Kurgusunda fantastik ögeler, golemler, hayaletler, karakoncoloslar, mitolojik hikayelerin bolca bulunduğu kitapta en çok dikkatimi çeken husus yazarın üslubundaki normalleştirme eğilimi. Kitabı okurken yazarın anlatımı o kadar sade ve kapsayıcı bir hale geliyor ki, okuduklarınız sanki normal hayatın bir parçasıymış gibi geliyor. Sanki her gün gazete, kitap, sucuk, hem de özel macar sucuğu karşılığında hayatımızdaki gizemleri çözen, heybeli bir gelincikle karşılaşıyormuşuz gibi hissettiriyor Halil Babilli. Her türlü olağanüstülüğe rağmen, hikayelerin geçtiği fantastik dünya, hali hazırda içinde yaşadığımız dünyanın ta kendisiymiş gibi. Gerçekçilik ile fantezinin bir kurguda bu kadar iç içe olması bence yazarın üslubunun en önemli artılarından.