat keskin kılıçlarına hayran olmuşlardı. Her birinde de farklı desenler vardı. Bu kılıçlar o zamanın en iyileriydi ve etraflarında birçok efsane oluştu. Bunlardan en ünlüsünü siz de tarihi filmlerde görmüş olabilirsiniz: Böyle bir kılıç üzerine düşen bir ipek mendili ikiye
Reklam
Yüzüncü Yıl Pırlantası
Pırlanta genelde kesilmiş ve işlenmiş elmasa verilen isim. Yaklaşık 25 sene önce bulunan Yüzüncü yıl pırlantası yaklaşık 274 karatla (55 gr) dünyanın üçüncü büyük elması. (Bir karşılaştırma yapacak olursak, Kaşıkçı elması 86 karattır.) Ünlü elmas şirketi De Beers’in elmas madenlerinde, X-ışını taramasıyla bulunmuştur. Ham olarak çıkarıldığında 599 karat olan elmas, De Beers’in yüzüncü yıl kutlamalarında ilk kez sergilenmiştir. İçinde ve dışında hiçbir kusuru olmayan elmas, mükemmel bir renge sahiptir, yani renksizdir. Bu paha biçilmez elmasın ağırlığı, Gabi Tolkowsky liderliğinde bir ekip tarafından 5 ay gibi bir zamanda 50 karat kadar azaltıldı. 1991’de şu anki haline getirildi. Pırlantanın fiyatı ilan edilmemiş olsa da, modern tekniklerle bulunmuş ve kesilmiş, son zamanların en ihtişamlı pırlantasının 1991 yılında sergilenirken 100 milyon dolara sigortalandığı biliniyor.
Elmas
Karbonun allotroplarından biri olan elmas genelde renksiz ve şeffaf olmasına rağmen içindeki farklı katışıklarla ve kusurlarla maviden kırmızıya kadar farklı tonlarda olabilir. Elmasın kendine has parıltısının sebebi görece yüksek olan optik ayrılımıdır (farklı renklerin farklı açılarda kırılarak birbirinden ayrılması). Dünyada bir senede çıkarılan 27 ton civarındaki doğal elmasın % 80’i mücevher alarak değerlendirilemediği için endüstride kullanılır. Endüstride kullanılmak üzere 1950’lerden itibaren yüksek basınç ve sıcaklık altında yıllık 110 ton civarında sentetik elmas üretiliyor. Elmasın özellikle sertliği ve yüksek ısı iletkenliği, endüstriyel ve bilimsel alanda kesme, delme, zımparalama ve yüksek basınç gerektiren uygulamalarda kullanılması için ideal.
95 syf.
8/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Eğitimizin vazgeçilmez araçlarından kurşun kalemin ucu katışıksız karbondan. Karbon doğada en çok bulunan elementlerden. Çokluğunun yanı sıra karbon sürekli bizleri şaşırtan haberlere konu oluyor. Murat Yıldırım’ın yazısı “Geleceğin Karbonu” başlığını taşıyor. Alp Akoğlu ve Zeynep Ünalan, ODTÜ’de açılan “Bilimi Hızlandırıyoruz” adlı serginin açılışı için Türkiye’ye gelen Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’ün Başkanı Prof. Dr. Rolf Heuer ile Higgs deneyinin son durumu, tartışmalı Opera deneyi, CERN’deki araştırmaların günlük yaşama yansımaları ile bilim ve toplum etkinlikleri üzerine bir söyleşi yazsı da var. “Tropikleşen Akdeniz ve Beklenen Ziyaretçiler” başlıklı yazısında arkadaşımız Bülent Gözcelioğlu, Süveyş Kanalı’nın açılmasının Akdeniz ekosistemine olumsuz etkilerine dikkat çekiyor.
Bilim ve Teknik Sayı: 535
Bilim ve Teknik Sayı: 535Bilim ve Teknik Dergisi · Tübitak Yayınları · 201212 okunma
Proteinler gidecekleri yerlerde aktif görev alacaklarına göre doğru adrese gitmeleri yaşamsal önem taşır. Bu nedenle bir proteinin başına gelebilecek en kötü olaylardan biri etiketinde bir sorun olmasıdır
Sayfa 66
Okyanuslar dev birer eczane.Son yıllardaki yeni ilaçların ve teknolojilerin büyük bir kısmı denizlerden çıkıyor.
Sayfa 47