Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ölümsüzlerin Şehri

Bilinmeyen Mevlana

Burhan Yılmaz

En Eski Bilinmeyen Mevlana Gönderileri

En Eski Bilinmeyen Mevlana kitaplarını, en eski Bilinmeyen Mevlana sözleri ve alıntılarını, en eski Bilinmeyen Mevlana yazarlarını, en eski Bilinmeyen Mevlana yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
304 syf.
7/10 puan verdi
Mevlana'ya karşı düşüncelerim değişmese de, içinde çok güzel bilgiler barındıran özellikle parapsikoloji alanında yararlı olabilecek bir kitap. Kitabında birçok kaynağa yer vermiş olması da temeli sağlamlaştırıyor. Mevlana temelli almasanız dahi birçok şey öğreneceğiniz türde.
Bilinmeyen Mevlana
Bilinmeyen MevlanaBurhan Yılmaz · Nüve Kültür Merkezi · 201036 okunma
Anadolu’nun, Avrupa ve Asya arasında göç eden insanlar ve ordular için koridor olduğunu da belirttikten sonra tarım reformunu Anadolu’dan Avrupa’ya taşıyanların Türkler olabileceğini de söylemektedir.
Reklam
Eski kehanet merkezleri rastgele serpiştirilmiş gibidir. Oysa dağılımlarında belirgin bir model vardır. Bu model Antik Çağ’da hayli ileri bir coğrafya ve ilişkili disiplinler bilgisine işaret eder. Bu kehanet merkezleri eski dünyada dinin uygulamaya geçirildiği merkezlerdi. Varlıkları asla bir tesadüfe bağlı olamazdı.
Efsanelerin vatanı, kültürlerin kesişme noktası, orduların geçiş yoludur Anadolu. Aynı zamanda Türkiye’nin ortasında coğrafi, tarihi ve manevi bir kavşaktır. Öteden beri bilinen dünyanın tam ortasında kurulmuş olan Anadolu, Doğu ile Batı arasında Müslümanlık’la Hristiyanlığın buluştuğu bir geçittir. Selçuklular’ın burayı başkent olarak seçişine kadar geçen 9000 yılı aşkın süre içerisinde bu topraklar üzerinden on bir medeniyet gelip geçmiştir. Anadolu geçmişte havari Aziz Paul’ün vaazına, ilk kiliselerin kuruluşuna, Frederic Barberousse’un ölümüne tanıklık etmiştir. Firavun’un bir kızı buradan geçmiş, yine efsaneye göre mucizeler gösterip denizi kurutan Eflatun bu topraklarda ölmüştür.
Anadolu mağaraları ile anlatılanlar üç grupta toplanır: 1-Mağaradan çıkan tuhaf kişiler. 2-Bazı mağara girişlerindeki davetsiz misafirlerin içeri girmesine engel olacak olan sihirli manyetik güçler. 3-Bazı ermişlerin, bazı mağaraların içine girerek ortadan kaybolmaları ve aradan uzun zaman geçtikten sonra yeniden ortaya çıkmaları.
‘’Diyorsun ki; Cennet alanından bana seslen, ama cennet alanı gönlüme o kadar dar gelir ki.’’
Reklam
’Cengiz Han asırlar öncesinden sanki bugünlere seslenmiş gibidir. Kurallar koymuş, önemli mesajlar vermiş, bu kurallara da kendi adını vermiştir. Cengiz Han Yasası adıyla günümüzde bir model haline gelmesi 21.yüzyıla girerken imaj yenileme çağında değerini bulmuş gibidir sanki. Bu yasanın en önemli yanı şekilden ziyade, anlatmak istediği özdür. İşte yasanın özü: ‘’Bir çivi kaybolduğu için, bir nal kayboldu. Bir nal kaybolduğu için, bir at kayboldu. Bir at kaybolduğu için bir atlı kayboldu. Bir atlı kaybolduğu için bir haber kayboldu. Bir haber kaybolduğu için bir savaş kaybedildi. Ve bir savaş kaybolduğu için, bir krallık yok oldu.’’
’Son yıllarda Edvar Lorenz adlı meteorolog, Kaos anlatımının oturduğu temeli ‘Kelebek Etkisi’ denilen bir anlayış ile açıklamaya çalışmıştır. Anlatımın özü şu: Bir kelebek Çin’de kanatlarını çırparsa, Kaliforniya’da fırtına koparır. Bir anlatım, bir sineğin kanadını oynatması, Arş-ı Rahman’ı titretir gerçeğine ne kadar uymaktadır.
’Yine Mevlana’nın şu sözlerinin bahsettiğimiz kaos modeliyle ya da kelebek etkisiyle değerlendirmesini yapmak düşünce ufkumuza yeni şeylerin eklenmesi anlamındadır. ‘’Kaybettiğin her şey başka bir surette geri döner.’’
Celaleddin’in oğlu manastırın üst yanındaki yardan düşmüş ve esrarengiz bir pir tarafından tehlikeden kurtarılmıştı ki bu zat sonra kilisedeki tasvir sayesinde Ayon Hariton olmak üzere teşhis edilmiştir.
Reklam
Mevlana’nın bu sırlar ve sevk kapılarının bilincinde bir varlık olduğu; yerin altında farklı boyutlar içinde yaşayan ve bizim dünyamızdan oldukça ileri bir seviyede olan Agarta Uygarlığı’ndan ve bir şekilde Agarta ile bağlantısı olduğu düşünülen Sirius yıldız sisteminden de haberdar olduğu sanılmaktadır.
Türk sağ oldukça mutlaka kendine bir otağ bulur, hele Hak kapısının azizi olursa.
Mevlana
Beni yabancı sanmayın. Ben ülkedenim. Sizin yurdunuzda kendi yuvamı arıyorum. Düşman yüzlü görünsem de düşman değilim ben, Hintçe konuşuyorum, ama soyum Türk’tür.
Türklerin kurdu bazen soylarının kökeninde, bazen de Tanrı ile insan arasında görmüşlerdir. Hatta kurdu, Tanrı’nın yeryüzündeki şekli olarak bile ifade eden metinlere rastlarız. Türk Kültürü’nde Kurt’u Tanrı’nın bir elçisi gibi gören anlayışın oldukça hakim olduğu da görülmektedir.
Ergenekon Efsanesi klasik bilgilere göre soykırıma uğrayan Türkler’in yeniden Orta Asya’da egemen oluşlarını anlatır. Bu klasik anlatımdan da kolaylıkla anlaşılabileceği gibi, efsane Türkler’in ilk ortaya çıkışlarını değil, başlarına gelen bir felaketten sonra yeniden türeyişlerini anlatmaktadır. Bu bizi yakından ilgilendiren bir ayrıntıdır.
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.