En Eski Bir Çöküşün Öyküsü kitaplarını, en eski Bir Çöküşün Öyküsü sözleri ve alıntılarını, en eski Bir Çöküşün Öyküsü yazarlarını, en eski Bir Çöküşün Öyküsü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yüreği kendini daima ana kaptırıyor, doğruyu söylerken yalan söylüyor ve aldatmak istediğinde de dürüst oluyordu: Madamın her zaman tek bildiği, ne hissettiğiydi.
fikirilegelecek.com/stefan-zweigin-...
BİR ÇÖKÜŞÜN ÖYKÜSÜ
Fransa’daki ihtişamlı günlerinin ardından Madame de Prie, sarayda yaptığı gereksiz harcamalardan dolayı hızla itibar kaybetmeye başlar. Ve en sonunda tüm yetkileri elinden alınarak sürgün yeri olan Normandiya’ya gönderilir. Madame de Prie’nin sürgününün ilk günleri güzel geçse de hayatı sarayda, kutlamalarda geçmiş biri için bu durum ruhi bunalım için yeter de artar haliyle. Son kez evinde gerçekleştirdiği kutlamayla bütün dikkatleri üzerine çekecektir. Ölümsüz ölümünün tarihini veren madamın amacı, unutulmaz bir şekilde ölecek ve herkesin hafızasına kazanmaktı. Ancak ölümsüzlük onun adının yanından teğet geçer. Adı birkaç dakika telaffuz edilir ve tarihin tozlu sayfalarında birkaç satırla yer edinir. Kitaptaki şu güzel cümleler bu olayı kısaca şöyle özetler:
“İnsanlık tarihi zoraki kahramanları sevmezdi; ne kadar ısrarcı olunursa olunsun hak etmeyenlere acımaz, onları yolundan geri döndürürdü. Şansın hareket halindeki arabasından bir kez düşen, bir daha o arabayı yakalayamazdı.”
Madame de Prie
içsel yalnızlığının mahpushanesinde yırtıcı bir hayvan gibi kendini çaresizce oradan oraya atıyor ve pencerelerden gelmeyen bir şeyi gözetliyordu.