Bilimin Toplum Üzerindeki Etkileri kitaplarını, Bilimin Toplum Üzerindeki Etkileri sözleri ve alıntılarını, Bilimin Toplum Üzerindeki Etkileri yazarlarını, Bilimin Toplum Üzerindeki Etkileri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
.
Bazı şeylere insanlar sanki bunların doğru olması gerektiğini düşündükleri için inanılır ve bu gibi durumlarda bu inancı ortadan kaldırmak için çok büyük miktarda kanıt gerekir.
.
.
.
Dünya nüfusu artıyor ve gıda öğretme kapasitesi azalıyor… bu problemin üstesinden gelmek için dünya nüfusunun artışının önüne geçebilmeyi sağlayacak yolların bulunması zorunludur. Eğer bu savaşlar salgın hastalıklar ve kıtlıklar tarafından olmayacaksa, güçlü bir uluslararası otoriteyi zorunlu kılar.
Bir çekirdek fizikçisi, birçok piyade alayından daha kıymetlidir. Bilimin uç noktalarının uygulamalarından ayrı olarak, savaşta başarıyı kahraman ordular değil, ağır endüstri sağlar.
İnsanbilimi (antropoloji) boş inançların, uygarlaşmamış insanların yaşamlarını nasıl etkilediğini bize canlı bir biçimde göstermiştir. Hastalıklar büyücülüğe, ürünlerin alınamaması kızgın ilahlara ve iftiracı şeytanlara mal edilmiştir. İnsanların kurban edilmesiyle savaşların zaferle sonuçlanacağı ve toprağın veriminin artacağı; tutulmalar (ay ve güneş tutulmaları) ve kuyruklu yıldızların da felaketlerin habercileri oldukları düşünülmüştür. İlkel bir insanın yaşamı tabularla çizilmiş ve bir tabuya karşı gelmenin yaratacağı sonuçların korkunç olacağı sanılmıştır. Bu basit görüşlerin bazıları uygarlaşmanın başladığı bölgelerde hemen kaybolmuştur.
Savaş herkesin aşina olduğu bir şeydir ve mücadele ise adaletin ta kendisi... Savaş her şeyin anasıdır ve yine her şeyin kralıdır o; bazılarını tanrılaştırır, bazılarını ise insanlaştırır, bazılarını bağımlı, başkalarını ise hür kılar.
.
Hayatın bir kısmı belki de en önemli kısmı bireysel dürtünün kendiliğinden eylemine bırakılmalıdır, çünkü her şeyin sistem olduğu yerde zihinsel ve ruhsal ölüm olacaktır.
...
Russel, bu kitabında, bilim olgusunun, insanlık üzerindeki olumlu&olumsuz etkilerini açıyor ve bilimsel bir toplumun olasılığını tartışıyor. Bilimin, zaman içerisindeki gelişimini, karşısında nelerin olduğunu ve bunların kendi doğasında yatan akıl-dışı kötülükleri açıklıyor. Siyasi ve felsefi yoğunluktaki bir içeriğe sahip bu kitapta Russel, bilimin, insanlığın ortak mutluluğu adına kullanılması için, kendi görüşleriyle argümanlarını sunmuş ve, nispeten kendi tezi diyebileceğimiz "Küresel Otorite" tezini, bilimsel bir dünya görüşünde temellendirmiş. Ayrıca bilim ve değerlerin birleşimine dikkat çekiyor. Okunmalı!
"İçli kişi, sizin duygusuz bir aydın olduğunuzu ve eğer gerçekten acı çekenlerle ilgileniyorsanız onlar için bu kadar bilimsel olamayacağınızı söyler. İçli, sizden daha şefkatli olduğunu savunacak ve bunu da kendisi acı çekmektense acıyı çekenin bu acıyı çekmesine göz yumarak kanıtlayacaktır."