Arkadya Yayınları'nın kitaplarını severek okuyorum. Bir Başka Gökyüzü farklı hisler, farklı duygular oluşturdu. Noel günü dünyaya merhaba diyen Charlie büyük bir sınava tabii tutulacaktı, bu da bir ömür sınanmak demek.
Anne Twyla, bebeğini kucağına aldığı an itibarıyla yaşadığı huzursuzluk, gerginliğinin nedeni doktora gitmeleriyle açığa çıkar.
Charlie maalesef görme engellidir, öğrendikleri an itibariyle üstlerine çöken gölge Twyla'nın verdiği büyük çabayla Charlie 'nin dünyası değişecektir.
Twyla'nın yıllardır babasıyla arasının açık olmasının sebebi kendisi dünyaya geldikten sonra annesinin doğum sonrası depresyonunun hayatına mal olmasıdır.
Bebeğin tedavisinde ameliyatın mümkün olduğu anlaşılır, yardım kampanyası sonucu Stephan para teklifinde bulunur, bebeğin ameliyatından bir gün önce Charlie kaçırılır.
Kimin kaçırdığına inanamayacaksınız.
Charlie'nin kaçırılmasından bir süre sonra kaçırıldığı gibi eve bırakılır. İçinde bulunulan durum gizliliğini korumaktadır.
İlginç bir detaysa Charlie geri döndüğünde ameliyat olmuş vaziyette gelir. Polis yaptığı araştırmalarla olayı aydınlatmaya çalışır. Dylan, polisin masasında bir fotoğraf görür, okuyucunun da şaşırması kuvvetle muhtemel.
Ameliyata karar verme sürecinde, eve gelen isimsiz mektuplar ailenin tadını kaçırır.
Burada bir parantez açayım. Ne kadar saçma, çocuğumu ameliyat ettiririm kime ne? Kim ne diyebilir? Sağdan soldan fazla müdahale hoşuma gitmedi.
Ailesel ilişkilerde de çatışmalar hakim. Annenin kendi içindeki yüzleşmesi, Dylan'ın Serabral Palsili kardeşini yürütmek için ablası Bindy'le mücadelesi burun direklerini sızlatır derecede.