Kış mevsiminin en güzel yanıdır yağan karı pencereden seyretmek. Hemen hemen hepimiz cama vuran farklı şekillerdeki kar tanelerinin eşsiz güzelliğinden etkileniriz. Kar
kristallerinin karmaşık ve simetrik yapıları geçmişten günümüze birçok bilim insanının dikkatini çekmeyi başarmış. Bu sayımızda kar kristallerinin oluşum süreçlerini ve karmaşık yapılarını daha iyi anlamak için geliştirilen basit algoritmalardan bahsediyoruz.
Mahir Ocak “Kar Kristallerinin Matematiği” başlıklı yazısında kar kristalleri üzerine yapılan bazı kuramsal çalışmaları ve matematiksel modellemeleri ele alıyor.
Erman Akdoğan yazısında zekâları çok yüksek seviyelere ulaşan makinelerin toplumdaki yerini birtakım varsayımları dikkate alarak sorguluyor. Gelecekte bu makineler insanların hayatını tüm sıkıcı işlerden arındırıp ütopik bir dünya mı yaratacak yoksa insanlığı salt işgücü olarak görüp köleleştirecek mi? Pınar Dündar ise bu ay ki yazısında genelde kendisi hakkında konuşmanın insana kendisini iyi hissettirdiğinden ve söz konusu sosyal medya olduğunda bu durumun daha da belirgin olduğundan
bahsediyor. Özlem Ak, Temel Bilimler Alanında TÜBİTAK Bilim Ödülü sahibi Prof. Dr. Reşat Apak ile yaptığı söyleşi sonrası hazırladığı yazıda bu başarının altında yatan hayat
öyküsünü ve bilimsel çalışmaları ele alıyor. Filiz Yıldırım, Ozan Avinç, Arzu Yavaş ve Ece Kalaycı’nın birlikte hazırladığı “Üç Boyutlu Yazıcılar Modacıların Eline Geçerse” başlıklı
yazıyı da zevkle okuyacağınıza eminim.