" Gün bitti lambayı hazırla;
Işık kalmadı girecek odamıza.
Çek perdeleri sevdiceğim;
Kanadı kırık bir akşam
Zonkluyor durmadan dışarıda.
Sen bugünden yarına
Birazcık umut sakla.
Kimi zaman çocuğum,
Bir müzik kutusu başucumda
Ve ayımın gözleri saydam.
Kimi zaman gardayım
Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar.
Ne zaman bir dosta gitsem,
Evde yoklar.
Oysa Metin Altıok
belki bir sevgiye kiracı olacaktı daha (
Bir Acıya Kiracı)
Hasret Gültekin konserler verecekti ve Yarım Asırlık Dev Çınar diyecektik. ( youtu.be/AFF6d-BUx6M )
Asım Bezirci idea yayınlarının çevirisine küfredip bütün Fransız Varoluşculuk kitaplarını kendi cevirecekti ömrünün güzel 21. Yüzyıl günlerinde... (
Sen ey kendiyle yetinen!
Artık suyumuz bulanık,
bir güneş bile olsa sonunda,
yolumuz kırık, önümüz karanlık
ve ağır tuğrası alnımızda
padişah yalnızlığın,
ama yine de umudumuz kalabalık..
Sen yarım kalmış bir aşkın
Kaçınılmaz sürgünü,
Katlanan göğsündeki kayaya,
Sen orda şimdi bir hüznü köpürt,
Ben bir çocuğa su vereyim burada,
Ben ki kiracıyım bir acıya.
Sen imzalarsın sabah akşam
Defterini bensizliğin,
Bense kanla öderim
Kirasını kaldığım evin.
Bir takvimi tersten açardık,
Eğer isteseydin.
Sen ey kendiyle yetinen;
Fosforun yeri gece,
Ne yapar gecesiz ateşböceği?
Belki anlamsız ve delice
Kumrunun inanılmaz yuvası
Bir direğin tepesinde.
Ama boşluktur biraz da
Bir kuşu biçimleyen,
“ Sen ey kendiyle yetinen fosforun yeri gece,
Ne yapar gecesiz ateş böceği?
Belki anlamsız delice kumrunun inanılmaz yuvası bir direğin tepesinde,
Ama boşluktur birazda bi kuşu biçimleyen
Bence böyle.Seni bilemem.
Sen ey kendiyle yetinen
Ne derlerse desinler su eğimine gidecek
Sen şaraba banılmış ekmek
Deltasıyız bütün sözlerin ve söz sonunda bak nasılda senle bana gelecek
Sen yarım kalan bi aşkın kaçınılmaz sürgünü
Katlanan göğsümdeki kayaya,
Sen orda şimdi bi hüznü köpürt.
Ben bir çocuğa su vereyim burda
Ben ki kiracıyım bi acıya
Sen imzalarsın sabah akşam defterini bensizliğin
Bense kanla öderim kirasını kaldığım evin
Bir takvimi tersten açardık eğer isteseydin
Sen ey kendiyle yetinen,
Artık suyumuz bulanık
Bir güneş bile olsa sonunda
Yolumuz kırık
Önümüz karanlık
Ama yine de, umudumuz kalabalık.”
Bir kaçıştır bu;
Çünkü en az ölüm
Kadar korkar insan
Yaşamaktan.
Karıştırır puslu düşü
Katı gerçeğe.
Düşü biraz gerçek,
Gerçeği de düş yapar,
İnanır bilinmeyene
Bilinen kadar.
Ne çatlak nar var şimdi,
Ne ölgün güz kelebeği,
Ne de bir özrün titreyen sesi.
Ödedim fazlasıyla;borcum yok kimseye.
İncitemez artık kanayan yüreğimi
Geçmişin inatçı çakar saati.
Döndüm yeniden 'gezgin'liğime,
Ardımda sırtlan gülücükleri.