Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Çöküşün Öyküsü

Stefan Zweig

Bir Çöküşün Öyküsü Gönderileri

Bir Çöküşün Öyküsü kitaplarını, Bir Çöküşün Öyküsü sözleri ve alıntılarını, Bir Çöküşün Öyküsü yazarlarını, Bir Çöküşün Öyküsü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
48 syf.
·
Puan vermedi
Madame de prie adında kraliçenin ülkesine verdiği zarardan dolayı kral tarafından sürgüne gönderilmesinden sonra çevresindeki herkesi kaybetmenin kendisinde yarattığı olumsuz etkiyi konu alır. Bu tip kişilerin çevresindeki insanları alınca kendilerini kapana kısılmış gibi hissederler. Madame de kendini yalnız hissedip ruhsal bir çöküş yaşıyor. Mal varlığı ile insanları etrafına toplayıp kendince yalnızlığını gidermeye çalışıyor. Hatta bu çaba sonucunda kendini küçük düşürdüğü için farklı bir plan düşünüyor. Bi balo düzenleyip intihar edeceği tarihi, sanki o gün vefat edecekmiş gibi insanlara duyurur. Böylece insanlar ölüm tarihini bilen madame’ ı yıllarca konuşacak düşüncesiyle intihar etmeye karar veriyor. ölürken bile egosunu düşünen madame Ölümünün unutulmaz olmasını ve isminin sürekli anılmasını istiyor . Fakat düşündüğü gibi olmuyor .Ölümü kimsede bir etki yaratmıyor. Beni etkileyen kısım başkaları tarafından onaylanmak uğruna , güzellik ve kontrol uğruna ölümün bir kurtuluş olarak görülmesiydi
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,2bin okunma
İnsanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi. Kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi. Talihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi.
Sayfa 48
Reklam
Kimileri için
Kıskançlığın, kinin, yalanın olmadığı bir yaşam yaşamaya değmezdi.
Sayfa 34 - Türkiye iş Bankası kültür yayınları 20. Basım çeviri:Regaip MinareciKitabı okudu
O da kadınların çoğu gibi tümüyle başkalarının ruh halinden beslenirdi. Arzulandığı zaman güzeldi, zeki insanların arasında nüktedandı, gururu okşandığında kibirliydi, sevildiği zaman âşıktı. Ondan çok şey istendikçe o daha fazlasını verirdi.
Sayfa 33 - Türkiye iş Bankası kültür yayınları 20. Basım çeviri:Regaip MinareciKitabı okudu
Çünkü insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi;kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi;talihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi..
Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti, çünkü hiç yalnız kalmamıştı. İnsanları her zaman duyumsanmayan havai gibi değerlendirmişti yalnızca, ama şimdi boğazı yalnızlıktan düğümlendiği için yalan söyleyip aldatsalarda insanların ne kadar önemli olduğunu,salt varlıklarından neler aldığını, onların rahatlığını, güvenini ve neşesini özümsediğini fark ediyordu. Kalabalıklar içinde onlarca yıl yüzmüş ve bu kalabalıkların onu taşıyıp beslediğini asla anlamamıştı,ama şimdi bir balık gibi yalnızlık sahiline vurmuştu, çaresizlik ve şahlanmış acılar içinde çırpınıyordu.
Sayfa 14 - Türkiye iş Bankası kültür yayınları 20. Basım çeviri:Regaip MinareciKitabı okudu
Reklam
Her zaman tek bildiği, ne hissettiğiydi.
Sayfa 6 - Türkiye iş Bankası kültür yayınları 20. Basım çeviri:Regaip MinareciKitabı okudu
Ne var ki ölüm kandırmaya gelmiyordu ve gülüşlere son veriyordu.
Çoğu zaman ben:)
Ciddi kaygılara kapılamayacak kadar düşüncesiz biri olduğundan yeniden uykuya daldı.
Sayfa 4 - Türkiye iş Bankası kültür yayınları 20. Basım çeviri:Regaip MinareciKitabı okudu
1 ay sonra çok şükür kitabevine gittim
Not: Merhaba, bu gonderinin alıntılarla,şiirlerle,sözlerle vb. alakası yok. Ben genelde böyle şeyler atmıyorum zaten. Bu yüzden isterseniz okuyup zaman harcamayın. Ben sadece neler aldığımı paylaşmak istedim☆ Okumak isteyen varsa tekrardan merhaba. Bugün bursum yattı gözüktüğü için çarşıya indim fakat yatmamisti. Burs alan varsa haberi olsun
Reklam
“Talihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi.”
“Öldü sanılıp gönülmüş ancak toprağın altında tabutunun içinde bağırıp çağıran, kıyameti koparan ve duvarları yumruklayan biri gibi hissediyordu kendini kadın: Ancak onu yukarıda duyan yoktu, insanlar toprağın üzerinde hafif adımlarla yürüyor, onun sesiyse yalnızlığın içinde boğulup gidiyordu.”
“İçinde her şey susmuş, yüreğinin anlamlı müziği, anahtarı kaybolmuş müzikli saat gibi ölmüştü.”
“Kendini bu yalnızlığın içinde anlamsız hissediyordu kadın; kimsenin onu arayıp sormadığı bu yerde boş, yararsız, yıpranmış, bitkindi.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.