.
Hayatın bir kısmı belki de en önemli kısmı bireysel dürtünün kendiliğinden eylemine bırakılmalıdır, çünkü her şeyin sistem olduğu yerde zihinsel ve ruhsal ölüm olacaktır.
...
"...Pragmatizm, bu gezegenin yüzeyinde bütün hayali malzemelerini bulabilen, ateşli zihinlere hitap eder; bu zihinler ki gelişiminden memnuniyet duyarlar ve insan-dışı sınırlamaların insan gücüne olan etkisinden bihaberdirler; savaşı ve ona bağlı bütün riskleri severler çünkü zaferi kendisinin kazanacağından çok emindir; dini, tren yollarını veya elektriği arzuladığı gibi arzular, dünyevi işlerde kendisine yardım edip rahatlığını sağlamak için, mükemmelliğe olan açlığı yüzünden değil. Fakat bu gezegendeki yaşamın, dışarıya açılan pencereler olmaksızın, hapishaneye dönüşeceğine; insanın sonsuz mutlak güce sahip olmasının, narsist bir düşünce olduğuna; arzularına hakim olup tarafsız bir özgürlüğü, bütün krallıkların ayaklarının altında olduğunu hissettiren Napolyoncu baskıya-tek kelimeyle, bir insanı ona tapınacak kadar kutsallaştırmayan kişilerde, pragmatiklerin dünyası dar, önemsiz, hayata değer katan her şeyden mahrum ve evrenin bütün ihtişamını inkar ettiğinden insanı da küçülten bir his uyandıracaktır."
"...din değiştiren kişinin öldürülmesi gerektiği buyruğu, Kur'an'dan çok hadislerden alınmıştır. Zira Muhammed hayattayken yazılmış olan hadisler çok daha açıktır: 'Dinini değiştiren herkesi öldürün.' ve 'kendisini sizden ayıranlar(ya da inancını inkar edenler)öldürülmelidir'."[71]
[71]: Sahih al-Bukhari, 9.Cilt, Kitab Bhavan: Yeni Delhi 1997, syf.45
Savaş mantıksal, mücadelede adalettir... savaş her şeyin babası, her şeyin kralıdır; bazılarını tanrı bazılarını insan, bazılarını bağımlı, bazılarını hür yapar...