Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bilimsel Araştırmanın Mantığı

Karl R. Popper

En Beğenilen Bilimsel Araştırmanın Mantığı Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Bilimsel Araştırmanın Mantığı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Bilimsel Araştırmanın Mantığı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Görülüyor ki, nesnel bilimin görgül temeli "mutlak" değildir; bilim kayaların üzerine hiçbir şey kurmaz. Aslında üzerinde bilimin kuramlarının cüretkâr yapısının yükseldiği yer adeta bir bataklıktır; bilim kazıklar üzerine dikilmiş bir yapıya benzer kazıklar yukarıdan aşağıya doğru bataklığa sarkar -ama "var olan" doğal bir tabana dayanmaz. İşte bu nedenle de kazıklar sağlam bir katmana dayandığında, onları daha fazla derine çakmaktan vazgeçemeyiz; ancak kazıkların yapıyı taşıyabileceğini düşündüğümüzde, sağlam bir yere dayandıklarını belki kabul edebiliriz, ama yalnız geçiçi bir süre için.
Sayfa 135 - YKYKitabı okudu
Sonuçlardan temellere giden ussal çıkarımların yadsıma yöntemiyle < odus tollens>, önermenin geçerliliği, yalnızca katı bir biçimde değil, çok da kolay tanıtlanır; çünkü önermeden çıkarsanan tek bir yanlış vargı, o önermeyi yanlışlar. KANT
Sayfa 49
Reklam
Bir kuramın evrenselliği ve kesinliği yanlışlanabilirlik derecesiyle artmaktadır. Bu nedenle bir kuramın kesinlik derecesini, kuramın yanlışlanabilirlik derecesiyle özdeşleştirebiliriz.
Sayfa 169 - YKYKitabı okudu
2. (Asıl sorun.) "Sınırlandırma sorunu" (Kant'ın, "bilimsel bilginin sınırlarının nerede olduğu" sorusu), "görgül-bilimsel" ve "fizikötesi" savlar (önermeler, önerme dizgeleri) arasındaki ayrımın ölçütünün ne olduğu sorusuyla da tanımlanabilir. Wittgenstein'a göre, "anlamlılık kavramı"
Sayfa 356 - YKYKitabı okudu
Buradan çıkaracağımız tek sonuç şu olmalıdır: Deneyime karşı, başarısızlığa uğratılabilecek katı, kısıtlayıcı yasaları ya da yasakları getirmeye çalışalım; yasaklardan dolayı araştırmalarımızı kısıtlamaktan vazgeçelim.
Sayfa 284 - YKYKitabı okudu
Yalnızca istatistiksel sonuçları yönünden sağlanmış olan Heisenberg-Formüllerinin ve benzer önermelerin belirlenimci olmayan vargıları olması, benzer sonuçların çıkarılmasını sağlayan başka görgül önermelerin olamayacağına -örneğin yasaların ve tek tek kestirimlerin araştırılmasının amaçsız, anlamsız ya da "olanaksız" olacağından (bkz. kesim 12, dipnot 2) böyle bir yöntembilimsel kuralın hatalı olduğuna- tanıt olamaz. Yasaların aranıp bulunmasının engellenmesini, yöntembilimsel vargısıyla belirleyen görgül bir önerme zaten olamaz; çünkü bu önerme fizikötesi unsurlar taşımayacaksa, önermenin belirlenimci olmayan vargısı da yanlışlanacaktır. Buna göre, yasaların konulmasında ve kendini sağlayan kestirimlerin türetilmesinde başarılı olduğumuzda, bu vargı yanlışlanabilecektir. Söz konusu belirlenimci olmayan vargının, görgül bir varsayım olmasını istediğimizde, önce onu sınamak ve yanlışlamak için çaba harcamalıyız, başka bir deyişle, yasaları ve kestirimleri aramalıyız; bu nedenle de bu arayıştan vazgeçme çağrısını, varsayımın görgül özelliğini yadsıyana kadar, yerine getirmeyiz. O halde, yasa arayışından vazgeçmemizi sağlayacak görgül bir varsayımın olabileceğini düşünmek tutarlı değildir.
Sayfa 282 - YKYKitabı okudu
Reklam
Dünyanın katı yasalarla yönetilip yönetilmediği sorusunu fizikötesi olarak değerlendiriyoruz, çünkü bizim bulduğumuz yasalar, varsayımlar olup, her zaman yeniden değiştirilebilir ve gerektiğinde olasılık tahminlerinden de türetilebilir yasalardır. Bunun yanı sıra, nedenselliği yadsımanın, araştırmacıya daha fazla araştırma yapmaması gerektiğini söyleme girişiminden başka bir şey olmadığını ve böyle bir girişimin, kendini tanıtlasa bile, geçersiz olacağını az önce göstermiştik. Buna göre, söz konusu olan "nedensellik ilkesi" ya da "nedensel önerme" -nasıl formüle edilirse edilsin- doğa yasasından çok farklı bir özelliğe sahiptir. İşte bu nedenle de Schlick'in, "nedensel önermenin doğru olup olmadığının sınanması, aynı herhangi bir doğa yasasının sınanması gibidir", şeklindeki görüşüne karşı çıkmak zorundayız.
Sayfa 281 - YKYKitabı okudu
Bernoulli teoreminde ileri sürülen durumlar -yani rastlantısal dizilerdeki küçük parçaların genelde daha büyük sapmalar buna karşın büyük parçaların yakınsaklığa benzer bir davranis göstermesi; başka bir deyişle, küçük parçalarda, düzensizlik ya da gelişigüzelliğin; büyük parçalarda ise, düzenlilik ya da değişmezliğin yer alması- genelde Büyük Sayılar Yasası olarak adlandırılmaktadır.
Sayfa 210 - YKYKitabı okudu
35 yıl önce bu kitapta bu soruyu yanıtlamaya çalıştım. Yanıtım karamsar, göreli ya da (genel anlamında) "kaygı verici" değildi: Yanıt bize, hatalarımızdan da bir şeyler öğrenebileceğimizi göstermektedir: Gerçeğe yaklaşmak olasıdır. İşte bilgikuramsal karamsarlığa yanıtım buydu. Buna karşın, bilgikuramsal iyimserliğe verdiğim yanıt da şuydu: Kesin bilgiye ulaşamayız. Bilgimiz eleştirel bir bulmacadır; varsayımlardan oluşmuş bir ağ; sanılardan dokunmuş bir kumaştır. Bu yaklaşım, entelektüel alçakgönüllülüğe bir çağrıdır. Entelektüel alanda -bilimde ve özellikle felsefede- Goethe'ye rağmen, "alçakgönüllü olmayan yalnızca sefillerdir" deyimi geçerlidir. Bu yaklaşım bende, 1934'te ortaya attığım bilgikuramsal görüşün Ksenophanes tarafından 2500 yıl önce ileri sürülmüş olduğunu öğrendiğimde daha da açıklık kazanmıştı (Diels- Kranz, elde kalan 18. ve 34. Bölümler; kendi çevirim). Açmadılar başından tanrılar her şeyi ölümlülere; Ama onlar zamanla bulacaklar arayarak daha iyiyi. Ulaşamadı hiç kimse, tanrılar ve sözünü ettiğim Tüm şeyler hakkındaki kesin gerçeğe, ulaşamaz da. Açıklasa da biri kusursuz gerçeği, Kendisi bilemeyecektir bunu; Her şeyin sanılardan dokunmuş olduğunu.
Sayfa 40 - YKYKitabı okudu
175 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.