Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Bir Dilek Oyunu
Meg ShafferBir Dilek Oyunu Yorumları ve İncelemeleri
Bir Dilek Oyunu yorumları ve incelemelerini, Bir Dilek Oyunu kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Bir Dilek Oyunu puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
9.210 üzerinden
Cuma günü kitaplığımın önünde kafamda büyük boy soru işaretleriyle 'Hafta sonu ne okusam acaba?' diye takılıyordum. Sonra dikkatimi bu kitap çekti ve reading slump'ın verdiği karamsarlığa yenik düşmemek için üstünde fazla düşünmeden hızlıca kitaba başladım. Açıkçası içten içe de kitabın çok karmaşık, abartılı, fazla fazla anlatımlı olacağından korkuyordum. Ama meğerse ne çok yanılmışım. Bir kere Lucy ve Christopher'ı okumak çok çokk güzel ve benim için çok değerliydi! Sonra anlatım o kadaaar akıcıydı kii su gibi böyle sayfalar akıp gidiyor. Hatta bir ara ben bile elimdeki sayfalara şaşırdım ve 'Nasıl yaaa!?' oldum. Sonra Jack ve Hugo etkenleri var ki ikisinin muziplik başlığı altında sakladıkları ince, güzel düşüncelere eridim, bittim, düştüm, yıkıldım. İlk sayfasından itibaren çok sakin, duygusal, muzip, basit ve iyi yürekli yazılmış. Sizi saçma sapan yerlere çekmiyor. Belli bir amaç doğrultusunda ilerliyorsunuz. Sadece ortalarda dedim ki 'Bir şey istiyorum, bir patlama, bir bomba, bir pırıltı. Kitabın enerjisini yükseltecek herhangi bir şey!' Sonra o sonu okudum ve.. göz yaşlarım teker teker düştü. Sadece o çocuğun ağzından çıkacak o tek kelime bile beni ağlatmaya, kitaba 10 vermeme yetti. Çok güzeldi ve yazar onları mutlu bir sona kavuşturduğu için çok çok mutluyum. Anneler gününde de Lucy gibi bir karakteri okumak gerçekten çok anlamlı, güzel bir tesadüf oldu. Herkese bu tatlı ve çokça anlamlı kitabı okumayı tavsiye ederim. Çokça sevgilerim ve güzel dileklerimle, keyifli okumalar dilerim.
Bence kitabın %100 uyumlu müziği: Finale-Danny Elfman (Tabikii Willy Wonka♡)
Saat Adası serisi gerçek olmalı!!
Öncelikle OKUYUN OKUTUN!! Bu kitap neydi böyle... Bilen bilir ben kitaplara kolay kolay tam puan vermem ama bu kitap ŞAHESERDİ!!! Kitapta hicbir buyu unsuru olmamasına rağmen o kadar büyülüydü ki... Tam bir safe place, bin kere okusam sıkılmam. Charlie'nin Çikolata Fabrikası vibe ama çok daha duygusal -fazlaca duygusal- versiyonu. Kesinlikle eğlencesi bir yana edebi olarak da çok ön plana çıkarılması lazım bence. Karakterler, olaylar falan o kadar müthiş işlenmişti ki anlatamam ki kitap asiri akici ve yazarın mizahına bayıldım. Okurken olayları sanki kendim yaşıyormuş gibi bir heyecanla okudum ki ben bunu çoğu kitapta hissetmem ama gerçekten hayalim gerçekleşmiş gibiydi, bunun tüm okurların hayali olduğuna eminim. Kitapta geçen yazarımız Jack Masterson'a bayıldım özellikle gerçekten en sebdiğim yazarmış, öz dedemmiş gibi hissettim. Çok çok şey konuşmak istiyorum kitap hakkında ama heyecandan yazamıyorum. Kitapta geçen Saat Adası serisine garip bir şekilde gerçekten okumuşum gibi aidiyet hissettim Harry Potter gibi. Yazara acil bu seriyi gerçek hayatta yazması için baskı yapmalıyız çünkü aşırı okumak istiyorum
Uzun zamandır bu kadar beğendiğim bir kitap okumadığım gibi bu kadar özgün konusu olan bir kitap da okumamıştım. Hâliyle Bir Dilek Oyunu'nun güzelliğinden eridim, su birikintisine dönüştüm. Jack Masterson gibi ben de büyünün bozulmasını istemiyorum, bu yüzden detaya girmeden sadece şunu söyleyeceğim: İşlenişi etkileyici, karakterleri inanılmaz samimi ve verdiği mesajları anlamlı ve incelikli olan bu kitaba bayıldım!
Ha, bir de yazarın bir yandan hassas konuları ve hayattaki büyük zorlukları gerçekçi bir şekilde ele alıp bir yandan da olumlu ve masalsı bir hava oluşturmasından çok hoşlandım. Tozpembe bakış açısı ile gerçekçi bakış açısını başarılı bir şekilde bir araya getirmek deyince de sen be Meg Shaffer. Lütfen bu tarz daha çok kitap yaz. Yaz ki içimiz ısınsın, pamuk gibi olalım.
Hayalimizde büyük bir pastayı tam önünüzde hayal edin; üzerinde 3 adet mum iliştirelim. Baylar bayanlar hazırsanız gözlerimizi kapatıp derin bir nefesle üfleyin. Yalnız dikkat edin; dilekleriniz bazen fazlaca tehlike içerebilir. Bu yüzden neyi dilediğinize dikkat edin.
Bu kitapta Lucy karakterimiz bir anaokulunda yardımcı öğretmen olarak çalışıyor. Bir yandan atkı bere örerek 7 yaşındaki Christopher'ı evlat edinebilmek için para biriktirirken diğer yandan hayata tutunma çabası verir. Christopher'a çocukken okuduğu Jack Masterson kitaplarını okumasını sağlar. Bu seriyi yazar Jack aynı zamanda kitaplarında bahsettiği gibi Saat Ada'sında yazmaktadır. Ve onun nesilindeki çocuklar Lucy gibi yazarın dilekleri gerçekleştirdiğine inanmaktadır. Aradan geçen yılların ardından yazar nihayet yeni bir kitap basacağını duyurur. Küçük Christopher kadar heyecanlı olan Lucy yazarın bir yarışma düzenlediğini ve bu yarışmayı bulunduğu Saat Ada'sında düzenleyeceğini duyar. Lucy gidip o yarışmayı kazanmakta inançlıdır. Rakipler ne kadar dişli olursa olsun, bilmeceler ne kadar zor dahi olsa Lucy bunu Christopher için yapacaktır.
Fantastik denebilir mi çok emin değilim. Fakat kitabın kesinlikle sizi bağlayan bir büyüsü var. Sanki yetişkinler için yazılan başucu kitabıydı. Kesinlikle herkesin okumasını, özellikle dileklerin ne olursa olsun gerçekleşebilir kavramına yüreklerde tohum ekiyor. Tıpkı kışın yağan kar eşiliğinde bir yudum sıcak çikolatayla okunacak türde enfes bir kurgu.
#birdilekoyunu #thwishinggame #megshaffer #artemisyayınları
Huzurlu günleriniz olsun...Bugün sizlere; yazar @meg_shaffer yazmış olduğu, @artemisyayinlari bünyesinde çıkan "Bir Dilek Oyunu" kitabının yorumu ile geldim...
Kalbindeki yalnızlıkla büyümüştü Lucy...Annesi ve babası hasta kardeşleriyle ilgilenirken onun yanında çok sevdiği kitap serisi Saat Adası vardı...Öyle ki yazarı Jack
Gerçekten 10/10 bir kitaptı. Çok güzel yorumlar okumama rağmen beklentisiz başladım ve çok sevdim.
Kitap o kadar iyidi ki.. tekrar okuyabilirim!
Enfes bir kurguydu.
İnsanlardan uzak yaşayan, dünyaca ünlü bir çocuk kitapları yazarı sebebi bilinmeyen bir şekilde yazmayı bırakır. Ve yıllar sonra birden bire yepyeni bir kitap ve oldukça şaşırtıcı
KATEGORİSİ FANTASTİK OLMAYAN ÇOK FANTASTİK BİR KİTAP OKUYACAKSINIZ!
Evvet, başta bir fantastik kitap okuyacağımı sanarak başladım fakat vay, bu da ne! Fantastikten de fantastik çıktı. Yani fantastikle hiçbir alakası yok ama çok büyülü bir kitap. Uzun zamandır karakterleri ve kurgusu böyle iğne iplikle ince ince işlenmişçesine bir kitap okumamıştım çok ama çok iyi geldi. Yazarın mizahına ayrı, zekasına ayrı, anlatımına ayrı, karakterleri bu kadar gerçekçi ve farklı yazmasına ayrı hayran kaldım.
Genelde kitaplardan beklediğim ters köşeler, şaşırtmalar olmamasına rağmen bu kadar beğenmeme sebep olan öyle çok nokta var ki bu kitapta hangi birini yazacağımı şaşırdım. Kurgu içinde kurgu olan sıcacık bir hikaye okudum. Klişelerden uzak, farklı konusuyla, her biri orjinal ilgi çekici karakterler barındıran ve benim en sevdiğim çocuk edebiyatına da ucundan bucağından dokunan bir kitap. İçindeki bilmecelerle gerçekten eğlendim çünkü okumadan önce epey bir kendim çözmeye uğraştım fakat başarılı olduğum tek bir tane dahi olduğunu söyleyemem :D hem de çocuk işi bilmecelerini. Beni kurgusu yönüyle ve bu tarz zekasal yazımlarla başırısız kılan kitapların müptelasıyım. O yüzden hiç üzülmedim ve sinir olmadım. :D tamam birazcık oldum ama bu okuma zevkimi daha da tatlandırdı diyebilirim.
Neden 10 vermedim derseniz hala beni tam anlamıyla tatmin eden bir kitapla ne yazık ki henüz karşılaşmadım. Hem anlatım tekniği hem kurgu hem karakterler... Bilemiyorum, belki bir gün o altın kitabı bulurum.
Şubat ayında okumayı düşündüğüm sonrasında sıkılır mıyım acaba diye ertelediğim kitap. O kadar güzel o kadar masalsıydı ki.. Bazen bir şeyi çok seversiniz ama kelimelere dökemezsiniz ya hislerinizi. Bu kitaba karşı tam olarak öyle hissediyorum. Lucy, Christopher, Jack, Hugo… Ailem gibi oldular ve ben o evden hiç çıkmak istemedim:(. Karakterlerin yaşadıkları ve sonrasında gün yüzüne çıkan gerçekler.. Bazı bölümlerde neredeyse ağlayacaktım. Lütfen okuyun bu kitabı :’)
9.5/10 TAVSİYE!
Gece yarısı kütüphanesi gibi kitabı bitirdiğinizde 3 yıldızlı bir
michelin restoranında ardarda önünüze gelen birbirini tamamlayan bir tadım ziyafetinden çıkmış gibi olacağınıza eminim, zira ben öyle oldum. Karakterlerin baştan sona gelişimleri, derinlikleri harika işlenmiş belki minik Christopher biraz geride kalmış olabilir ama olur o kadarı da. Kurgu akış harikaydı. Eminim ki çoğu kişinin hayal kırıklığına uğradığı bir bölüm var -net şekilde söylemek istemiyorum- fakat kitabın gidişatı ve karakterleri göz önüne aldığınız zaman tekrar düşünürseniz o kısımın öyle sonlanması gerektiğinin farkına varabilirsiniz. Çünkü unutmayın tabii ki Büyük Usta Lucy'nin kazanmasına izin vermişti.
Uzun zamandır bir kitabı okurken bu kadar içten duygular hissetmemiştim. Çok basit bir dille o kadar güzel içinize işliyor ki kitap. Hem çok keyifli masal gibi bir hikaye okuyorsunuz hem de hayatın tüm acı gerçekleri karşınızda.
1 puan az vermemin tek sebebi yarışmalardı. Bir şekilde o heyecanı hissedemedim ve çok kısaydı sanki o kısımlar.